Bugün çevremizde yaşanan olaylarla ilgili düşüncelerimi yazmak istedim. Ama sonra bunları en güzel hikayeler anlatır dedim.
Hikaye ile anlatalım.
Kurt ormanda gezerken bir ağacın dalında asılı bir geyik budu görür.
Açtır, ama şüphelenir; çevreyi kontrol etmeye başlar ve bir tuzakla karşı karşıya olduğunu anlar. Geyik budu iple bombaya bağlıdır. Uzağa gider ve başını kollarının üzerine koyarak yatar. Biraz sonra çakal gelir, budu ve tabii ki kurdu da görür.
Ona sorar:
- Ne yapıyorsun dostum?
- Hiç... yatıyorum.
- Burada bir but var.
- Evet var.
- Neden yemedin?
- Ben bugün oruçluyum.
- Ben yiyeyim o zaman.
- Buyur afiyet olsun!
Çakal, geyik buduna uzanır uzanmaz bir patlama... ortalık toz duman!
Çakal yaralı, hareketsiz 10 metre uzakta perişan halde yatarken, Kurt sükûnet içinde budu yemeye başlar. Bunu gören Çakal, "Hani oruçluydun" diye sorar. Kurt vakur bir sesle cevap verir:
"Biraz önce top patladı duymadın mı?
Madem hikaye anlatıyoruz.
Bir hikaye daha.
Vaktiyle bir kurt, köyün birine girer .
Girer ama bir de bakar arkadan onlarca it peşine düşmüş.
Kurt kaçar beş it kalır,
Kurt kaçar üç it kalır,
Kurt kaçar iki it kalır,
Kurt kaçar bir it kalır.
Kurt kaçar ama it bıkmak bilmez kurdu kovalar.
Kurt arayı açınca çıkar bir tepeye iti merak eder kimin iti diye.
Birde bakar Demircinin iti,
Kurt kendi kendine hayretle ,
Olan kasabın iti peşimden gelse anlarım tavukları yedim,
Fırıncının iti olsa, ekmeklerini yedim
Ben bu demircinin itine ne yaptım da neden peşimden geliyor .
Bunu da siz yorumlayın.
Kalın sağlıcakla.