Demirkaya, ilkokulu bitirdikten sonra 1953 yılında Astsubay Hazırlama Ortaokulu’na kaydoldu. Henüz 13 yaşında ilk kez askeri üniformasını giyen Demirkaya, 1974’te Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekâtı’na astsubay başçavuş olarak katıldı ve harekât sonrasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bir yıl görev yaptı.
Bu süreçte birçok hatıra biriktiren Demirkaya, bir askerden aldığı tüfek, bir evden getirdiği küçük biblo ve önemli noktalarda çekilmiş fotoğraflar gibi anıları 50 yıldır özenle saklıyor.
84 yaşındaki Demirkaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, duvarlarında asılı olan hatıralar ve fotoğraflarla yıllardır konuştuğunu belirterek, bu değerli anıların kendisiyle birlikte mezara gitmemesi gerektiğini ifade etti.
Harekâtın son ana kadar gizli tutulduğunu aktaran Demirkaya, ancak sefer bölgesine intikal emri verildiğinde Kıbrıs’a çıkarma yapılacağını anladıklarını söyledi.
Harekattan bir önceki gün Mersin'den gemiyle hareket edip, sabaha karşı adaya ulaştıklarını anlatan Demirkaya, "Adaya ulaşır ulaşmaz harekat başladı ve Girne kısa sürede düştü." şeklinde konuştu.
Türk askeri, hamile bir Rum kadını doğuma yetiştirdi
Demirkaya, harekât sırasında ele geçirilen bölgelerde birçok ev aramasına katıldığını ancak Türk askerinin, milliyeti ne olursa olsun herkesin can ve mal güvenliğini her şeyin üzerinde tuttuğunu vurguladı.
Türk askerinin merhametini, tanık olduğu pek çok olayda bizzat gözlemlediğini belirten Demirkaya, şunları söyledi:
"Girne'de bir otel Rumlarla doluydu. Otelde kalan bir kadının hamile olduğu ve doğum yapacağı bilgisi geldi. Albayımız hiç düşünmeden, 'Bu bayanı alın, Girne'de doğum yapabileceği bir yer varsa oraya götürün, yoksa yol parolasını vereceğim Lefkoşa'ya yetiştirin.' dedi. Bazen kendi kendime düşünüyorum. O çocuk şu anda 50 yaşında, oteldeki herkes de buna şahit. Bu şahitlerden birisi de benim."
Türk askerinden hiçbir kötülük gelmeyeceğini anlattı
Bir Rum ev sahibiyle diyaloğunu aktaran Demirkaya, "Birazcık Türkçe biliyor. Ailesi ve çocuklarıyla evde kalan bir polismiş. 'Neden kaçmadınız?' dedim. 'Ben Türk askerinden korkmuyorum.' dedi. 'Neden?' diye sorunca, Kore harbinde bir askerin hatıralarını okumuş, orada Türk askerinin esir aldığı askerlere hiçbir zarar vermediğini öğrenmiş. Bu yüzden kaçmadığını ve Türk askerinden hiçbir kötülük gelmeyeceğini bildiğini anlattı." ifadesini kullandı.
Ezan sesiyle duygu dolu anlar yaşandı
Demirkaya, Girne Kalesi'ni aldıkları zaman duyduğu ezan sesini de hiç unutmadığını belirterek, şöyle devam etti:
"Kalede 5 uçaksavar vardı. Uçaklardan birisi buraya doğru ateş etmiş. Uçaksavarın zırhına hasar vermiş. Eğer bu mermi 35-40 santim daha sola doğru gelseymiş uçaksavarın namlusundan içeriye mermiyi sokacakmış. Düşman bu saldırıdan sonra kaçmış. Biz tam bu meseleyi irdelerken güzel bir ezan sesi geldi. Albayımız konuşmasını kesti ve 'Arkadaşlar, hepimizin gazası mübarek olsun, bu ses artık buradan kesilmeyecek.' dedi. Hepimiz çok duygulandık ve gururlandık. O ezanı da okuyanın da bir asker olduğunu öğrendik."