Esnaf köşesinin bu haftaki misafiri halı yıkama sektöründe faaliyet gösteren Yusuf Kahraman. Düşük bir sermaye ve Kosgeb girişimcilik desteğiyle halı yıkama sektörüne girdiğini kaydeden Kahraman, bir iş girmeden önce o işe talep olup olmadığının iyi araştırılması gerektiğini söylüyor. Gençlerin günümüzde mevsimlik işlerde bir ay çalışıp bir yıl yatma gibi yanlış bir yol izlediklerini belirten Kahraman, "Gençlerimizin istikrarlı bir iş bulmaları gerekiyor. Bir gün kazanıp bir hafta yemek hiç kimseyi bir adım ileri götürmez." dedi.
Halı yıkamada açık vardı
1989 Sarayönü doğumluyum. İlkokul, ortaokul ve liseyi Sarayönü'nde okudum. Daha sonra Sarayönü Meslek Yüksek Okulu Organik Tarım bölümünü bitirdim. Okulu bitirdikten sonra iki yıl Niyazi Ülker'in yanında PVC sektöründe çalıştım. Niyazi abinin yanında çalışırken kendime iş kurmayı düşünüyordum. PVC'de ustalaşmıştım işyeri açmayı düşünüyordum. Bu sektörde üç işyeri olduğu kaldırmaz diye vazgeçtim. Bir arkadaşım halı yıkama sektöründe ilçede bir boşluk olduğunu söyledi. Bu işe girmem için bana fikir verdi. Burada halı yıkayan bir kişi vardı. Birde Ladik'te vardı. Sektörde açık olduğunu görünce halı yıkama işine girmeye karar verdim. Karar verdikten sonra nasıl açabiliriz, desteklerden yararlanabilir miyiz diye araştırma yaptım. Kosgeb'in girişimcileri desteklediği öğrendim.
Girişimci desteğiyle açtım
Girişimcilik kursuna gibi belgemi aldıktan sonra işyerimi açmak için girişimlere başladım. Önce işyerimizi tuttuk. Yaklaşık bir ay boş bekledik. Sonra makinelerimiz geldi. Makinelerimizi Sakarya'dan getirttik. Konya'daki esnafların hiçbiri Kosgeb desteğinin çıkacağı günü beklemeyi kabul etmedi. Sakarya'da faaliyet gösteren Anadolu makine ile görüştük. Kabul ettiler. Bir hafta Sakarya'da kalıp makineleri kullanmayı öğrendim. Makinelerimiz geldikten sonra aynı gün halı yıkamaya başladık. Kosgeb bana 50 bin lira hibe verdi. Benim işe başlamam 120 bin lirayı buldu. 70 bin lirada kendim masraf ettim. Bu işe girerken cebimde sadece 20 bin lira vardı. Onu da babamdan aldım. Kalan ödemeleri de taksitlendirip 1 yıl içinde kazandıkça ödedim. Yani büyük bir sermayeye ihtiyaç duymadan işyerimizi açabildik. İsteyin bir şeyler oluyor. Üç yılı tamamladık, dördüncü yılımıza girdik. Çok şükür memnunuz.
Kriz bizi de etkiledi
İşlerimiz günden güne düşüyor. Ekonomik sıkıntılardan dolayı insanlar halılarını eskisi gibi yıkatamıyor. Yılda beş defa halı yıkatan müşterim vardı. Şimdi yılda bir yıkamaya kadar düştü. İnsanlar artık idare edebildiği kadar idare etmeye çalışıyor. Büyükleri gönderirlerse küçükleri kendileri yıkıyor. İmkanı olan hepsini kendi yıkıyor. Benim müşterilerim sabit zaten. Belli bir listemiz var. Dönüyor ama aralar çok açılmaya başladı. Bunun nedeni de insanlarda para olmaması. Buna rağmen masraflarımı düştükten sonra aylık gelirim 4-5 bin lirayı buluyor.
Günübirlik işler bir yere götürmez
Şimdi gençler az zamanda çok para kazanayım diye uğraşıyor. Balyaya gidiyorlar ya da eğlence sektörüne yöneliyorlar. Bunun nedeni az zamanda çok para kazanma isteği. Burada gençler bol kazanayım. Bir gün kazanıp üç beş gün yiyim diye düşünüyor. Oda insanı bir adım ileriye götürmüyor. Benim arkadaşlarım burada çok oyun salonu ve kafe açıp bunu denediler. Bizim ilçemizde talep belli arz belli. Genç sayısı çok az. İş kuracak arkadaşlarımız iş kurmadan önce iyi araştırma yapsınlar. Hangi sektörde ihtiyaç varsa o tarafa yönelsinler. Mesela temel ihtiyaçlara talep hiç bir zaman bitmiyor.
