Aralarında eğlenceli bir mesai ilişkisi kuran, müşterilerle birebir ilgilenen gençlerin, iletişimi ve el becerileri her geçen gün daha da gelişiyor.
Restoranın down sendromlu garsonu Zafer Çakır, çalışmanın çok eğlenceli olduğunu söyledi.
Her gün yeni insanlarla tanıştığını belirten Çakır, yeni arkadaşlar edindiğini, onlarla konuşmanın çok keyifli olduğunu dile getirdi.
Yakında emekli olacağı için üzüldüğünü anlatan Çakır, "Çalıştığım için çok mutluyum. Garsonluk çok güzel. Çay, yemek, tatlı, pasta veriyorum. Masaları toplayıp, mutfağa götürüyorum. Buraya çok misafir gelsin. Onları çok seviyorum. Arkadaşlarımı çok seviyorum. Yasemin hanım çok iyi. Bize hep bakıyor, seviyor, öpüyor. Bize yemek, tatlılar yediriyor. O benim annem, yüreğim, kalbimdeki aşkım. Çalışmak güzel, hayat mutluluk veriyor." diye konuştu.
“BURASI BENİM İKİNCİ EVİM GİBİ”
Restoranın diğer garsonlarından Esra Kalaycı da çalışmaya başlayınca hayatının değiştiğini, dolu dolu bir 6 yıl geçirdiğini kaydetti.
İş yerinde aile gibi olduklarını vurgulayan Kalaycı, şöyle konuştu:
"Önceden çalışmıyordum. Hiç kimseyi görmüyordum. Çalışmak bana çok iyi geldi. Ortamımız çok güzel. Aramızda şakalaşıyoruz. Çok güzel dostluğumuz var. Buraya 'ikinci evim' diyorum. Buraya geldiğime seviniyorum, kendimi huzurlu hissediyorum. Farklı insanları görmekten mutlu oluyorum. Bazen bize 'engelli' diyorlar. Engelli kelimesinden çok sıkılıyoruz. Özel gençler deseler daha iyi olacak çünkü hepimiz özeliz. Yasemin hanım bize çok destek oluyor. Kendi ayaklarımızın üzerinde duruyoruz. Kendi savaşımızı veriyoruz. Başka arkadaşlarımızın da çalışabileceğini göstermek istiyoruz. Çevredeki insanlara burada olduğumuzu hissettirmek istiyoruz."
“DEĞERLİ OLDUKLARINI HİSSEDİYORLAR”
Restoranın sahibi Yasemin Devecioğlu da en büyük amacının farklılıkları ortadan kaldırmak olduğunu kaydetti.
Eşit fırsatlar verilirse, herkesin her şeyi yapabileceğini anlatan Devecioğlu, şöyle devam etti:
"Bu gençlerimizin her şeyi yapabileceğini ispatlamak istedik, bunu da başardık. Biz normal standartlardaki bir işletmeden hiçbir farkı olmayan sadece daha mutlu çalışan insanlarız. Normal işletmelerde insanlar sadece rızıkları için çalışır. Bizde ise özel gençlerimiz hem rızıkları için çalışıyor hem de değerli olduklarını hissediyorlar. Masum bir sevgi karşısında işe yaradıklarını hissediyorlar. Beklentisiz, karşılıksız aldıkları sevginin karşılığında normal hayatın içindeki yaşama kurallarını öğreniyorlar. Burası gerçek bir hayat üniversitesi. Çocuklar, birebir öğrendiği her bilgiyi normal hayatına yansıtma ve kazanım sağlama imkanı buluyor."