Sarayönülü kadınlar da aynı görüşte; Türkiye’de kadın olmak zor

Dünya genelinde her yıl 8 Mart'ta kutlanan Dünya Kadınlar Günü, kadınların toplumsal, ekonomik ve siyasi hayattaki mücadelesini hatırlatıyor. Tarihi 1857 yılında New York’ta daha iyi çalışma koşulları talep eden kadın işçilerin grevine dayanan bu özel gün, 1910 yılında Clara Zetkin’in önerisiyle uluslararası düzeyde kabul edildi. 1977 yılında ise Birleşmiş Milletler tarafından resmî olarak tanınarak küresel çapta bir farkındalık günü haline geldi.

Bugün, dünyanın dört bir yanında kadınların hakları ve toplumsal eşitlik için düzenlenen etkinliklerle kutlanıyor. 8 Mart, sadece bir kutlama günü değil, aynı zamanda kadın hakları mücadelesinin sembolü olmaya devam ediyor.

8 Mart Kadınlar Günü vesilesiyle Sarayönü’nde çalışma hayatının içerisinde olan kadınların görüşlerini aldık. Kadın çalışanların çalışma alanları farklı olsa da ortak görüşü Türkiye’de kadın olmanın zor olduğu.

Genel kanı, kadına şiddetin ve kadınların yaşadığı sorunların yine kadınlar tarafından çözülebileceği yönünde olurken, her erkeği bir kadının, yani annenin yetiştirdiği göz önüne alınarak eğitimli annelerle duyarlı erkek bireylerin yetiştirilmesi gerektiği ifade edildi.

Kadınlar her sorunun temelinde olduğu gibi bu sorunun temelinde de eğitimin yattığını öne sürdü.

Kadınların günümüzdeki karşı karşıya kaldığı sorunları ve sıkıntıları kadınlara sorduk. 8 Mart Kadınlar Günü nedeniyle çalışma hayatının içerisinde olan Sarayönülü kadınların görüşlerini aldık.

Şöhret Büyüktuna (Aytuna Mefruşat)

"Kadın olmak, hayatın her alanında mücadele etmeyi gerektiriyor. Çalışma hayatında kadınların karşılaştığı zorluklar erkeklere kıyasla daha fazla ve bu durumun değişmesi için hâlâ gidilmesi gereken uzun bir yol var. Kadın olarak iş dünyasında yer alabilmek için hem kendimize hem de yaptığımız işe daha fazla güvenmek zorundayız. Erkeklerin doğal olarak sahip olduğu birçok avantajı biz kadınlar yıllarca emek vererek elde etmek zorunda kalıyoruz. Ancak bu bizi yıldırmamalı, tam tersine daha da güçlendirmeli. Kadınların ekonomik özgürlüğü, yalnızca bireysel bir kazanım değil, toplumsal gelişim için de büyük bir önem taşıyor. Ekonomik olarak bağımsız bir kadın, kendine daha fazla güveniyor, kararlarını özgürce alabiliyor ve çevresine de ilham veriyor.

Kadına yönelik şiddet ve toplumsal eşitsizlik hâlâ en büyük sorunlardan biri. Bu problemlerin temelinde eğitimsizlik yatıyor. Eğer bir kadın eğitimliyse, güçlüdür; güçlü kadınlar ise güçlü nesiller yetiştirir. Bu yüzden eğitime daha fazla önem verilmeli, kadınların iş hayatına katılımı desteklenmeli ve onlara eşit fırsatlar sunulmalıdır. Küçük yerleşim yerlerinde kadınların iş hayatında var olmasının ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Bir kadın kendi ayakları üzerinde durduğunda sadece kendisi için değil, ailesi ve toplumu için de olumlu bir değişim yaratıyor. Kadınların yalnızca bir gün değil, her gün hatırlanması ve haklarının korunması gerektiğine inanıyorum."

