"Bölücülere ve dolaylı şekilde teröristlere aktarılan hazine kaynağımızın derhal kesilmesi, devlete ve millete ihanet eden kenelerin ayıklanması hiçbir şekilde ertelenemez bir mecburiyet ve mükellefiyettir"
"Türkiye Büyük Millet Meclisinde terör ve bölücülük propagandası yapan lekeli yüzlerin varlığı ülke ve millet gündemini meşgul ettiği müddetçe kanlı döngünün sonu gelmeyecektir"
Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, terörizmle mücadelenin, bütünlükçü ve çok boyutlu mekanizmalar toplamı, aynı zamanda siyasi, stratejik, ekonomik, güvenlik, psikolojik ve diplomatik yönleri bulunan değişken ve dinamik süreçlerin muhassalası olduğunu belirtti.
Bunun yanı sıra terörle mücadeleyi muvaffakiyetle taçlandıran manevi amillerin başında sabır, inanç, metanet ve moral üstünlüğün mühim ve müessir bir konumda olduğunu ifade eden Bahçeli, bu mücadelenin, doğaçlama bir süreç olmadığı için manevra kabiliyeti ve kalitesinin devamlı güncellenerek güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Bahçeli, Türkiye'nin 40 yıldır bölücü terörle mücadele halinde olduğunu anımsatarak şunları ifade etti:
"15 Ağustos 1984 Eruh ve Şemdinli saldırılarından 15 Ağustos 2024'e kadar geçen 14 bin 600 günde sivil ve resmi görevli şehit sayımız 14 bin 902'dir. Üstelik 40 yıllık mücadele döneminde tezahür eden ekonomik kaybın kabaca 2,5 trilyon dolara yaklaştığı iddia ve ifade edilmektedir. Elbette kahraman şehitlerimizin dökülen kanlarının hiçbir ekonomik veya parasal ölçüyle mukayesesi mümkün değildir. Onların fedakarlıkları imrenilecek ve hayranlık duyulacak seviyededir."
Terör örgütünün hem insanlık suçu işlediği hem de Türkiye'nin ve Türk milletinin varoluşsal haklarına saldırdığının ayan beyan gözler önünde olduğunu belirten Bahçeli, "Terörle mücadelenin ardışık ve bütünlükçü mahiyetinden dolayı yalnızca dağda gezen silahlı eşkıya kolunu etkisiz hale getirmek, doğal olarak terörist ikmal kanallarını tasfiyede yetersiz kalmaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisinde terör ve bölücülük propagandası yapan lekeli yüzlerin varlığı ülke ve millet gündemini meşgul ettiği müddetçe kanlı döngünün sonu gelmeyecektir." değerlendirmesinde bulundu.
- "DEM kontenjanlı TİP milletvekili"
"Dağda kovalanıp başı ezilen, sınır ötesinde kaçacak ve sığınacak in bulmakta zorluk çeken hainlerin siyasi destekçileri artık iyice azgınlaşmışlardır." ifadesini kullanan Bahçeli, şunları kaydetti:
"'Bu devlet yıkılmalıdır' diyen bir soysuz, DEM kontenjanlı TİP milletvekilidir. Sövüp saydığı Türkiye Cumhuriyeti devletinin hazinesinden emekli maaşı dışında her ay 170 bin lira milletvekili maaşı almaktadır. Bu yürek yaralayan gerçek, milli vicdanları kanatmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın ABD ziyareti sırasında kaç uçakla gittiğini sayıp Külliye'nin güvenlik harcamalarının çetelesini tutan, bunu da emeklilerimizi provoke etmek için kullanan organize ihanet ve terör şebekesinin devlet hazinesine deyim yerindeyse hortum bağlaması utanç duyulacak bir tenakuzdur."
