Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, İzmir’deki taksici cinayeti üzerine yaptığı değerlendirmede yanlış kişiye gösterilen merhametin, kişiye zarar verdiğinin apaçık bir kanıtı olduğunu söyledi.
İzmir’in Gaziemir İlçesinde dün taksici Oğuz Erge (44), "üşümesin" diye aracına aldığı D.A. isimli gaspçı tarafından öldürüldü. Erge'nin öldürülmesi merhamet konusunu gündeme getirdi. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, merhamet ve empati kavramını değerlendirdi.
Prof. Dr. Tarhan, halk arasında sıkça kullanılan 'Merhametten maraz doğar' sözünü hatırlatarak, "Yanlış kişiye merhamet etmek de zarar verir. Merhamet başıboş bırakılması gereken bir duygu değil… Bazı kişiler kendilerini acındırırlar, yardım edersin ona, aslında tembelliğe, aç gözlülüğe teşvik etmiş olursun. Onun için merhamet edilecek nesneyi de iyi seçmek gerekiyor. 'Merhameti hak ediyor mu bu?' diye düşünmek gerekiyor" dedi.
“BÜTÜN SUÇLARIN ARKASINDA EMPATİ YOKSUNLUĞU YATIYOR”
Empatinin merhametin ön basamağı ve başlangıcı olduğunu belirterek, empati olmadan merhamet duygusunun gelişmediğine dikkat çeken Prof. Dr. Tarhan, “Empati tabii kişinin, karşı tarafın sadece duygularını değil, ihtiyaçlarını ve haklarını fark edebilmektir. Empati kavramı şu an dan itibaren 2010'lu yıllardan itibaren dünyada ciddi araştırılıyor. Çünkü 'Dünyada kötülük neden artıyor? Kana susamışlık neden artıyor? Acımasızlık neden artıyor? Bu zalimlik neden artıyor?' diye yapılan çalışmalarda ortaya çıktı ki empati yoksunluğu bütün suçların arka planındaki psikolojik neden. Empati yoksunluğu da kişileri acımasız, merhametsiz, insafsız, zalim yapıyor bu merhametin yoksunluğu. Empati olmayan bir kimse merhamet duygusu geliştiremez" diye konuştu.
“ÇOCUK ACI ÇEKERKEN ANLAŞILDIĞINI HİSSETMELİ”
Merhamet duygusu olmayan kişinin çevresinde olan durumlarla hiç ilgilenmeyeceğini dile getiren Prof. Dr. Tarhan, "Biz testlerde, aile içi ifadelerde 'Duygu ifadesi nasıl? Duygusal okur yazarlığı nasıl? Duygusal farkındalığı nasıl?' diye ölçüyoruz, ölçekler var bununla ilgili, bu yoksa bir anne annelik bile yapamıyor. Çocuk üzülüyor, canı yanıyor, anne hiç umursamıyor. Çocuğun fiziksel bakımını yapmakla olmuyor ki. Çocuk o an acı çektiği için o acısının anlaşıldığını hissetmeli…" diye konuştu.
Halk arasında empatinin karşılığının 'anlayışlı olmak', 'halden anlamak' olarak ifade eden Prof. Dr. Tarhan, "Empati bizim kültürümüzde aslında diğerkamlık olarak geçiyor. Biz daha sonra bu kelimeyi unutmuşuz." dedi.
“MERHAMETİN OLMADIĞI ORTAMDA İNSANLAR YALNIZLAŞIYOR”
Merhamet duygusunun sevgiden daha büyük olduğuna değinen Tarhan, merhametin koşulsuz sevgiyi getirdiğini vurguladı. Merhametin duygu boyutunun koşulsuz sevgi olduğunu ifade eden Tarhan şunları söyledi:
“Merhametin davranışa yansıması ve kişilik özelliği haline gelmesi için merhametli akıl yürütmek gerekir. Bencil insan empati ile fark edip, karşı tarafın acısını anlamasına rağmen 'benim çıkarım' yok diye davranır. Anlar onu, farkına varır ama terk eder çıkarı için. Merhametli olabilmek için kendi konforundan fedakârlık edebilmek, kendi istek ve ihtiyaçlarından vazgeçebilmek gerekiyor. Merhametin olmadığı bir ortamda insanlar çok yalnızlaşıyorlar. Küresel yalnızlaşmanın arka planında merhamet azalması var.