Ceyhan Küçükislamoğlu (SYDV Müdürü)

“Mustafa Kemal Atatürk’ün de söylediği gibi, dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir. Kadın, yalnızca bir birey değil, aynı zamanda bir toplumun temel taşı, bir ailenin kalbi ve geleceğin mimarıdır. Kadınların emeği, sevgisi ve fedakârlığı olmadan hiçbir medeniyet gelişemez, hiçbir toplum ayakta kalamaz. Bir anne olarak yeni nesilleri yetiştirir, bir eş olarak ailesine destek olur, bir çalışan olarak üretir ve her alanda varlığını hissettirir. Kadın, yalnızca fiziksel güzelliğiyle değil, zekâsıyla, sevgisiyle, fedakârlığıyla ve güçlü iradesiyle de dünyayı güzelleştiren en değerli varlıklardan biridir. Hayatın her alanında kadınların katkısını görmek mümkündür ve onların varlığı, bulundukları her yeri daha anlamlı ve yaşanabilir hâle getirir. Kadın her yaşta güzeldir, çünkü güzellik yalnızca dış görünüşte değil, ruhun inceliğinde ve kalbin temizliğinde saklıdır.

Bu dünyada kadın olmak, hem en güzel hem de en zor şeylerden biridir. Kadın, sevginin, şefkatin ve merhametin temsilcisi olduğu kadar, mücadele eden, direnen ve her türlü zorluğa rağmen ayakta kalmayı başaran güçlü bir varlıktır. Hz. Muhammed (s.a.v.)’in de dediği gibi, kadınlar Allah’ın erkeklere emanetidir. Bu emanetlere gereken değer verildiğinde, toplumlar daha huzurlu, daha adil ve daha güçlü olur. Kadına yönelik şiddetin, eşitsizliğin ve haksızlıkların son bulduğu, kadınların sadece özel günlerde değil her zaman hatırlandığı, hak ettikleri saygı ve değeri gördükleri bir dünya dileğiyle… Kadınlarımızın kıymetinin bilindiği, onlara hak ettikleri sevgi ve saygının gösterildiği, omuzlar üzerinde taşındıkları daha güzel ve mutlu yarınlara uyanmak umuduyla, tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun.”

Zeliha Ceylan (Sarayönü ASEM yöneticisi)

“Birleşmiş Milletler tarafından resmî olarak tanımlanan ve her yıl 8 Mart’ta kutlanan Dünya Kadınlar Günü, kadınların toplumsal hayattaki yerini güçlendirmek, haklarını vurgulamak ve başarılarını onurlandırmak amacıyla tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemle anılmaktadır. Bu özel gün, kadınların yalnızca bireysel değil, toplumsal ve ekonomik alandaki katkılarını da görünür kılmayı hedefler. Aslında “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak bilinen bu anlamlı gün, kadınların hak mücadelesine dikkat çekerken, aynı zamanda onların her alanda daha güçlü ve eşit bir konumda yer alması gerektiğini hatırlatmaktadır.

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, kadınların toplumsal hayatta hak ettikleri yeri alabilmeleri için öncü adımlar atmış ve birçok ülkeden önce Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı tanımıştır. Kadın-erkek eşitliği, modern toplumların temel taşıdır ve kadınların ekonomik, siyasi ve sosyal hayatta güçlü bir şekilde var olması, ülkemizin gelişimi için büyük bir gerekliliktir. Kadınlar, sadece aile içinde değil, iş hayatında, siyasette ve toplumun her alanında söz sahibi olmalı, verdikleri emek karşılığında hak ettikleri değeri görmelidir. Özgürce yaşamak, kararlarını bağımsızca alabilmek ve kendi ayakları üzerinde durabilmek her kadının en doğal hakkıdır.

Yaşamın her alanında büyük sorumluluk üstlenen, fedakârlıkları ve emekleriyle toplumu şekillendiren tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü en içten dileklerimizle kutluyoruz.”

Abide İşçi (Sarayönü Kaymakamlığı Yazı İşleri Müdürü)

“Kadına yönelik şiddet, ne yazık ki günümüzde hâlâ en büyük toplumsal sorunlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Şiddet, yalnızca fiziksel değil; psikolojik, ekonomik ve duygusal boyutlarıyla da kadınların hayatını olumsuz etkileyen derin bir yara. Aile içinde yaşanan şiddet, kadının sadece bedeninde değil, ruhunda da derin izler bırakıyor. Şiddete maruz kalan kadınların en büyük sıkıntısı ise çoğu zaman seslerini duyuramamak, yalnız bırakılmak ve destek görememek oluyor. Oysa bir kadının şiddetten uzak, güvenli bir yaşam sürebilmesi en temel insan haklarından biridir ve toplum olarak hepimizin bu konuda sorumluluğu var.

