Meme kanseri, dünyada olduğu gibi Türkiye'de de hala kadınlarda en sık görülen kanserlerin başında geliyor. Sağlık otoriteleri tarafından, 2018 yılının sonuna kadar dünyada yeni teşhis edilen kanser vakalarının yüzde 11.6’sının meme kanseri olacağı öngörülüyor. Rakamlar korkutucu görünse de meme kanserine karşı önlem almak ve erken teşhis için farkındalık yaratmak elimizde!
Kadınların korkulu rüyası meme kanseri, hala dünyada ve ülkemizde en sık görülen kanser türlerinin başında geliyor. Oysa meme kanserine karşı bilinçlenmek ve erken teşhis sayesinde bu kabusa son vermek elimizde! Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2004 yılından bu yana meme kanserinde erken teşhisinin önemi ve meme kanseri farkındalığının vurgulanması amacıyla Ekim ayı olarak belirlenen ‘Kanser Farkındalık Ayı’ vesilesiyle konuşan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Şişli Hamidiye Etfal Sağlık Uygulama Araştırma Merkezi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Bülent Çitgez, erken teşhisin meme kanserinde de hayat kurtardığını belirtiyor. Ülkemizde meme kanseri tanısı alan kadınların yüzde 45’inin 50- 69 yaş arasında olduğu, yüzde 40’ının ise 25-49 yaş aralığında yer aldığını söyleyen Çitgez, ‘Meme kanserlerinde ilerlemenin en yaygın sebebi, belirtilerin hafife alınması. Meme Kanseri Farkındalık Ayı vesilesiyle, her kadının meme kanseri ile ilgili ne kadar risk taşıyıp taşımadığını bilmesi gerekiyor’ diyor.
Türkiye’de meme kanseri görülme sıklığının, son 20 yılda 2 kattan daha fazla arttığına dikkat çeken Çitgez, ‘Ülkemizde obezitenin artması, egzersizin ve doğurganlığın azalması, süt verme süresinin kısalması, adet görme yaşının düşmesi ve menopoza girme yaşının uzaması, Türkiye’deki vakaların artmasının başlıca sebepleri olarak öne çıkıyor ve her yıl 25 bin yeni meme kanseri tanısı konuyor. Bu nedenle erken teşhis için meme kanseri tedavisi için çok büyük önem kazanıyor’ diye devam ediyor.
Önemli Olan Belirti Vermeden Saptamak
Kadınlarda en sık görülen ve en sık ölüme neden olan kanser türünün meme kanseri olduğunun altını çizen Çizgez, ‘Meme kanseri vakaları, kadın kanserlerinin yüzde 25’ini ve kansere bağlı ölümlerin yüzde 15’ini oluşturmaktadır. Maalesef bu oranların da her yıl gittikçe arttığını görüyoruz. Meme kanserinde önemli olan nokta, belirti vermeden, yani kitle oluşmadan saptamaktır. Bu da rutin muayenelerin önemini ortaya koyuyor diyor ve memede kanserin habercisi olabilecek belirtileri şöyle sıralıyor: ‘İçe çekilme, erozyon ülser, kızarıklık, yeni akıntı, sertleşme, çukurlaşma, yumru, ele gelen kitle, damarlarda belirginleşme, meme ucunda çekilme, asimetri, portakal kabuğu görünüm, bir memede şişme yada sarkma, aşırı büyüme, kolda anormal şişme belirtileri..’
Kendi Kendine Muayene Hayati Önem Taşıyor!
20 yaş ve üzeri, ayda bir kere kişisel kontrol, 40 yaş ve üzerinde her yıl doktor muayenesi, 40-50 yaş 2 yılda bir, 50 yaş üzeri yılda bir kere mamografi yaptırması gerektiğinin altını çizen Çizget, meme kanserinden korunmanın yollarından bazılarının; emzirme, muayene, ultrason ve mamografi kontrollerinin zamanında yapılması, kendi kendine muayene, ilk çocuğun 30 yaş öncesinde doğması, ideal kilonun korunması ve kilo alınmaması, alkol ve sigara kullanmama, mevsim sebzeleri ve meyve tüketimi, bol bol yürüyüş ve sporu ihmal etmeme, dengeli ve yeterli beslenme, stres etkenlerinden uzak durmak ve hayata pozitif bakmak olduğunu söylüyor.