Sarayönü Devlet Hastanesi Başhekimi ve Sağlık-Sen Konya Şube Başkanı Dr. Ahmet Uzunay, Konya Şehir Hastanesi’nde görevli Uzman Dr. Ekrem Karakaya görevi başında uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybettiği menfur olaya tepki gösterdi
Dr. Uzunay, “Sağlıkta şiddetin kanlı bir vahşet olarak kendini gösterdiği bu olay tüm sağlık kurum ve kuruluşları bir an önce sıfır toleranslı alan ilan edilmesi gerekliliğini, hiçbir silah veya suç aletinin bu kurumların bahçelerine bile alınmaması gerektiğini bizlere bir kez daha göstermektedir
Sağlık çalışanları şiddet sarmalından bir an önce kurtarılmalıdır. Hastaları hayata tutunmaya çalışırken kendi hayatını kaybetme endişesi yaşamalarına sağlık çalışanlarının artık tahammül edecek sabrı kalmamıştır.
Sağlıkta şiddet basit bir mesele değildir. Bu mesele sadece sağlık camiasının değil tüm Türkiye’nin meselesidir. Bu cinayet, bu katliam sözün bittiği bir yerdir. Hepimizin başı sağ olsun” dedi.
Sağlık Çalışanlarını ve Sağlık Sistemini hedef gösterenlere cevabımızdır!
Konya Selçuklu'da görevli bir imamın, doktor Ekrem Karakaya'nın öldürülmesi sonrasında grev kararı alan doktorları hedef gösteren konuşması ve sonrasında yapılan açıklamalara da tepki gösteren Dr. Uzunay şu ifadeleri kullandı;
Bilindiği üzere 6 Temmuz günü bir doktor arkadaşımızın canice şehit olduğu bir olay yaşanmış ve 7 Temmuz Perşembe günü de sağlıkta şiddete artık dur demek ve sesimizi daha gür duyurmak için Sağlık-Sen olarak tüm Türkiye’de bir gün süreyle acil birimler, ameliyathaneler, yoğun bakımlar ve ertelenemez sağlık hizmeti sunulacak birimler haricinde iş bırakma kararı alınmıştır.
8 Temmuz günü Cuma hutbesinde Konya da görevli bir imamın Cuma hutbesinde haddi aşan konuşmalarına tanık olunmuştur. Konuşmasında hastanelerin çalışmadığını, birçok hastanın mağdur olduğunu söylemiş ve asılsız bilgi vererek sağlık çalışanlarını hedef göstermiştir. Hastanelerde acil durum gerektiren tüm birimler çalışmış ve acil durumu olan hiçbir hasta şimdiye kadar nasıl mağdur edilmemişse eylem günü de mağdur edilmemiştir.
Bir STK başkanının yapmış olduğu gereksiz ve mesnetsiz açıklamayı kınıyoruz. Yapılan açıklamada sağlıkta dönüşümün mimarları olan ve 2019 yılından beri dünyayı kasıp kavuran Covid-19 mücadelesini büyük bir özveriyle yapmış olan sağlık çalışanlarını eleştirmesini asla kabul etmiyoruz. Yapılan gereksiz açıklama sağlık çalışanları ile diyanet çalışanlarımızı karşı karşıya getirme çabasından başka bir şey değildir. Bireylerin yapmış olduğu hatalar camialara asla mal edilemez.
İtidalli davranıp yasal süreci beklemek gerekirken, hutbede yanlış yaptığını kendisinin dahi kabul ettiği bir ortamda imamı savunma gayretinin şov yapma maksadı taşıdığı aşikârdır. Kendi camianızın kalbini kazanmak istiyorsanız bunu şov yaparak değil sendikal faaliyetlerinizle yapabilirsiniz.
Hastanelerde bir takım uygulamaların yanlış olduğu iddiası sağlık çalışanlarının emeklerine gölge düşürme niyeti taşımaktadır. Kaldı ki hiçbir sağlık çalışanı hiçbir din görevlisi hakkında bugüne dek bir kelam dahi etmemiştir ve her zaman saygı duymuştur, duymaya devam edecektir.
Sağlıkta şiddete dikkat çekmek için yapılan eylem, hak arama görevi olan bir Sivil Toplum Kuruluşu liderini neden rahatsız eder? Kaldı ki eylem kararının kendisinin de mensubu olduğunuz konfederasyonun bir üyesi olan Sağlık-Sen tarafından da alındığından dahi bir haber!
Sağlık çalışanları bu ülkenin sağlık sigortasıdır. Diğer kamu kurumlarına sıra alınıp nasıl sabırla bekleniyorsa hastanelerde de sağlık çalışanlarının beklentisi bundan fazla değildir. Sağlık çalışanları da saygıyı hak ediyor.
Ayrıca; sağlık çalışanlarına yapılan bir sözel şiddetinin takipçisi olmak Sağlık Bakanımızın görevidir ve bakanımız bu konuda yapması gereken açıklamayı yapmıştır. Sağlık bakanımızın yetkisinin dışında açıklama yaptığını söyleyenler maalesef bilmedikleri sağlık sistemi hakkında konuşma cihetinde bulunmaktadır.
Bazı STK yetkililerince yapılan haddi aşan ve gereksiz açıklamaları kınıyor ve açıklama yapanları tüm sağlık çalışanlarından özür dilemeye davet ediyoruz.