Deva Partisi Konya İl Başkanı Dr. Seyit Karaca Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kamu kurumlarının yerel basına yönelik abonelik ve gazete alımlarına kısıtlama getirilmesinin, olağanüstü ve zorlu şartlar altında yayın yapan yerel medya kuruluşlarını ekonomik bir darboğaza sürükleyeceğini söyledi.
Gazete aboneliği ve gazete alımına kamu kurumlarında kısıtlama getirilmesi kararının yanlış bir karar olduğunu belirten Dr. Seyit Karaca, “Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Cumhurbaşkanlığı'nın ve TBMM'nin muaf tutulduğu tasarruf tedbirleri kapsamında, kamu kurumlarının yerel basına yönelik abonelik ve gazete alımına kısıtlama getirildi. Halkın haber alma hakkının en önemli savunucusu konumunda bulunan yerel basına yönelik getirilen bu tedbir ile olağanüstü ve zorlu şartlar altında yayın yapan yerel medya kuruluşları ekonomik bir darboğaza sürüklenecektir. Tedbirlerin aktif olarak uygulanması durumunda başta Konya'daki basın kuruluşları olmak üzere ülkemizin her noktasındaki birçok medya kuruluşu faaliyetlerini sonlandıracak, gazeteciler ve bağlı çalışanlar işsiz kalacaktır. DEVA Partisi olarak yerel demokrasinin önemli bir temsilcisi olan ve halkın sorunlarını gündeme getirerek sosyal dengeyi sağlama görevini üstlenen medya kuruluşlarına yönelik bu tasarruf tedbirini gözden geçirmeye çağırıyoruz” dedi.
Kararname halkın safında yer tutan medya mensuplarına yönelik bir ambargodur.
Seyit Karaca kararnamenin halkın safında yer tutan medya mensuplarına yönelik bir ambargo olduğuna dikkat çekerek, “Yandaş gazetecilerin her türlü fırsattan ve nimetten faydalandırıldığı bir sistemin hâkim olduğu ülkemizde, sadece abonelik ve gazete satışı ile ayakta durarak yayın yapan yerel medyaya yönelik getirilen bu karar; dürüst, ilkeli ve halkın safında yer tutan medya mensuplarına yönelik bir ambargodur. Demokrasilerin vazgeçilmez unsuru olan bağımsız ve tarafsız medyaya tahammül etmekte güçlük çeken siyasi odakların aldığı bu kararı, tasarruf ile bağdaştırmak mümkün değildir. DEVA Partisi olarak parti programımızda da vurguladığımız gibi basın, kamunun "gözetleyicisi" olarak farklı kaynaklardan bilgi ve düşünceleri yayarak demokratik toplumun vazgeçilmez unsurları olan şeffaflık ve hesap verilebilirliğin sağlanmasına da katkıda bulunur. Basının kamuya karşı bu görevi üstlenmesinden rahatsız olanlar ve her türlü engeli çıkaranlar şimdi de hedefine yerel basını koymuşlardır. Her türlü israfın, her türlü kurumda had safhada yaşandığı ülkemizde tasarrufun öncelikle bu kararı alanlar tarafından uygulanmasının gerekliliği açıktır.
Tasarruf adı altında alınan bu karar gün geçtikçe artan baskı ortamının israfla karışık bir itirafı olmuştur. Nitekim 1-2 TL'lik gazete ücretleri ile tasarruf yapmaya çalışanları; öncelikli olarak 3'er, 4'er maaşları, on binlerce son model makam araçlarını, ülkenin dört bir yanındaki sarayları, vatandaşın hiç kullanmadığı altyapı yatırımlarına verilen garanti ücretlerini ve yok pahasına satılan ülke kaynakları söz konusuyken yerel basın ve gazeteler tasarruf adı altında hedef alınmıştır. Genel başkanımız Ali Babacan’ın ifadesiyle, Türkiye’nin baskıcı yöneticilere değil, özgür gazetecilere ve düşüncelere ihtiyacı vardır. DEVA Partisi olarak yerel medyanın güçlendirilmesi ve çok sesli yapısının korunması için destek çağrımızı yineliyoruz.”