- "DEM devletten yaklaşık 940 milyon lira alacak"
Devlet Bahçeli, DEM Parti'nin TBMM'de 57 milletvekili olduğunu belirterek şu bilgileri verdi:
"Bu milletvekillerin devlet hazinesine yıllık maliyeti 116 milyon 280 bin liradır. Ayrıca DEM'in 171 milletvekili danışmanının hazineden aldığı yıllık maaş 133 milyon 380 bin lira, 10 grup danışmanının yıllık maaş külfeti 8 milyon 400 bin lira, 30 büro personelinin aldığı yıllık maaş da 23 milyon 400 bin liradır. Daha vahimi de DEM'in 2024 yılında hazineden aldığı yardım miktarının yaklaşık 658 milyon lira olmasıdır. Bu kapsamda terör ve bölücülük odağı DEM'in düşman olduğu devletten 2024'te alacağı toplam parasal büyüklük yaklaşık 940 milyon liradır."
"En düşük emekli maaşının 12 bin 500 lira olduğu düşünüldüğünde, neredeyse 76 bin emeklimizin hakkı terör örgütüne adeta kurşun, silah ve bomba parası olarak hibe edilmektedir." diyen Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:
"Milliyetçi Hareket Partisinin 26 Aralık 2023 tarihli TBMM Grup konuşmasında telaffuz ve temas ettiğim şu görüşlerin tekraren değerlendirilmesi milli ve vicdani bir sorumluluktur. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne düşman kesilen sözde parti veya partilerin Cumhuriyet'i kuran TBMM'de bulunması, hazine yardımı ve maaş almaları rezalettir, melanettir, cinayettir, zillettir, milletimize karşı en aşağılayıcı muameledir. Böylesi bir haksızlık ve hukuksuzluk dünyanın hangi ülkesinde görülmektedir?"
- Bahçeli'den 4 öneri
Bahçeli, konuya ilişkin daha önce de ifade ettiği önerilerini şöyle sıraladı:
"Gelişmeler karşısında ilk önerim, 57 DEM milletvekilinin maaşının ve bu terör yuvasına ödenecek hazine yardımının derhal kesilerek terörle mücadeleye ve şehit ailelerine aktarılmasıdır. İkinci önerim, teröre yardım ve yataklık yapan, somut delillerle suçu sabit görülen sözde milletvekillerinin görüşülmeyi bekleyen dokunulmazlık dosyalarının karara bağlanarak bu haşeratların acilen mahkemeye çıkarılmasıdır. Üçüncü önerim, yeni Anayasa sürecinde, Anayasa Mahkemesi statüsünün, üye yapısının, yargılama usullerinin radikal şekilde ele alınarak yeniden yapılandırılması ya da bu mahkemenin kapatılmasıdır. Dördüncü önerim de TBMM Genel Kurulu'nda anlam ve ahlaki bağlayıcılığını temelden kaybeden kürsü dokunulmazlığı sınırlarının yeni baştan çizilmesidir."
- "MHP bu görevi omuzlamaya muktedir"
"Emeklilerimizi ve ekonomik gelişmeleri çarpıtıp istismar eden tatlı su kurnazlarının, sinsi fırsatçıların, DEM'lenmiş CHP'nin ve marjinal yedeklerinin bu ibretlik gerçekler karşısında vereceği hiçbir cevap yoktur." ifadesini kullanan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bölücülere ve dolaylı şekilde teröristlere aktarılan hazine kaynağımızın derhal kesilmesi, devlete ve millete ihanet eden kenelerin ayıklanması hiçbir şekilde ertelenemez bir mecburiyet ve mükellefiyettir. Dünyanın hiçbir yerinde ülkesine kastedip de geçimini ve geleceğini o ülke üzerinden sağlayan bir şebekeye müsaade edilmemiş, bundan sonra da edilemeyecektir.
Adalet, ahlak, hakkaniyet ve kul hakkını gözetmek için vakit gelmiş, mahut ve malum tarihi görev aziz millet evlatlarının irade namusuna emanet edilmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi, Cumhur İttifakı ile birlikte bu görevi omuzlamaya muktedirdir. Aziz şehitlerimizi rahmet, gazilerimizi hürmetle anarken, onların mücadele onurlarının asla gölgelenmeyeceğini de herkesin bilmesinde sonsuz yarar olacaktır."