Mısır hükümdarı Mukavkıs,Hazret-i Muhammed'e
İki câriye vermiş, Mâriye ve Şirin isminde.
Rasül-i Ekrem,Hassan bin Sabit'e Şirin'i yapmış,
Mâriye adlı câriyesini, kendine bırakmış.
O, Rasülullah'ın zevceleri yanında değildi,
Şehrin kıyısında, Âliye mevkiinde evdeydi.
Mâriye Peygambere bir evlât verdi,sevindirdi,
Rasülullah bu çocuğa, İbrahim ismini verdi.
Oğlu İbrahim'in doğmasıyla,Hazret-i Peygamber,
Erkek evlâda sahip olmanın sevincindeydiler.
Erkek evlâtların hepsi, küçük yaşta ölmüşlerdi,
İbrahim bunun için Rasülullah'a teselliydi.
Çocuğun bakımına, çok fazla özen gösteriyor,
Yoksullara sadaka verip,süt anneler tutuyor.
Hergün evine uğradığı zaman, O'nu okşuyor,
İbrahim'de gürbüz, sıhhatli olarak yetişiyor.
Sevgi saçıyordu,masum bakışı,tebessümleri,
Bütün sevgilerin üstündeydi, evlât sevgileri.
İbrahim'in geliştiğini gören baba ve ana,
Bu evlat için, onların oluyordu sanki dünya.
Kalbindeki tüm babalık sevgisini, O'na vermiş,
Kolay değil evlatların çoğu,küçükken kaybetmiş.
Hayatta bir İbrahim, bir de kızı Fatıma kalmış,
Bu iki evlat, Peygamber'in teselli kaynağıymış.