Medine'ye bir saat uzaklıkta olan Aliye'de
Kûba namı verilen küçük, güzel, şirin bir köyde,
Medine'nin ileri gelen çok zengin kişileri,
Buraya yerleşmiş, iskân tutmuş bazı zenginleri,
Gülsüm bin Hedm'in riyaseti Amr bin Afv ailesi,
Buranın misafir sever olan sakinlerinden di.
Rasülullah buraraya geldiğinde bu aileler,
Tekbirler getirip karşıladı birlikte beraber.
Yaz ortasında, o sıcak günde, kızgın çöllerde,
Uzun süren yolculuk yormuştu her ikisinide.
Rasülullah burada dinlenmeyi arzu ettiler,
Bu köyde kalıp,Gülsüm bin Hedm'e misafir edindiler.
Bu büyük misafiri konuk etmek O'na nasipmiş,
Zaten Ashap'tan çoğu, bu evde konuk edilirmiş.
Ebu Ubeyde,Mikdâd,Habbâb,Mahzeme ve Vehb bin Sâd,
Bu konuklardan başka bulunan, Suheyl, Safvan, Iyâd.
Rasülullah'ın Mekke'den çıkışından üç gün sonra,
Hazret-i Ali'de Mekke'ye hicrete çıkmış yola.
Bu kahraman yiğit, tek başına çölleri aşarak,
Kûba'da O'nlara yetişmiş, kızgın kumda koşarak.
Ölümü göze almış, Peygamberin evine girmiş,
Arkalarından yetişmek için ayakları şişmiş.
Rasülullah O'nu görünce sevincinde ağladı,
Gözlerinden akan yaşla, O'nu öptü kucakladı.
Hangi şartlar altında ayrılmış, nerde buluşulmuş,
Allah'ın lütfu işte, buluşma heyecanlı olmuş.
Altıyüz yirmi iki yılı, Rabiü'ı-evvel ayı,
Yirmi eylülünde sona ermişti, bu hicret anı.
Rasülullah Kûba'ya girince, Onüç yıllık azâp,
Acı, tatlı, arkada kalmıştı, çektiği ızdırap.
Doğumu Pazartesi,Peygamberlik aynı gün gelmiş,
Hicret Pazartesi olmuş, Pazartesi vefat etmiş.