Lezzetli ve kaliteli bulgur üretimiyle tanınan Ahmet buğdayı, yüzyıllardır Karaman'da yetiştirilen yerel bir buğday çeşidi olarak dikkat çekiyor. Ancak, üreticilerin daha fazla verim sağlayan sertifikalı buğday çeşitlerine yönelmesiyle, bu geleneksel buğday neredeyse unutulmuştu.
Taşkale köyündeki tahıl ambarlarında yıllardır saklanan buğday tohumu, zamanla azalırken, 2018 yılında Duru Bulgur firması ve Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi’nin ortaklaşa yürüttüğü projeyle, Ahmet buğdayının genetik kalitesini korumak ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla çalışmalar başlatıldı. Bu projede, tohum kaynağı olarak kullanılan Ahmet buğdayından serada hızlı ıslah yöntemiyle sadece iki yıl içinde yeni çeşitler elde edildi.
KMÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nevzat Aydın, Türkiye'nin buğday genetik mirasında çok güçlü bir yere sahip olduğunu vurgulayarak, 2018 yılında başlattıkları projede hızlı ıslah yöntemini kullandıklarını belirtti. "İki yıl içinde laboratuvar çalışmalarını tamamladık ve tohum geliştirme aşamasına geçtik," diyen Aydın, projedeki başarılarını, buğdayın kuraklık şartlarına dayanıklı ve verimli olduğunu ifade ederek özetledi.
Aydın, ayrıca Ahmet buğdayının tarla testlerinin çiftçiler tarafından yapıldığını, bu yıl 20 ton sertifikalı tohumun dağıtıldığını ve bulgur testlerinin başarılı geçtiğini belirtti. Proje sayesinde, hem Ahmet buğdayı tohumunun korunmasının hem de çiftçilere yüksek verim sağlayan tohumların sunulmasının önünü açmayı hedeflediklerini söyledi.
Duru Bulgur Yöneticisi Emin Duru, küresel ısınmanın etkisiyle ekim zamanlarının değiştiğini ve Ahmet buğdayının gelecekte suya daha az ihtiyaç duyan bir seçenek olarak öne çıktığını belirtti. "Ahmet buğdayı, daha kısa sürelerde yetişebilen ve kuraklık koşullarına dayanıklı bir tür," diyen Duru, buğdayın gelecekte daha geniş alanlarda tercih edileceğini düşündüğünü ifade etti.
Son olarak, Burunoba köyünde çiftçilik yapan Faruk Akdoğan, Ahmet buğdayını ekmeye başladığından beri dekardan 800 kilogram ürün aldığını ve buğdayın diğer türlere göre daha değerli olduğunu söyledi. Bu proje, Karaman’daki geleneksel buğday türünün korunmasını ve verimli bir şekilde yeniden yetiştirilmesini sağlamak adına önemli bir adım olarak öne çıkıyor.