Çoğumuzun başına gelmiştir… Bir eşyamızı almak için odaya gireriz ama odaya girer girmez neden girdiğimizi unuturuz. Buzdolabını açarız ve neden açtığınızı unutabiliriz. Ya da başladığınız konuşmada ne söyleyeceğiniz unutursunuz.
Bu unutkanlık türü belki sizi utandırsa da, sıkça rastlanan bir durumdur. Psikologlar bu duruma "Kapı Sendromu" adını veriyor. İnsan zihninin nasıl organize olduğuna ilişkin önemli ipuçlarını veren bu durumda insanlar, yapacağı şeyin ne olduğunu unutuyor.
Örneğin tecrübeli sürücüler, tıpkı sürücünün kritik bir viraja geldiğinde konuşmaya ara vermesi gibi vitesi düşünmeden kullanırken, daha çok trafiğin durumuna odaklanır. İşte "Kapı Sendromu", dikkatimizin bu düzeyler arasında gidip geldiği sırada meydana gelir ve hafızamıza olan güveni yansıtır.
Anahtarlarınızı almak için odaya girdiğinizi ve odaya girdiğiniz anda oraya anahtarınızı almak için girdiğinizi unuttuğunuzu düşünün. Psikolojik olarak gerçekleşen aslında şöyledir.
Plan stratejinin bir bölümünü gerçekleştirmek için yapılan eylem tamamen unutulmuş, ancak büyük olasılıkla bu plan, "Evden çıkmak" gibi daha büyük bir planın bir parçası olmuştur. Bu karmaşık yapıyı gerçekleştirirken her hangi bir anda, aklınıza "anahtarlar" gelmiştir.
Buzdolabının kapağını açıyorsunuz, aslında neyi alacağınızı önceden biliyorsunuz ama tam kapıyı açtığınız sırada ne alacağınızı unutuveriyorsunuz. Bu hemen hepimizin başına gelmiştir. Bir tür unutkanlık denilebilir ve benzeri örnekler çoğaltılabilir. Psikologlar bu duruma "Kapı Sendromu" adını veriyor.
Ancak bu durum, insan zihninin nasıl organize olduğuna ilişkin önemli ipuçlarını veriyor.
İşte "Kapı Sendromu" hem fiziksel hem de zihinsel çevremizi değiştirdiğimizde gelişir. Daha da kısacası farklı şeyler düşünürken, farklı bir odaya gireriz ve unuturuz... Bu aslında, planlarımızla karmaşık eylemleri koordine etmeyi nasıl başardığımızın göstergesi olur.