Bu hafta 20. ve 22. Dönem Konya Milletvekili Nezir Büyükcengiz’ in milletvekilliği esnasında özellikle Konya ve yöresi halkı, memleketi Sarayönü için T.B.M.M.’de yaptığı konuşmalar ve soru önergeleri konusunda yazı yazacağım.
Konya Milletvekili Nezir Büyükcengiz’ in 08.05.1996 Çarşamba günü, 20. Dönem , 1. Yasama Yılı , 49. Birleşim, 1. Oturumda, T.B.M.M. Tutanak Dergisi, 5. Cilt, 128-133. sayfalarında yer alan “Hububat taban fiyatlarına ilişkin gündem dışı konuşmasını ve Tarım ve Köyişleri Bakanı İsmet Attila’nın cevabını sizlere takdim ediyorum:
“- Sayın Başkan, Sayın Milletvekilleri;
Bazı bölgelerimizde hububat hasadının yaklaşması nedeniyle, taban fiyat saptaması hazırlıklarının yapılması gerektiği bugünlerde, hububat taban fiyatları konusunda gündem dışı söz almış bulunmaktayım; sözlerime başlarken, Yüce Meclisin siz değerli üyelerini saygıyla selamlıyorum.
Sayın Milletvekilleri, kalkınmış ülkelerdeki baş döndürücü sanayileşme hareketlerini, Türkiye, yakalayamasa bile, mutlaka yakından izlemek zorundadır; fakat, Türkiye, aynı zamanda bir tarım ülkesi olduğu gerçeğini göz ardı edemez. Plansızlık, iç siyasal karmaşıklık ve maalesef partizan tercihler yüzünden yapılan önemli yanlışlıklar dolayısıyla, toplumumuz, kendi tarım ürünleriyle, kendi ihtiyaçlarını karşılayamaz hale düşmüştür. Türkiye, buğday satan ülke oldu diye övünürken, buğday satın alan ülke durumuna getirilmiştir. Tarım ürünlerinin pazarlanması, hırçın rekabet yüzünden ulaşım ve dağıtım mafyalarının eline geçmekte, üreticiden tüketiciye ulaşması esnasında yükselen fiyatlar, kolay ve haksız kazançların anormal boyutlara ulaşmasına neden olmakta ve bunun da müsebbibi sanki üreticiymiş gibi gösterilmeye çalışılmaktadır. Tarımın altyapısı büyük eksiklikler içerisindeyken, tarımsal üstyapı tam bir kargaşa halinde seyretmektedir. Tarım alanlarının planlanması, tarım insanlarının hizmetine yönelik birimlerin oluşturulması ve merkezi hükümet ve idareler arasında esaslı bir sistemin oturtulması gerekirken, görev ve yetkilerin gelişigüzel dağılması, hizmetlerde koordinasyon ilkesini bozmuştur; sorunlar sahipsiz, birimlerin rastgele dağılması yüzünden hangi kurumun, hangi kuruluşun, hangi konuları ve hizmetleri paylaştığı belirsizdir; tarımla ilgili, sayısı ellinin üzerinde bulunan kurum ve kuruluş, altı ayrı bakanlığa bağlı olarak, çalışmalarını tam bir karmaşa içerisinde sürdürmektedir...
Sayın Milletvekilleri, bu yapı içerisinde, artık devletten umudunu kesen Anadolu hububat üreticisi, her yıl taban fiyatların açıklanmasını merak ve sabırsızlıkla beklemekte; ancak, açıklanan fiyatlarla sürekli hayal kırıklığına uğratılmaktadır. Geçtiğimiz yıl, Çukurova'daki sarı pas hastalığı, Konya ilimiz ile Orta Anadolu'nun diğer kesimlerindeki süne tahribatı, Trakya'daki verim düşüklüğü ve taban fiyatların yetersizliği, Türk çiftçisinde onulmaz yaralar açmıştır. Değerli arkadaşlarım, hububat üreticimizin bu Hükümetten büyük beklentileri var. Hepimizin bildiği gibi, köylümüz, sessiz bir çoğunluk, örgütsüz bir kitle; sesini duyuramadığı için hakkını alamıyor. Devletine bağlı, verilen her görevi en önde yerine getiren, devlet tarafından kendisine uygulanan yaptırımları saygıyla kabul edip sineye çeken bu insanlarımıza, artık elimizi uzatmalıyız. On yıllardır, sürekli unutulan, ihmal edilen, ulusal gelirden aldığı pay devamlı azalan hububat üreticilerimizin yüzünü bir parçacık olsun güldürmenin yolu, verilecek taban fiyatlardan geçiyor. Geçtiğimiz yıl verilen 7200 liralık buğday taban fiyatı, daha açıklandığı gün yetersiz ve geçersiz hale düşmüştür. Bu nedenle, Toprak Mahsulleri Ofisi, buğday alımı yapamamış, fiyatlar piyasa koşulları içerisinde kendiliğinden oluşarak borsalarda alımlar, 10 ila 11 bin liradan başlatılmıştır.
