Kur’an eğitimi ve hafızlık Hz. Peygamber Efendimizle başlamış köklü bir gelenektir. Kur’an öğrenimi, onu yüzünden okumayı öğrenmekten, getirdiği mesajı farklı boyutlarda anlamaya kadar çok geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. Kuran’ı ezberlemek de bu kapsam içerisinde yer almaktadır. Kuran’ı baştan sona ezberleyenlere hafız denilmektedir. Kur’an-ı Kerim’in tamamını ilk ezberleyen, dolayısıyla ilk Kur’an hafızı Hz. Peygamber(sav)’dir. [1]Hz. Peygamber (sav) Efendimiz, Ebu Hureyre (r.a)’dan rivayet edilen bir hadiste, “Size iki şey bırakıyorum. Bunlara tutunursanız asla dalalete düşmezsiniz. Bunlar Allah’ın kitabı ve sünnetimdir…”demiş, başka bir hadisi şerifinde ise “Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir” buyurmuştur.
Bu ilkeleri hayatlarında rehber edinen Müslümanlar Kur’an’ı sadece kendileri öğrenmekle kalmamış, başta çocukları olmak üzere, sonraki kuşaklara öğretmek için de çeşitli kurumlar açmışlardır.[2]Bu amaçla, Karahanlılar ve Selçuklular devrinde, Kur’an eğitim-öğretimi konusunda daha sistemli ve üst düzey eğitim imkanı sunan “Dâru’l Kur’ân”, “Dâru’l Huffâz”, “Dâru’l Kurrâ” adlarıyla anılan kurumlar ortaya çıkmıştır. Yine gerek Selçuklular gerekse Osmanlılarda bütün bu kurumlar gelişerek varlıklarını sürdürmüşlerdir. Özellikle Dar’ul Kurra gibi kurumlarda” ilm-i kıraat” ve “ilm-i meharic-i huruf” gibi konular derinlemesine öğretilmiştir. Cumhuriyet devrine gelindiğinde (1924) Diyanet İşleri Reisliği’ne “huffaz muallimi” tahsisi yapılarak, hafız yetiştirmek için Kur’an kursları açılmıştır. [3]
Hafızlık yaptıran bir Kur’an kursu öğreticisinin etkili bir din öğretimi gerçekleştirebilmesi, öğrencilerine kılavuzluk ve rehberlik edebilmesi için onları iyi tanıması; onların bilişsel, duyuşsal, dini-ahlaki gelişim özelliklerini, ilgi, ihtiyaç, yetenek ve beklentilerini, akademik özgeçmişlerini, aile çevrelerini, sosyo-kültürel ve ekonomik durumlarını iyi bilmesi gerekmektedir.Öğrencinin tanınması için; bireylerin yetenekleri, başarı ve başarısızlıkları, kişisel ve sosyal uyum düzeyi sorunları, zayıf ve güçlü yanları, tavır ve değer yargıları, yetiştiği çevrenin geliştirici ve engelleyici etkileri gibi daha pek çok özelliklerinin ayrıntılı olarak bilinmesini gerektirir. Bireyin niteliklerini tanımanın amacı, farklı nitelikleri ile bireyi betimlemek ve hangi koşullarda ne şekilde davranacağını yordamak yani tahminde bulunmaktır.[4]
Ulvi hafızlık hizmetlerini yeni bir anlayış ve programla sürdürmeyi planlayan Diyanet İşleri Başkanlığı Hafızlık Eğitim Programı içerisinde yer alan Kur’an-ı Kerim öğrenme alanı, Kur’an-ı Kerim’in tecvit kurallarına göre usulüne uygun olarak okunmasını ve başından sonuna kadar ezberlenmesini amaçlamakta olup programın ana gövdesini oluşturmaktadır. Öğrencilerin ezber yapma kabiliyetini geliştirmek ve hafızlık sürecine adaptasyonunu sağlamak amacıyla Hazırlık Dönemi; yeni tamamlamış oldukları hafızlıklarını kuvvetlendirmeleri amacıyla da Pekiştirme Dönemi programa yerleştirilmiştir. Kur’an-ı Kerim öğrenme alanında Yüzünden Okuma, Ezber ve Okuyuş Usulleri Tatbikatı olmak üzere üç ders yer almaktadır. [5]
Kuran-ı Kerim öğrenme alanında öğretme ve öğrenme sürecinde, aşağıdaki iki ilkeye özellikle dikkat edilmelidir:1-Bireysellik: Öğrenme esasında bireysel bir süreçtir. Nitekim hafızlık eğitimi programında da bu konuya dikkat çekilir. Buna göre hafızlık yaptıran öğretici her öğrencinin bilgiyi alma, işleme, kodlama ve değerlendirme süreçlerinin farklılık gösterdiğini bilerek hareket etmelidir. Zaten hafızlık eğitimi programında bu ilke doğrultusunda, özellikle Kur’an-ı Kerim ezber dersinde içerik oldukça esnek olarak belirlenmiştir. Öğreticiler öğrencilerin yetenekleri, kapasiteleri, öğrenme hızları ve motivasyonları vb. doğrultusunda programda belirlenen süreleri kısaltabilecekleri gibi, standart olarak belirlenen sürede veya hafızlığını tamamlayamayan öğrenciler için Hafızlık Takip Komisyonu kararıyla ek süreler de verilebilecektir.[6] 2- Görsellik ve İşitsellik: Ezberlenecek bölümlerin öğreticiden, video veya cd’lerden seyrettirilip dinletilmesi, Kur’an’ın doğru ve güzel okunmasının yanında ezberlenmesini de kolaylaştıracaktır. Nitekim, geleneğimizdeki “Kur’an fem-i muhsinden öğrenilir” sözü de Kur’an öğreniminde görselliğin ve işitselliğin önemine işaret eder.[7]
[1] T.C. Başbakanlık Diyanet İşleri Başkanlığı “Hafızlık Eğitim Programı” Ankara,11.03.2010,113 sayılı Başkanlık onayı,s.1-71
[2] KORKMAZ, Mehmet(2019),”Hafızlık ve Bireyi Tanıma”, Hafızlık Eğitimi Üzerine Araştırmalar, ed. C. Osmanoğlu, Ö.Özbek,Kayseri,2019,s.6-115
[3]KORKMAZ,M. (2017)”Kur’an kurslarında Din Eğitimi”, Din Eğitimi El Kitabı içinde, (Ed.), R. Doğan, R. Ege, Grafiker Yayınları, Ankara, 2017, s. 340-361
[4]Aktepe, V. (2005),”Eğitimde Bireyi Tanımanın Önemi” , Ahi Evran Üniversitesi Kırşehir Eğitim Fakültesi Dergisi , 6 (2) , 15-24 . Retrieved from
[5] A.g.p. s.26
[6] A.g.a,s.62
[7] A.g.p. s.26