SARAYÖNÜ’NDE BERBERLİK MESLEĞİNİN GELİŞİMİ VE BERBERLERİMİZ-3

Saç ve sakalların kesilip düzenlenmesi insan ihtiyaçlarındandır. Tıraş, insanların saç ve sakallarını değişik biçimlerde müşteri isteğine ve o günün modasına uygun olarak yıkayıp; kesme, şekil verme ve kurutma işlemidir.Tıraş,...

Saç ve sakalların kesilip düzenlenmesi insan ihtiyaçlarındandır. Tıraş, insanların saç ve sakallarını değişik biçimlerde müşteri isteğine ve o günün modasına uygun olarak yıkayıp; kesme, şekil verme ve kurutma işlemidir.

Tıraş, “sinekkaydı”, “natürel”, “cırlop”, “briyantinli” olarak isimlendirilmiştir.[1] Osmanlı toplumunda bu ihtiyacı karşılamak amacıyla, Kanuni Dönemi’nde ortaya çıkan kahvehanelerin bir köşesi berberlere ayrılmıştı. Ayrıca seyyar olarak hizmet veren berberler de bulunmaktaydı. Tarihi süreçte kahvehanelerin yasaklanmasıyla müstakil berber dükkânları ortaya çıkmıştır.

Bu çalışma genel olarak XIX. yüzyıl ile XX. yüzyılı kapsamakta olup Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı Osmanlı Arşivi belgeleri ile ikinci el kaynaklardan faydalanılmıştır.[2]

Bu bilgilerin ardından; Sarayönü’ndeki 1.2.3.4. kuşak berberlerin dönemindeki müşterilere, aradan geçen zaman zarfında meydana gelen değişim,gelişim, farklılaşmalara değineceğiz. Sarayönü’ndeki özellikle 1. ve 2. Kuşağa mensup, kısmen ise 3. kuşağa mensup berber dükkânları, sosyal hayatın kalbinin attığı, her konunun konuşulduğu, fikir alışverişinin yapıldığı, gerçek hayatın tanıtıldığı, dostlukların kurulduğu ve insanların rahatladığı mekânlardı.

Berberlerin dükkanına gelen müşteriler, sırasını bekler, bu bekleme esnasında genellikle birbirlerini tanıdıkları için aralarında hasbihal ederler, memleketin siyasi, ekonomik, sosyal meselelerini konuşurlar, fikirlerini beyan ederler, çözüm önerilerinde bulunurlardı.

Bu bilgilerin aktarıcıları olan 2.Kuşak Berberimiz Hacı Türk ve 3.Kuşak Berberimiz Nihat Türkoğlu,Sarayönü’ndekiberber dükkânlarının çarşı, cami, hamam, kahvehane, iskele civarıve mahalle arasında yer aldıklarını, idari, mülki amirlerin, halkın her kesiminden hemşerilerin bir araya gelip kaynaştıklarını beyan ederek geçmişteki samimi sohbetlerin zamanla değiştiğini,sıra bekleme esnasındaki hasbihallerin yerini randevuyla gelen müşterilerin aldığını ifade ettiler.

Bu beyanatın ardından, kendisiyle bizzat görüştüğümüzSarayönü’nün yaşayan tek 1. Kuşak Berberiİbrahim Coşdu hakkında bilgileri aktaracağız:

Sarayönü 1. Kuşak Berberi İbrahim Coşdu, 1940 yılında doğdu,1955’te berber çıraklığına başladı. Ustası Sarayönü Başhüyük kasabasında berber dükkânı olan Kadınhanlı berber Arap Hasan Ustadır. Ustasından berberlik eğitimini almak için, yaya olarak her gün Kirlikuyuköyü’nden (günümüzde Konar köyü) Başhüyük kasabasına, yaz kış demeden 3 km yol yürüyen İbrahim Coşdu, 5 yıl boyunca ücret almaksızın, karın tokluğuna sırf berberlik mesleğini öğrenmek, mahir bir usta olmak amacıyla azimle çalışmıştır.

