Çiftlik hayvanları yetiştiriciliği maliyetlerinin yaklaşık %80ni ni yem maliyetleri oluşturmaktadır. Bu sebeple atılacak her adım yapılacak her doğru ve yanlış çok ciddi kar ve zararlara sebep olmaktadır.
Öncelikle bir hayvanın ve mesleğin doğasında neyin olduğunu anlamak gerekir. geviş getiren tüm hayvanların doğasında ot tüketmek vardır. Hayvancılık mesleğinin doğasında da kantar ve hayvanların belli aralıklarla tartılması vardır.
Çünkü hayvanların beslenmesinde iki unsuru göz önünde bulundururuz!
- Hayvanın canlı ağırlığı; bu hayvanın yaşamını idame ettirmesi kondisyonundan düşmemesi, sağlığının bozulmaması için gerekli enerji, proteinin, vitaminler, mineraller vesaire besinler olarak tek tek düşünülmesi gereken hayvanın ihtiyacı.
- Hayvanın verim miktarı; bunu Kuzu/Buzağılar için gelişim hızı olarak düşünmeliyiz. Yeterli gelişim için gerekli besin miktarı.
Bu sebeple hayatın kendisi ölçü ile başlıyor. Kuzu veya buzağı doğdu ilk müdahaleleri yaptık hemen ağırlığını tartıp bir dosyaya not alıyoruz. Çünkü doğum ağırlığı sütten keseceğimiz zaman bakacağımız kriterlerden birisi olacak. Sütten keseceğimiz zaman kuzu/buzağı doğum ağırlığının en az iki katına ulaşmış olmasını istiyoruz. 60. Günde hayvanı tartarsak doğumundan sütten kesme sürecinde hata yapıp yapmadığımızı yaptıysak nedenli hatalar yaptığımızı görmüş oluruz.
Bir kuzu/Buzağı doğumundan 1 gün sonra temiz ve taze su ile tanıştırılmalı. 1 haftalıktan itibaren kuzu/buzağı başlangıç yemleriyle tanıştırılmalı. Kuzular 25 günlükken buzağılar 20 günlükten itibaren kaliteli kuru ot ile tanıştırılmalı. Bu kuru ot için en iyi tercihlerden biri yaprağı dökülmemiş yeşil kuru yonca otu.
Kuzu/Buzağının tüm gelişim sürecinde su, ot ve yem her zaman ulaşabileceği şekilde önünde bulunmalı. Erişememesi durumunda bu en büyük stres faktörüdür ve gelişime olumsuz etkisi olur.
“Kuzu/buzağı içebildiği kadar süt içsin, ne kadar içerse o kadar iyidir hem de daha ucuz oluyor.” Gibi düşünceler ve uygulamalar yanlıştır. Uzun süre süt içirilmesinin ve yem ile ota geç başlatılmasının üç farklı sakıncası vardır.
Birincisi; Uzun süre sütten kesilmemesi durumunda sütün kendisi de hayvanda besinsel eksikliklere sebep olmaktadır. Bu eksikliklerinde gelişime olumsuz etkisi olur.
İkincisi; dane yem ve ot gibi katı besinleri yavrunun midesinin gelişmesine Rumen dediğimiz fonksiyonel mide halini alması sağlar ki bu belli bir aşamayı geçen (Kuzularda 25 gün buzağılarda 20 gün) her yavru için ne kadar erken olursa o kadar iyidir.
Üçüncüsü; Sütten kesme ile Dane yem ve ota geçiş süreçleri ne kadar geç yaşanırsa bu önemli değişikliğe bağlı stres ve özellikle bu strese bağlı ishaller ki bunların hepsinin gelişime olumsuz etkisi vardır! O kadar fazla olacaktır. Ne yaparsam yapayım şu yeme geçişte ishalleri engelleyemiyorum diyorsanız bu sebebi de düşünmelisiniz.
Kuzular ve Buzağılar 120 günlükten sonra kuzu ve buzağı olmaktan çıkar genç hayvan olurlar.
Bu aşamada 110-120 civarlarında mutlaka tartılmalılar. Bu ağırlık bilgisi doğum 60. Gün ve 120. Gün arasında nasıl bir gelişim gösterdiklerini daha önemlisi ilerde nasıl bir gelişim göstereceklerini tahmin etmemizi sağlayacak. Bu gelişim aşamalarında yonca gibi mineral kaynağı yüksek yeşil kuru otları hiç elden bırakmıyoruz hayvanın gelişim sınırlarını görebilmemiz için ot ve yem mutlaka sınırsız olmalı.
Sağlık ve afiyetle kalın.