Küresel etkileşimin sadece ürün ve hizmetlerin sınırsız dolaşımıyla ilgili olmadığını, iklim değişikliği konusunun da küresel bir sorun olduğuna vurgu yapan Dönmez, "Dünya yaratıldığından bu yana zaman zaman soğuk evrelerden geçmiş, zaman zaman ısındığı evreler var. Bunu belki çok fazla değiştirme imkanımız yok. İnsanoğlunun kendi eliyle daha fazla ısınmasını ya da tersi yönündeki etkilerini azaltabiliriz." şeklinde konuştu.
Küresel ısınma kavramıyla sadece sıcaklığın artacağı algısının yanlış olduğunu aktaran Dönmez, sel ve taşkınların da olacağını belirtti.
Dönmez, iklim değişikliğiyle mücadelenin gönüllülükle yürütülemeyeceğini anlatarak, şöyle devam etti:
"Özellikle son yıllarda yerlileştirmeyi gündeme getirdik. Ülkemiz enerji kaynakları noktasında maalesef dışa bağımlı bir ülke. Kullandığımız birincil enerji kaynaklarının yüzde 70'ini ithal ediyoruz. Enerji kaynaklarımızın yetersizliğinin elbette buna etkisi var. Şimdi hidrokarbon rezervlerinin araştırılmasıyla ilgili çok ciddi çalışmalar var. Karadeniz gazını keşfettik. Petrolde benzer çalışmalarımız devam ediyor. Yerlileştirmeyi aslında temiz kaynakları kullanmak suretiyle de yapabiliriz. Rüzgar, güneş, su yerli kaynak. Dışarıya ya da kaynağın kendisine bedel ödemiyoruz."
Güneş ve rüzgar enerji santrallerinden örnekler veren Dönmez, elektrikte kurulu gücün yüzde 56'sının yenilenebilir enerji kaynaklarının oluşturduğunu kaydetti.
Konuşmaların ardından protokol üyelerine ilkokul öğrencilerinin iklim değişikliği konusunda yaptığı resimler hediye edildi.