“EMPATİ SOSYAL ORTAMLARDA DAHA İYİ ÖĞRENİLİYOR”
"Bencillikten, tek kelimeyle ben merkezcilikten. Küresel narsisizm var, ondan kaynaklanıyor. Öncelikle gençler arasında hızla yayılıyor bu. 'Ben önemliyim, başka bir şey önemli değil' diyor. Batıdan eğitim almış psikologlar, 'Aile önemli değil, birey önemli, eğer olmuyorsa bırak hayatını yaşa' tavsiyesinde bulunuyor. Aileyi ortak kurum olarak görmüyor, bireyi kutsallaştırıyorlar. Aileyi değil, bireyi öncelikleştiriyorlar. 'Senin çıkarın daha önemli, ailenin çıkarı önemli değil' deyip yapıyor. Ondan sonra da insan ne oluyor? Çocukları ne olacak peki? Eşi ne olacak? Düşünmüyor. Yalnız yaşayan daha kendini düşünen birisi olur. Sosyal ortamda insan empatiyi öğrenebiliyor, diğer insanların haklarını, ihtiyaçlarını öğrenebiliyor. Empati yoksunluğunu varsa, bu kimse ben böyleyim, düzelmek istiyorum diyorsa farkındalık çalışılıyor empatiyle ilgili.”
“KURDA MERHAMET KUZUY KÖTÜLÜKTÜR”
Merhamette yukarıdan aşağı bir duygu sunulmasının merhamet değil, insanın kendi egosu için insanlara merhamet rolü oynamak olduğunu dile getiren Prof. Dr. Tarhan, "Empati yaparken sempati karıştırılıyor. Birisi oturup ağlıyor, onunla birlikte sen de ağlıyorsun, bu sempatidir. Empatinin yorgunluğu da burada ortaya çıkıyor işte. Empati burada zarar veriyor kişiye. Empatinin sempatiye dönüşmesi empati değil, kendine zulmetmek olur. Kendine karşı da tarafsız olacaksın. Kendi hakların var, ihtiyaçların var, karşı tarafın hakları var, ihtiyaçları var. Karşı tarafın haklarını, ihtiyaçlarını anlayacaksın. Kendi haklarını, ihtiyaçlarını bileceksin ve dengeli şekilde ilişki kuracaksın, bu öğreniliyor" ifadelerini kullandı.
Merhametli insanların çok kolay kullanıldığını kaydeden Prof. Dr. Tarhan, "Onun için o durumlarda kişiye merhamet edilir, ama kişi kendi gücünün sınırlarını iyi bilmesi lazım. Kendi haddini bilen, sınırlarını bilen kimse kendine karşı da haksızlık yapmamayı başarır. Kendine karşı haksızlık yapmıyorsa bir insan, o merhameti doğru amaçla, doğru biçimde, doğru şekilde kullanmayı da başarabilir. Aslında merhamet yönetilmesi gereken bir duygu" şeklinde anlattı.
Prof. Dr. Tarhan, merhamet yorgunluğu konusuna dikkat çekerek, "Merhamet zarar veriyor diye düşünmemek gerekir. Mesela sürüye giren kurtlara merhamet edilmez, merhamet ederseniz yanlış olur. Merhamet kavramı doğru ama oradaki kurda merhamet ederseniz kötülük yapmış olursunuz. Merhameti yerinde ve zamanında kullanabilmek önemli" şeklinde sözlerini tamamladı.