Kadına yönelik şiddetin son bulması için sadece yasaların sıkılaştırılması yetmez; zihniyetin değişmesi, toplumun bu konuda bilinçlenmesi gerekir. Erkeklerin kadınları bir birey olarak kabul etmesi, eşit haklara sahip olduklarını anlaması gerekiyor. Kadınların kendi ayakları üzerinde durabilmesi, ekonomik özgürlüğe sahip olması ve eğitimle güçlenmesi şiddete karşı en büyük kalkandır. Aile içinde şiddet gören kadınların yalnız bırakılmadığı, haklarını savunabildiği, korkmadan sesini yükseltebildiği bir toplum inşa etmek hepimizin sorumluluğudur. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün, kadınların sadece başarılarının değil, aynı zamanda yaşadıkları sorunların da konuşulduğu, çözüm yollarının arandığı bir gün olmasını diliyorum.

Aleyna Sevgen (İngiliz Dili ve Edebiyatı)

“Kadın, medeniyetin temel taşıdır ve yaşamın kendisidir. Kadınlar, sadece evde değil, toplumun her alanında önemli roller üstlenir ve dünyayı şekillendirir. Bir öğretmen, bir anne, bir doktor, mühendis ya da sanatçı olarak kadınlar, topluma yön veren, geleceği şekillendiren varlıklardır. Ancak bu değer, yalnızca bir günle anılmamalıdır. Kadınların emeği, özverisi ve katkıları her gün hatırlanmalı ve onlara eşit fırsatlar sunulmalıdır. Kadınların, toplumsal hayatın her alanında güçlenmesi için sadece bir gün değil, her an onlara değer vermek ve destek olmak gereklidir.

Hayati İnanç’ın da dediği gibi, “Beşiği sallayan dünyayı da sallar.” Kadınlar, sadece evdeki değil, aynı zamanda iş yerindeki, sokaktaki, okulda ve her alandaki varlıklarıyla toplumun temel yapı taşlarını oluştururlar. Bu yüzden onların hak ettikleri saygıyı görmesi, eşit haklarla donatılması ve emeklerinin karşılığını alması en önemli sorumluluklarımızdan biridir. Kadınlar, geleceğimizi şekillendiren, insanlık tarihine yön veren en büyük güçtür. Her kadının bu dünyada varlık gösterdiği her alan, bir adım daha medeniyetin inşasına katkı sağlamaktadır. Bugün, tüm kadınlarımızı kutluyor ve onlara yaşamın her alanında daha fazla fırsat, daha fazla eşitlik ve daha fazla destek diliyorum.”

Saadet Öz (Saadet Hobi Tasarım)

“Dünyamız her geçen gün kararmış gibi görünse de, bizler bu karanlıkları aydınlatacak olan güzel kadınlarımızın ışığını hiçbir zaman göz ardı etmemeliyiz. Kadınlar, sevgi ve şefkatle hayatımıza dokunarak bize umut sunuyorlar. Ancak bu değerli varlıkları sadece bir gün hatırlamak yetmez, her gün onların gücünden, azminden ve sevgisinden ilham almalı ve cinsiyet farkı gözetmeksizin insanlara umut olmalıyız. Unutmayalım ki mutluluk, paylaşıldıkça büyür ve yayılır. Hepimizin, bir başka insanın yüzünü güldürmesine vesile olmak, bu dünyayı daha güzel bir yer haline getirmek için atılacak en büyük adımdır.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in “Cennet annelerin ayağı altındadır” hadisi, kadının toplumdaki yerinin ne kadar değerli ve önemli olduğunu en güzel şekilde ifade etmektedir. Kadın, sadece annelik rolüyle değil, toplumun her alanında, her görevde gösterdiği başarılarıyla da insanlık için çok büyük bir öneme sahiptir. Bu nedenle, kadınların hak ettiği değeri görmek, saygıyı ve sevgiyi her gün onlara sunmak hepimizin sorumluluğudur. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, sadece bir kutlama değil, aynı zamanda kadınların toplumdaki eşsiz rollerinin takdir edilmesi gereken bir gündür. Bu anlamlı günde, tüm kadınlarımızın değerini bilerek, onlara daha aydınlık bir dünya sunmak için hep birlikte el birliğiyle hareket etmeliyiz.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yaşam Haberleri