Toprağı şehit kanlarıyla yoğrulmuş yurdumuza,
Felaket  bulutları  yaklaşıyor  vatanımıza,
Cemiyetimiz buhran içine sürüklenmektedir,
Dinimiz, örf ve adetlerimiz, hor görülmektedir.
Ahlâki  ticari  ve   iktisadi  hayatımızda,
Haram ile helâl birbirine karışmış durumda,
Allah'a kul, Peygambere ümmet olmanın lezzeti,
Unutulmuş, dağılmışlar, tesbih taneleri gibi.
İmana, ibadete, ahlâka, ilme uzak kalmış,
Temeller sarsılmış, bacaları ise  yıkılmış.
Çatısı uçmuş, saçaklar düşmüş, acı bir harabe,
Böyle bir manzara, cemiyetimize arzetmekte.
Suyun vasfı söndürmek, ateşinki ise yakmaktır,
Küfrün  vasfı ise  felakettir, görevi yıkmaktır.
Müslümanın vasfı birleştirmek ve barıştırmaktır,
Bu bakımdan müslümanın bazı görevleri vardır.
Müslüman korkutma, kavga, fitne unsuru olamaz,
İnsanı  birbirine  düşüremez  ara  bozamaz.
Eğer ayırım yapıyorsa, gerçek mü'min sayılmaz,
Allah'ın ve rasülünün emrine karşı koyamaz.
Cenâb-ı Hak, Kur'an-ı Kerim'de aynen şöyle diyor:
''Mü'minler ancak kardeştirler''diye bize söylüyor.
Şanlı Peygamberimizde Hadis-i Şeriflerin de,
Aynen şunları bildiriyor müslüman ümmetine:
''Birbirinize  haset etmeyiniz'' diyor  bizlere,
''Birbirinizi aldatmayınız  alışÂ ve verişte,
Birbirinize dargın durmayınız'' buyuruyorlar,
''Birbirinizden sakın yüz çevirmeyiniz''diyorlar.
''...Bitmek üzere olan pazarlığını bozmayınız,
Ey Allah'ın kulları kardeş olunuz'' barışınız.
''Müslüman müslümanın kardeşleridir '' buyuruyor.
''Ona zulmetmez, hor bakmaz, yardımsız bırakmaz''diyor.
Gönüllerimizdeki iman ve kardeşlik bağını,
Kuvvetlendirmek için insanlar saygılı olmalı.
Müslüman birbirleriyle çekişmemeli, sevmeli,
Birbirine düşürecek  davranışı terk etmeli.
İki kardeşin arasını Müslüman düzeltmeli,
Ayrılık, hiziplik, kin ve nefreti, temizlemeli.
İslâm birlik ve beraberliği kavramayan Müslüman,
Müslüman olma şerefine, ulaşamaz o zaman.
Yüce Mevlamız, Cenâb-ı Allah bütün mü'minlere,
''Mü'minler kardeştir'' şuuru nasip etsin bizlere.