Baharın müjdecisi olarak nitelenen cemre yedi gün arayla sırasıyla önce; havaya, sonra suya ve son olarak da toprağı düştüğü bilinir.
19-20 Şubat'ta ilk cemre havaya düşerken, baharın müjdeleyicisi olan ikinci cemre ise 26-27 Şubat tarihlerinde suya düşecek. Son cemrenin ise 5-6 Mart tarihinde toprağa düşmesi ile birlikte toprağın uyanması ve baharın gelişi de müjdelenmiş oluyor.
CEMRE DÜŞMESİ NEDİR?
Halk takvimi ve inanışına göre, kasım günlerinin 100. gününden 5 gün sonra cemrelerin düşmeye başlıyor.
Arapça kökenli bir kelime olan "cemre"'nin sözlük anlamı kor yani ateştir. Halk arasında ise sıcaklığın artması olarak bilinir. Cemrenin ilkbahar başlamadan hemen önce 7 gün arayla havaya, suya ve toprağa sırasıyla düştüğüne inanılır. Bu düşen cemreler sayesinde hava, su ve toprak ısınır.
CEMRE DÜŞMESİNİN TÜRK KÜLTÜRÜNDEKİ YERİ
Türklerin cemreyi Arap halk takviminden ne zaman aldığına dair bir kayıt bulunmadığını ancak Kafkasya ve Anadolu coğrafyasına geldikten sonra buna kültürlerinde yer verdiğini anlatan Koruyucu Tarım Derneği Başkanı Mehmet Karlı, cemrenin halk arasında kış aylarının bitmesi anlamına geldiğini söyledi.
Karlı, ilkbaharın gelişini temsil eden cemrenin, Osmanlı Türkçesi’nden miras kalmış Arapça kökenli bir kelime olduğunu ifade ederek, “Eskiler 365 günlük yılı 179’u ‘Kasım’ ve 186’sı ‘Hızır’ günleri olarak ikiye ayırmaktadır. Miladi takvime göre 20 Şubat’ta havaya düşen birinci cemre, Kasım günlerinin 105. gününe tesadüf eder ve kışın biteceğine olan ümidin sembolüdür
İlkbaharda yaşanan hava değişimini tasvir etmek için cemre tabiri genellikle “düşmek” fiiliyle birlikte kullanılır ama aslında fiilen toprağa, havaya ya da suya düşen herhangi bir şey yoktur. Aslında havada, suda ve toprakta yaşanan sıcaklık değişimi kastedilir.” dedi