Böbrek sağlığının korunmasına dikkat çekmek amacıyla 2006 yılından beri her yıl Mart ayının ikinci Perşembe günü tüm Dünya’da “Dünya Böbrek Günü” ilan edildi.
Medicana Sağlık Grubu Nefroloji Bölümü Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Emin Demir de dünya genelinde 800 milyonu aşkın kişiyi etkileyen kronik böbrek hastalığının farkındalığını arttırma amacıyla ‘14 Mart Dünya Böbrek Günü’ sebebiyle açıklamalarda bulundu.
Demir, kronik böbrek hastalığının, erken teşhis edildiğinde önlenebilir veya ilerlemesi geciktirilebilir olan bir hastalık olduğuna dikkati çekti.
Demir, hastalığın farkındalığının düşük olmasının, erken dönemde tespit edilmesine imkan sağlamadığını ifade ederek, “Türk Nefroloji Derneği tarafından Türkiye’de yapılan bir tarama çalışmasında, her 6-7 erişkinden birinde çeşitli evrelerde kronik böbrek hastalığı tespit edilmiştir. Düşük farkındalık nedeniyle hastalık son dönem böbrek hastalığı evresine ilerlemekte, yaşam kalitesi bozulmakta ve ölüm oranları artmaktadır” ifadelerini kullandı.
“Obezite, diyabet, hipertansiyon gibi hastalıklar kronik böbrek hastalığına neden olabilir”
Kronik böbrek hastalığının nedenlerinin farklılık gösterdiğinin altını çizen Demir, Türkiye kronik böbrek hastalığının en sık görülen sebeplerini şu şekilde sıraladı:
“Zamanla böbreklere zarar verebilen bir faktör olan diyabet, yüksek kan şekeri seviyelerine yol açar ve böbrek fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilir. Uzun süreli kontrol altına alınamayan yüksek kan basıncı, böbreklerde hasara neden olabilir.
Böbrekler, kan basıncını düzenlemeye yardımcı olan esas organlardan biridir. Ancak hipertansiyon nedeniyle böbrek damarlarının yapısında bozulma olur ve nihayetinde böbrekler de yüksek kan basıncının hem sebebi hem de mağduru durumuna gelebilir. Son araştırmalar Türkiye’de obezitenin çok yaygın olduğunu hatta kadın tipi obezite sıkılığında Avrupa’da birinci olduğumuzu göstermektedir.
Obezite günümüzde diabetes mellitus, hipertansiyon ve kalp hastalıkları için önemli bir sebepken böbrek hastalığının gelişimi için de önemli bir risk faktörü olmaya başlamıştır.”
Demir, mevcut nedenlerin dışında tütün içiciliği, böbrek iltihapları, kistik böbrek hastalıkları ve ürolojik nedenlerden ötürü de ronik böbrek hastalığının oluşabileceğinin altını çizdi.
“Düzenli kontroller ve yaşam tarzı ile böbrek sağlığı korunabilir”
Demir, sağlıklı yaşam tarzı ve düzenli kontroller, erken teşhis ve uygun tedavi ile böbrek fonksiyonlarının korunabileceğini belirterek, böbrek sağlığını korunabileceğini belirterek şu tavsiyelerde bulundu:
“Karbonhidrat, protein ve vitaminlerden oluşan dengeli bir diyetle beslenin ve kilonuzu kontrol altında tutun. Aşırı tuz tüketiminden kaçının ve günlük tuz alımınızı 9 gram, hatta tercihen 6 gramı geçmeyecek şekilde sınırlayın. Günlük su tüketiminizi 1.5-2 litre arasında ayarlayın. Yeterli su içmek böbrek sağlığını destekler.
Sigara içmek böbrek sağlığını olumsuz etkiler. Sigarayı bırakmak, böbrek sağlığını korumak için önemlidir. Düzenli egzersiz yapmak, genel sağlığınızı destekler ve böbrek fonksiyonlarını olumlu etkiler. Haftada 3 gün, her biri 45 dakika sürecek hafif tempolu sporlar kalp-damar ve böbrek sağlığınız için olumlu sonuçlar verecektir.
Sık sık ağrı kesici ilaç kullanımı böbrek sağlığını olumsuz etkileyebilir. Özellikle steroid olmayan iltihap giderici ilaçların uzun dönem kullanımı geri dönüşü olmayan böbrek hastalığına yol açabilir. İlaçları doktor tavsiyesiyle kullanın. Hipertansiyon (yüksek tansiyon) böbrek sağlığını tehdit eder.”
Düzenli olarak kan basıncının da kontrol ettirilmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Demir, diyabet hastalığının da böbrekler üzerinde olumsuz etkilere yol açabildiğini ifade etti. Diyabetli hastaların kan şekerlerini düzenli olarak takip etmesi ve böbrek hastalığının erken tespiti için tarama testlerini yapması gerektiğini aktardı.