Tüm üreticilere ve bölge halkına selam, kolaylık ve bereketle diyerek başlayalım bu hafta ki sohbetimize de.
Toprak konusunda ilk önce şunu söylemek gerekir. Topraklar “genç oluşumsa” tek katmanlıdır. Oluşma süreleri açısından yaşlandıkça 2 ve 3 katman, en eski topraklarsa ara yani geçiş katmanıyla birlikte 3,5 da denilebilecek 4 katmanlı oluşur.
Sarayönü oluşumu ise eski ve 3 katmanlı topraklardır. Bu katmanlara literatürde Horizon deniliyor.
İlçenin yüzey topraklarını diyorum çünkü tabanlarda ve derinlerde yaklaşık benzer ama maalesef çok işimize yaramayacak yapılar var. Toprak bilimi denilen pedolojinin ve daha derinlerde Jeolojinin alanına giren ve “toprağın genetik yapısı” adıyla ifade edilen şeyin bu bölgedeki karşılığı, Sarayönü’nü daha yüzeysel, tuza kirece dayanıklı ürünlere yönlendiriyor açıkçası. Değişiklikler lokal denilecek bölgesel ayrımları toprak çeşidi ve bölgeye göre düşünmeye başlayalım.
1) İlki ve Sarayönü’nde en çok alanı kaplayan toprak yapısı “Kırmızı Kahverengi Topraklardır”
Bu topraklar da geçmiş dönemlerdeki ağaç kalıntılarının etkisiyle orta derecede organik madde olan, ancak yıkama yapacak düzeyde gerekli yağış almadığından toprağın ikinci katmanında karbonatlar yani kireç yapılar bulunduran, toprak besin maddeleri açısından orta derecede zengin topraklardır.
Kısmen alt katmanlardaki kirecin çatlaması gibi nedenlerle toprak suyu yüzeye yaklaştıysa daha önceki sohbetlerde konuştuğumuz demir etkisiyle bölge bölge kırmızımsı kahverengi bir toprak fark edilebilir.
Bölge olarak Sarayönü’nün ortalamasını kaplar. Boyalı, Karabıyık, yaylaların ve farklı adlarla anılan ağılların olduğu bölgelerin tümü, Gözlü, Beşgöz ve Ayyiles tepesine kadar olan alan da bu tip toprak yapısı vardır. Bölgesel olarak Dikmen Tepe, Karakışla, Ertuğrul da bu yapıda sayılabilir. ilk katman yani A horizonunda sonra hafiften ortaya değişen kireçlenmeler başlar. Kuru tarım, özellikle buğday, arpa ya da kök olarak ortalama 50 cm e kadar iyi çalışabilecek ürünlerde kullanılabilen bir yapıdır. Meşe, karaçam gibi ağaçlar görebiliyorsanız genelde alt yapıyı bu yönde tahmin edebilirsiniz. Asidi yani Ph’ı baziktir. 7 ya da biraz fazlasıdır.
2) Diğer grup ise “Kahverengi Topraklar” dır. Bu tür topraklar tarihsel geçmişlerinde orman kalıntıları, bitki örtüsü gibi nedenlerle oluşmuş, toprak derinliği kırmızı kahverengi topraklara göre daha sığı, kireç katmanlarının diğerine göre yüzeye daha yakın olduğu yapılar olduğu kabul edilir.
Yükseltilere, su kaynaklarına yakın bölgeler olsa da yağışla yıkanma daha düşük olduğu için kireç tabakalar daha yüzeye yakın kalmıştır. Tuz oranı ilk gruba göre biraz fazladır denilebilir. Yine tahıl tarımına uygundur. Daha yüzlek köklü, kirece ve tuza dayanıklı ürünler seçilebilir. Bu tip topraklarda tahıl tarımı yanında küçükbaş hayvancılığın yapıldığını ülke genelinde görebilirsiniz.
Kadıoğlu ile Cihanbeli arasında dar bir bölge, Ağılözü deresinden Özkent’e kadar uzanan ve genişlik olarak Kızıldere, Eğri dereyi kaplayan ikinci bölge ile Konar, Başhüyük ve Karatepeyi içine alan 3. Bir bölge parçalı olarak bu yapıda görünmektedir.
3) Kolivyol Topraklar: Dar bir alandadır. Ladik, Kurşunlu sınırı asında kalan dar bir alandadır. Daha çok tepe etekleri gibi yığılmalarla oluşmuş kumlu, milli ve çakıllı topraklardır.
Yüzey katmanı diğerlerinden daha sığdır. Yani tarım yapılacak derinliği çok iyi değildir. Yapısından dolayı derin köklerin çalışabileceği için ağaç benzeri tarımsal üretim için daha uygundur. Bölgesel anlamda ise ceviz denenebilir.
4) Kırmızımsı Kestane Rengi Topraklar; Bölge olarak yine geniş bir yer kaplamazlar. Bahçesaray ile Sadıkların ve Felakların Ağılı diye bilinen bölgelerden ama Kurşunluyu içine almadan geçen dar bir alandır.
Bu tür topraklar da toprakta ayrışma fazla olduğundan organik madde zayıftır. Demirin etkisiyle topraklar kırmızıya yakın görünürler. Var olan ya da eski orman örtüsü altında kalan alanlarda oluşur. Toprağın ikinci katmanlarında killi ve kireçli yapılar olma ihtimali yüksek yapılardır. Çok yüzeysel köklü sebze tarımı ya da hayvancılık tarzı üretimler için uygun olabilir.
5) Alüvyol Topraklar; Belki de bölgenin az sayıda şanslı grubu denilebilen yapılardır. Lâdik’in biraz dışından başlayıp Sarayönü merkezi içine alan ve Değirmenli’ye varmadan biten bir bölgedir. Zaman içinde akarsuların taşıdığı birikme yapılardan oluşur. Alüvyol topraklar derin ve geçirgen topraklardır. Bitki besin maddeleri bakımından zengindir. Kum, kil ve çakıldan oluştuğu için kolay işlenirler. Verimli alanlardır.
Toprak denilen yapı neden, nasıl ve hangi etkilerle oluştuğuna göre değişiklik gösterebilmektedir. Bu yüzden bu bölge %100 bu yapıdadır demek ve sınırlar çizmek doğru değildir.
Ancak aktardığım bilgiler Köy hizmetleri haritaları, üniversitelerin etüd çalışmaları, toprak bilgisi gibi toplamların sonucudur. Bize şunu söyleyebilir bu tarz bilgiler. Burada tarımsal üretim olarak şu yapılır ya da yapılmaz. Bunun en güzel kararını ise kurumlar, araştırmalar verecektir. Ben sadece tarım sohbetleri anlamında kaba bir fikir verebilirim.
Esenlikle ve bereketle selamlar.