Ortaçağ Modern Biliminin kurucusu. Hekimlerin önderidir.
İbn-i Sina'nın yazdığı kitapların sayısı 400'ü bulur. Kitapların sadece 200'ü günümüze ulaşmıştır. Geometri, Cebir, Dil Bilim, Tıp, Astronomi ve Doğa Bilimleri üzerine çalışmaları var.
Çok yönlü bir filozof. 10 yaşında Kur'an-ı ezberler. 19 yaşına geldiğinde Tıp Dr. olur. Küçük ve büyük kan dolaşımını birbirinden ayıran âlim olarak bilinir. Tüm gününü okumakla geçirir. Mum ışığında saatlerce sabaha kadar çalışır, pek az uyur.
İBN-İ SİNA, ilk derslerini babasından, sonraki derslerini devrin tanınmış bilginlerinden alır.
İBN-İ SİNA, küçükken babası elinden tutar, devrin ileri gelen âlimlerine teslim eder. "İlim, irfan sahibi yapın" der. Dersler başlar ancak İbn-i Sina'da tık yok. Geometri ve cebir derslerine aklı kesmez.
Kıvranır ama nafile. Kaçacak ancak babasından korkar. Kaçacak ama, başarısızlığı kabullenemez. Sonunda kaçar eve değil, başka bir yere. Bir kervana katılır. Kervan su başında mola verir.
Kervanbaşı İbn-i Sina'ya git, kuyudan su çek getir der. İbn-i Sina, kovayı kuyuya salar tam çekerken kalır. Birşey dikkatini çeker. Kuyunun ağzındaki mermer bilezik, kovayı çeken ipin sürekli sürtünmesiyle aşınmıştır. İp taşı kesmiştir. İp gibi yumuşak bir cisim, nasıl olur da mermer gibi çok sert bir taşı böyle keser?
İbn-i Sina, ip bile taşı kesmiş, benim aklım taştan daha mı sert ki bu dersleri kesmiyor der. Sabır, sebat, azim ve gayreti sayesinde ip taşı kesmiştir. Kaçmaktan vazgeçip okula geri döner. Âlimler şaşırır. Bir günde ne değişti derler. Göreceksiniz der.
Dersler devam ederken aynı kıvranma ve zorlandığı her derste mermeri aşındıran ipi düşünür. İşte olayın kırılma anı burasıdır. Sonunda başarır. Tarihin en büyük İslâm Âlimlerinden biri olur.
İBN-İ Sinanın, çok zeki, çalışkan olduğu, zeka ve bilgisine aşırı derecede güvenmesinin yanında, mağlubiyete tahammül edemeyen bir kişiliğe sahip olduğu söylenir. (Sadık Gültekin: Eğitim Yazarı)...
Bir şeye aklımız yatmadığı zaman söylediğimiz aklım kesmedi deyimi dilimize İbn-i Sina'dan gelmiştir. Matematik zor, sevmediğimiz dersler için, çalışsam da yapamam deriz. Çözüm olarak bırakmayı, kaçmayı seçeriz. Böyle davrananlara aklımız kesmez. Aslında hepimiz problemlerle karşılaşınca gelişiriz. Problemler bir değişim fırsatıdır. Bu fırsatı iyi kullanmak gerekir.
Büyük Türk Bilgini, filozofu ve hekimi olan İBN-İ SİNA 980'de Afşin'de (Buhara) doğdu. 1037'de Hemedan'da (İran) ölmüştür. (Berthelot'a göre, kimyanın bugünkü durumuna gelmesinde büyük payı vardır.)
Eskiden öğrendiğim bir şeyi ne kadar zaman geçerse geçsin, şimdi öğrenmiş gibi hafıza kudretine sahibim diyen İbn-i Sina, Buhara emiri İbn-i Yahya'yı bir hastalıktan kurtardığı için kendisine hükümdarın kütüphanesinde çalışma izni verilmiştir.
Daha sonra Hemedan hâkimini ölümden kurtardığı için, vezirliğe atanan İbn-i Sina, boş zamanlarında, matematik, fizik, kimya, mantık ve metafizik ile ilgilenerek kendi kendini yetiştirmiştir.
Bir Tıp Ansiklopedisi olan KANUN adlı eseri, Lâtinceye çevrilmiş, Batı Üniversitelerinde temel kitap olarak okutulmuştur. İbn-i Sina'nın ayrıca Şifa adlı, 18 ciltlik bir Felsefe Ansiklopedisi, 20 ciltlik, Kitab-ül-İnsaf adlı bir eseri vardır.
Olduğumuz yerde durarak, hiçbir yere varamayız. Bizim için, bize göre, bizim tarafımızdan tasarlanmış bir yaşam umuduyla...
Dileyelim ki, en çok istediğimiz şeyler hiç beklemediğimiz anlarda gerçekleşsin. Prof. Dr. Fuat Başgil'in dediği gibi, üşenmeyin, ertelemeyin, vazgeçmeyin...
Daima gayretli olmaya çalışalım...
SAYGILARIMLA...