Sayın Başkan, Sayın Milletvekilleri;
Geçen yıldan bugüne, gübre, 14 bin liradan 21 bin liraya; mazot, 21 bin liradan 45 bin liraya; mücadele ilaçları, 180 bin liradan 280 bin lira/litreye yükselmiştir. Dünya borsalarında buğday fiyatları, son bir yılda yüzde 100' ün üzerinde artış göstererek 260 ton/dolara yükselmiştir. Bugün, ülkemizdeki hububat borsalarında, buğday, 19 ila 22 bin; arpa, 17 ila 18 bin lira civarında işlem görmektedir. Tüm bu unsurlar dikkate alındığında, ekmeklik buğday fiyatları, 20 ila 22 bin; arpa fiyatları 17 ila 18 bin lira olarak tespit ve ilan edilmelidir. Tekrar ediyorum, buğday fiyatları 20 ila 22 bin, arpa fiyatları 17 ila 18 bin lira olarak tespit ve ilan edilmelidir. Bu tespitle, hububat üreticimize çok fazla bir şey vermiş olamayacaksınız. Sadece, geçen yıldan bugüne kadar oluşan girdilerdeki fiyat artışlarını karşılamış olacaksınız. Kaldı ki, bugünkü piyasa fiyatları da, yaklaşık bu düzeydedir; yani, şu anda piyasada geçerli olan fiili fiyatları tescil etmiş olacaksınız. Daha aşağılarda bir fiyat verdiğiniz takdirde, yine, çiftçimizin cebinden bir şeyler almış olacaksınız. Buğdaya verilen taban fiyatların yüksek oluşu, ekmek fiyatlarını da artırmayacaktır; çünkü, buğday fiyatlarının ekmeğe yansıması, en fazla yüzde 30 civarında olmaktadır. Vereceğiniz taban fiyatla -düşük fiyat- buğday spekülatörlerinin ucuz fiyatlarla stok yapmalarına; dolayısıyla, çiftçinin alın terinden spekülatörlerin büyük paralar kazanmalarına neden olacaktır.
Sayın Milletvekilleri, Hükümete sesleniyorum: ” - Geliniz, Anadolu'nun bozkırında, coğrafyanın, iklimin, enflasyonun ve doğanın vurgununu yemiş, yoksulluk ve çaresizlikten bunalan ülkenin gerçek sahibi çiftçilerimize el uzatalım.Yüce Meclis’e saygılar sunuyorum.”
Konya Milletvekili Nezir Büyükcengiz'in hububat taban fiyatlarına ilişkin konuşmasına Tarım ve Köyişleri Bakanı İsmet Attila şöyle cevap vermiştir:
“ - Sayın Başkan, Sayın Milletvekilleri;
Biraz önce, bir Sayın Milletvekilimiz tarafından hububat taban fiyatlarıyla ilgili yapılan gündem dışı konuşmaya cevap vermek üzere, daha doğrusu Meclisimizi bilgilendirmek üzere huzurunuzdayım; Yüce Meclis’i saygıyla selamlarım. 1996 yılı ilk tahminleri, ülkemizde, bu yıl, buğday üretiminin, geçen yıldan daha iyi olacağını göstermektedir; bu konuda gerekli çalışmalar içerisinde, Bakanlığım taşra teşkilatından ve çiftçi kuruluşlarından alınan bilgiler de, bu görüşü teyit etmektedir. Nitekim, ülkemiz buğdayının yaklaşık yüzde 72'sini üreten 28 ilimizin geçen yılla mukayeseli yağış miktarlarına bakıldığında, bu üretim yılına ait yağış miktarlarının, geçen yıldan daha iyi olduğu görülebilmektedir; ancak, Çukurova'da, hasadın başlamasına az bir zaman kalmış olması ve yağış ihtiyacının bulunmamasına karşılık, ülkemiz buğday üretiminin yüzde 50'sini veren Orta Anadolu ile Trakya yöresinde, iyi bir mahsul istihsali için yağış ihtiyacı devam etmektedir. Geçen yıl, ülkemiz buğdayına, hem verim ve hem de kalite açısından büyük zarar veren süne haşeresine karşı mücadele, bu yıl, kapsamı daha da genişletilerek, buğday ekim alanlarının beşte birini oluşturan 16 milyon dekarlık bir alanda, yaklaşık 1 trilyon liralık harcamayla, etkin bir şekilde sürdürülmektedir. Bunun için gerekli ilaç ve uçak ihaleleri, zamanında tamamlanmış olup, Bakanlığımca, mücadele çalışmalarına, mayıs ayı başında başlanmış bulunmaktadır. Bakanlığımda, 1996 yılı buğday alım fiyatları tespiti ve kararname çalışmaları sürmektedir. Çiftçimiz için, hububat alım fiyatı, tatminkar seviyede tespit ve ilan edilecektir. Özellikle, buğday hasadına on beş gün kalmış Çukurova için fiyatların tespit ve ilanı büyük önem taşıdığından, bu konudaki çalışmalarımız, büyük bir hızla sürmektedir. Diğer taraftan, Toprak Mahsulleri Ofisi 1996 yılı hububat destekleme alımlarında, geçen yıl olduğu gibi, bu yıl da, kademeli alım fiyatı; alım fiyatıyla satış fiyatının aynı anda ilan edilmesi; peşin ödeme; makbuz senediyle emanet alım; depoların kiraya verilmesi uygulamalarına devam edilecektir. Yeni başlayacak olan hasat döneminin, çiftçilerimize, köylümüze ve ülkemize hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum; Yüce Meclis’i, bu vesileyle tekrar saygıyla selamlıyorum.”
KAYNAKÇA:
1-T.B.M.M. Zabıtları (08.05.1996) , 20.Dönem ,1. Yasama Yılı , 49. Birleşim, 1. Oturum, T.B.M.M. Tutanak Dergisi, Cilt:5, s.128-133