Akaryakıt veya döviz fiyatı birazcık oynadı mı özellikle temel gıda maddeleri ile mal ve hizmetlerin satış fiyatı birden ve kademe kademe artıyor.
Çok profesyonel olanlar bu işi küçük rakamlarla günlük yapıyor.
Hani bir ara bazı alış- veriş merkezlerinde çalışanların etiket yapıştırmaktan yorulduk diye kamuoyuna yansıyan sohbetleri vardı ya…
İşte öyle bir şey
Şimdiler de yine başladı.
Ufak ufak artışlar.
Ama döviz ve akaryakıt fiyatı düşünce fiyat artırmadaki hız nedense hiç yaşanmıyor.
Vatandaş olarak “Siz akaryakıtı ve dövizi bahane ederek fiyat artırmıştınız. Şimdi ikisinin de fiyatı düştü. Niye satış yaptığınız ürünün fiyatını düşürmüyorsunuz” şeklinde soru sorduğunuzda ya cevap alamıyorsunuz.
Ya da “İşine gelirse al” gibi dangalakça cevapla muhatap oluyorsunuz.
Bazıları da sanki yeni ürün almış gibi “Çok pahalı aldık” diyerek sizi enayi yerine koymaya çalışıyor.
Süt fiyatı çok az arttı. Ama daha uygulaması başlamadı.
Üretim tesislerine baktığınızda süt ürünlerinin fiyatı hemen arttı.
Yani herkes kafasına göre zam yapıyor.
Adına da piyasa diyor.
Birde üretici temsilcisi olduğunu iddia edenler var.
Bunlar özellikle et ve süt üretiminde başta yem olmak üzere girdi maliyetlerinin düşürülmesi çabası yerine, ilgili bakanlıklarda ürüne zam yapılması mücadelesi verirler.
Yani zam yapanlarla aynı kulvarda koşma yarışı yaparlar.
Üreticiyi desteklemeyi günü kurtarmakla eş değer görüyorlar.
Belki de anlayışları bu kadar.
Halbuki girdi maliyetlerini düşürme mücadelesi vermeleri hem üreticiyi, hem de tüketiciyi rahatlatacaktır.
Ürünün pazar payının artmasının yanında, üretimin artması da sağlanmış olacaktır.
TMO geçen dönem besicilere yem desteği verdi.
Destekten yararlanan bazı vatandaşların bunu amacına uygun değerlendirmediği söylentisini hepimiz duyduk
Tespitleri ve yaptırımı yapıldı mı?
Hiç sanmıyorum.
Öyle bir uygulama olsaydı resmi kurumlardan açıklama yapılırdı.
Uygun fiyatla un fabrikalarına buğday veriliyor.
Sadece bir taşra ilçesinde vatandaş bir fabrikadan kimlik nosu ile ucuz un aldı.
Onu da reklam yapıyor diye şikayet etmeyen kalmadı.
O zaman TMO uygun fiyatla verdiği arpa ve buğdayı anlaşmalı fabrikada yem ve un ürettirerek besiciye ve vatandaşa yine uygun fiyatla satışını yapacak.
Fırıncı da bu imkandan yararlanmak istiyorsa, aradaki farkı ekmek fiyatına yansıtacak.
Bunu yapmak zor değil.
Kamu da personel dahil çok imkan var
Bir de marketlere gidenler raf fiyatını iyi kontrol edecek.
Günlük artışları tespit edip tepkisini gösterecek.
Raf fiyatı ile kasa çıkışına bakmayı da ihmal etmeyecek.
Zam için yarış yapanlara; vatandaşta, alım gücü ile karşılık verecek.
Hatta mümkünse alış- veriş listesini düşürecek.
Semt pazarlarını da alternatif olarak görecek
Yoğurt dahil birçok ürünü evde üretecek.
Aşırı zamlı fiyatı görünce denetim yetkisi olan ilgili kurum ve kuruluşlara şikayetlerini yapacak
Vatandaş olarak gücün kendisinde olduğunu hatırlayacak.
Sırtından haksız kazanç sağlayanların “İşine gelirse al”demesini ona yutturacak.
Unutmayın……..
Aslana niye boynun kalın demişler de
Kendi işimi kendim yaparım demiş