Cefa çekmeden sefa sürülmüyor
Ben halı yıkama işinde potansiyel gördüm bu işe yöneldim. Gençlerde araştırıp böyle bir iş kurabilirler kendilerine. Kurulacak iş insanların sürekli ihtiyaç duyabileceği bir iş olmalı. Birde cefa çekmeden sefa sürülmüyor ne yazık ki. Ben ilk açtığım zamanlar gece 3-4'e kadar çalıştığımı bilirim. Sarayönü dışında Kadıoğlu'ndan Meram'a kadar neresi olursa gidiyordum. İşlerimizi rayına oturttuk şimdide keyfiyle çalışıyoruz. İstikrar çalışma hayatında çok önemli. Varsın insanlar az kazansın sürekli kazansın. Bir ayda 15-20 bin lira kazanıp bir yıl yatmak bana göre iş değil.
Müşteri memnuniyeti zor
İnsanları memnun etme çok zor. Biz halıyı tamamıyla makinede yıkıyoruz. Halı makineden tek tip geçiyor ama müşteri bir yarısı olmuş bir yarısı olmamış diyebiliyor. Yada yumuşamamış diyor. Birde kendi aralarında kulaktan dolma bilgilerle kendilerini tedirgin ediyorlar. Halıları üst üste koyup yıkıyormuşsunuz diyenler var. Burada her halı makineden tek tek geçiyor. Kimsenin halısı kimsenin halısına değmiyor. Hepsi ayrı ayrı yıkanıp kurutuluyor sonrada paketlenip sahibine teslim ediliyor. Zaten leke gibi bir sorun yaşamıyoruz. Hepsini çıkarıyoruz. Benim kullandığım şampuan dünyada ünlü bir şampuan. Bidonu 530 lira. Bu sabunu Konya'da 50 liraya üretenlerde var. Biz işimizi en iyi şekilde yapmaya gayret ettiğimiz için en kalitelisini kullanıyoruz.
Konya'ya da hizmet vereceğiz
Konya'da halı yıkayanlar bir halıya 30-50 litre arasında su kullanıyor. Yıkıma durulama dahil. Biz bir halıya 300-350 litre su kullanıyoruz. Kullandığım makinenin günlük halı yıkama kapasitesi 5 bin metrekare. Bizim günlük 1000 metrekare civarında bir iş potansiyelimiz var. Konya'dan da çok talep geliyor ama yetişemediğimiz için Konya'ya şu anda gidemiyoruz. 3. TOKİ'nin yoğunluğunu bekliyoruz. Onu atlattıktan sonra bir araç daha alıp Konya'ya da hizmet vermeyi düşünüyoruz. Çünkü daha önce halısını yıkadığımız müşterilerimiz sürekli arayıp soruyor. Konya'daki halı yıkamacılardan memnun olmadıkları için sürekli hizmet talep ediyorlar. Gelen bu talepleri karşılayacağız.
İşyerini kapatacak çok esnaf var
Ekonomik durum ilçemizde günden güne sıkıntıya giriyor. Parası olan çıkartmıyor. Parası olmayanda zaten yok. Günden güne bir geriye gidiş var. Sanayi esnaflarının işi bu sene çok kötüydü. Böyle olursa gelecek sene kapatacak çok esnaf var. Önceden herkes yazın çalışır kışa hazırlık yapardı. Çünkü kışın burada çok iş olmaz. Bu sene koskoca harman geçti kışa hazırlığını yapabilen yok. Bu işin sonunu pek iyi görmüyorum. Geçen seneden gelen borçlarını ödeyemeyenler var. Açtığım sene 7 kişi çalıştırıyordun. Bu sene 3-4 kişiyle çalışıyoruz. Çünkü eskisi kadar iş yok.
Konya'yı avantaja çevirebiliriz
Konya'ya yakınlık dezavantaj gibi görünse de bana göre avantaj. Bunu avantaja dönüştürebilmek esnafların kendi elinde. Güzel iş yapınca, kaliteni gösterince yakın olduğumuz için Konya'dan bana talep geliyor. Belki Konya'dan buraya bir halı yıkamacı gelmediği için bu bir ölçü olmayabilir ama öteki taraftan bakınca Konya'dan bize talep gelebiliyor. Düğer esnaflarımızda düşünüp bu yakınlığı avantaja dönüştürmenin bir yolunu bulabilirler. Bir müşteri her ne alacaksa Konya'daki aynı kaliteyi veya daha kalitelisini aynı fiyatlara buradan bulabilirlerse buradan alırlar. Bunun mantığı bu kadar basit.