Rasül Haremde Allah'ın birliğini ilan etmiş,
Allah'ü Ekber sedasını, semalara yükseltmiş.
Kureyş bu hareketi, putlara bir hakaret saymış,
Mescid-i Harem'de Hazret-i Muhammed'e saldırmış.
Bunu duyan Haris bin Ebu Hâle, hemen koşarak,
Gayesi, çok sevdiği Rasül'ü onlardan kurtarmak.
Bu defa müşrikler saldırıyı, Haris'e çevirmiş,
Bütün kılıç darbeleriyle, zavallı yere serilmiş.
İslam uğrunda, din yolunda canını feda etmiş,
Kanları Kâ'be ye akan, İslam şehidi edilmiş.
Müşrikler mukaddes saydığı, Kâ'be haremine,
Kan dökmek yasaktı ama, şahidiz döktüklerine.
Bu kadar işkenceye nasıl tahammül ediyorlar?
İlk müslümanlar tüm çileye niçin katlanıyorlar?
Çünkü hulisi kalple, islamı kabul etmişler di,
Bu imana kesin karar verip, gönül vermişlerdi.
Bunlar körü körüne asla taklitçi değildiler,
Kendilerini tüm kötülüklerden arlayıp girdiler.
Yani, düşündüler gördüler, putlardan ayrıldılar,
Yeni dinin Hakk olduğuna, kanaat getirdiler.
Ne kadar işkence görselerde, Hak'tan ayrılmazlar,
İşkence değil, ölselerde İslamı bırakmazlar.
Kainatın ulu yaratıcısına iman etmiş,
Aya,güneşe,ateşe,puta tapmayı terketmiş.
Puta tapmanın ne kadar boş olduğunu anlamış,
Kendilerini bu dalâlet çukurundan kurtarmış.
Allah'a inanmışlar, nur'a hidayete ermişler,
Hiçbir kuvvet onları, bundan geri çeviremezler.
İslamiyet bütün insanlığa, hürriyet getirmiş,
Bu hürriyet insanı, köle olmaktan azâd etmiş.
Vasıta olarak ne hubel, ne lât, ne uzza vardı,
Allah ile kul arasında bir vasıta olamazdı.
Mecusinin ateşi, şemsi, Mısırlı'nın boğası
Hıristiya'nın Acizleri, havarileri vardı.
Allah'ın dini İslam'da bunların hiçbiri yoktu,
Doğrudan Allah'a yapılan, ibadet ve kulluktu.
Yalnız Allah'ın huzurunda rüku secdeye varmak,
İşte gerçek mutluluk budur, ibadetle yaşamak.
İşte İslâm dininde hayır işleyen hayır bulur,
Kötülük yapan kötülük bulur, işte islâm budur.