Sevgili Dostlar,
Mevlana, Hz.İbrahim’den bahsederken “Allah için ateşe atılmak vardır. Lakin ateşe atılmadan önce kendinde “İbrahim” lik olup olmadığını araştır. Çünkü ateş seni değil “İbrahim” leri tanır ve “İbrahim” leri yakmaz.”demiştir.
Dünyada, ülkemizde, şehrimizde hatta yakın çevremizde, kendini ”İbrahim” zanneden binlerce, milyonlarca, milyarlarca sahte“İbrahim”ler yok mudur?
Gerçek “İbrahim” olmamız çok mu zor? Tek çare gerçek “İman” değil midir?
Etrafımıza bakalım, dinleyelim ve kaç göz pınarından “Allah rızası” için gözyaşı damladığını görmeye çalışalım. Allah’a gerçekten “Kuşku” duymadan inanmış olmak, gönül huzuru ile benimseme ile birlikte içten ve yürekten inanmadır.
İnsanoğlunun birçoğunun “Allah’a inanmış” görünmesinin, hatta ilk basamak olarak kabul ettiğim “kuşku” basamağına bile adım atamamış olmasının en büyük sebebi; “toplumdan çekiniyor olmak” değil midir? Allah’a inanıyor görünmek, ama en derin “inançsızlığı ve gizli ateizmi ” içinde saklamak, hatta sahte “İbrahim” olmak sadece içinde bulunduğumuz toplumun değer yargılarını tatmin etmek, çıkar sağlamak, statümüzü yükseltmek hatta “Lawrence” olmak için yapıldığına eminim.
Sadece “Dürüst İnsan” görünümüne bürünmek için “Namaz” kılıyorsak,
Siyasi ve halka açık ortamlarda “iftarda görünüyor” olmak niyetiyle “Oruç” tutuyorsak,
Her seferinde “affedileceğini“, “Günahlarından arınacağını” düşünüyor ve ya statüsünü yükseltmek amacıyla “Hacc”a ve “Umre”ye gidiyorsak, bu durumumuzu “kuşku” basamağına dahi gelmediğimizi bilmemiz gerekir. Bu durum sadece “münafıklık”, “Yalancılık” ve “Lawrenscilik” ile izah edilebilir.
Allah’a inanmak için önce “Saf iman sahibi” olmalıyız. İnancın gereğini ve İslamın en ince konularından “Kul Hakkı“nı iyi bilmeliyiz. “İnsan” ve “Saf iman Sahibi” olabilmek uzaklarda değildir. Sadece kendimizdedir.
Peki, neye inanıyoruz?
Cenab-ı Hakka mı? Şeytana mı?
Yoksa kendimizi onların yerine mi koyuyoruz?
Belki de herkesi yok etmek istiyoruz. Yaratılanları sevmiyoruz. Aldatıyoruz, öldürüyoruz, adil davranmıyoruz. Kendi “İnandırıcılığımız”dan bir kafes hazırlayıp herkesi hapsetmek mi niyetimiz?
Değerli Dostlar,
Günümüzde artık en adi şekilde, şefkatsizce, haince ve inançsızca “Kötülük yoktur! kötülük yapıyorsak hepimizin kendine göre bir sebebi vardır ” denmeye ve inanca zıt olarak davranılmaya ve bu anlayış makul hale getirilmeye başlandıysa, “İman” ve “İnsanlığın “yok olduğuna bir delalettir.
“İman zayıflığı “diye bir izahat olamaz !
“İman” ya vardır, ya da yoktur.
“Kötülük” için bazen Psikolojik literatürde ”Hastalık”tır denir. Lakin bana göre bu bir “Hastalık” olmayıp, sadece ve sadece “Cüz-i İrade” ile bir “Tercih”tir. “İnanmak” karşılında “inkar”ı tercih etmek, “yaşatmak” yerine “katletmeyi” tercih etmek, “zayıfı kollamak “yerine “gaspetmek ve tecavüzü” tercih etmek, “Hukuk” yerine “adaletsizliği” meşru kılmaya çalışmak, “doğru “yerine “yalan” ı tercih etmek, “yardım” yerine “çalmayı” tercih etmek, “Hakkına “razı olmayıp, “rüşveti” ve “iftirayı” tercih etmek…
“Kamil insan” olmayı ya da “İblis” olmayı tercih etmek…
Hülasa şudur ki,
Cenab-ı Allah’ın “varlığını inkar etmemek” farklı bir şeydir, “iman etmek” farklı bir şeydir.
İnşallah hepimiz “İman” eden bir kul, “Kamil” manada “İnsan” ve “İbrahim” oluruz.
Haftaya “Ateizmi tepelemek” başlıklı yazımda görüşmek üzere selametle kalınız…