Bu bilgilerin ana kaynağı, Sarayönü 1. Kuşak Berberimiz İbrahim Coşdu’nun bizzat kendisi ve oğlu Ramazan Coşdu’dur. Sarayönü’nde ilk berberlik ehliyetinin yani diplomasının şahsına ait olduğunu ifade eden İbrahim Coşdu, aynı zamanda 3 yıl boyunca “Jiletli Ustura”yı kullanan tek berber olmuştur.

Sarayönü’nde ilk berberlik diploması olan usta berberimiz, 25 yıl boyunca bilfiil görevini yapmıştır.

Kardeşi Nusret Coşdu’yu çıraklıktan itibaren yetiştiren İbrahim Coşdu, 25 yıllık berberliği esnasında 20 tane çırak yetiştirdi. Başhüyük kasabasında 5 yıl sürenberberlik eğitiminden sonra Konya’ya gitti. 6 ay Konya’da görev yapan usta berberimiz, imtihana girerek sekiz berberin içerisinden seçilip   berberlik diplomasını almaya hak kazandıktan sonra, 1960 yılında Sarayönü’ne geldi ve berber dükkânını açtı.

O dönemde Sarayönü’nde 1. Kuşak Berberleri; Kasım Işıklıgil,Muhacir Muharrem Boza, Hüseyin Tezgel, Halil Türk, Şakir Coşkun, Şahin Keleş, Sarı Saffet (lakap), Nezir Alceylan, Göçmen Berber Sait Usta, 1. Kuşağın sonlarında ise İbrahim Coşdu ve kardeşi Nusret Coşdu idi.

Sarayönü’nde “Jiletli Ustura”yı icat ettiğini ifade eden mahir usta İbrahim Coşdu, bu icadı sayesinde müşteri potansiyelinin yüksek olduğunu, memnun ettiği müşterilerden oldukça iyi gelir elde ettiğini, “sinek kaydı” tıraşın öncülüğünü yaptığını söylemiştir. İbrahim Coşdu, 2. Kuşak Berberlerimiz’den Necati Atay, Cafer Can, Fikret Konar ve yirmi çırak ve kalfa yetiştirdi.

Berberlik araç gereçlerinin en önemlilerinden olan “taş aynalar”dan iki adet kullandığını ifade eden 2. Kaynak kişimiz olan İbrahim Coşdu’nun oğlu Ramazan Coşdu ve İbrahim Coşdu, müşterilerinin hem önünde hem de ensesinin arkasında iki büyük ayna kullandığını, bu durumun müşteri memnuniyetini arttırdığını söylemiştir. Müşterinin önünde olan taş ayna 120x60 cm, ensesinin arkasında olan taş ayna 50x50 cm ebatlarında idi.

Askerlik görevini ilk olarak Kütahya’da yapan İbrahim Coşdu, burada yapılan bir imtihan neticesinde çok sayıda berberin arasından birinci olmuş, bu başarısından dolayı Adana İncirlik Havaalanında, NATO’ya özel berber olarak seçilmiştir. Kendisine özel uçak gönderilerek Kütahya’dan Adana’ya getirtilen İbrahim Coşdu, 1963-1964 yılları arasında Amerikan subaylarının, eşlerinin ve ailelerinin özel berberliğini yapmıştır. Görev esnasında yaptığı her tıraştan 1 dolar kazandığını ifade eden İbrahim Coşdu, askerlik görevini tamamladığında oldukça yüksek bir gelir elde ederek Sarayönü’ne dönmüştür.

İlk berberlik yıllarında, dükkân bulamamaktan dolayı, aynı dükkânda üç ayrı zanaatkarla berberlik yapan İbrahim Coşdu, 1. Kuşak berberi Sarı Saffet(lakap), terzi Musa dayı, kunduracı Mehmet Çetinkaya ile karşılıklı hoşgörü ve saygıyla uzun süre çalışmıştır.

Mahir Berberimiz İbrahim Coşdu, berber dükkanına gelen müşterilerinden hem idari, mülki amirlere, makam, mevki sahiplerine, ekonomik bakımdan güçlü, zengin olana dahem de halkın içinden müşterilerine de zengin-fakir, amir- memur, tahsilli-tahsilsiz ayrımı yapmaksızın berberlik görevini itinayla yapmış, kadim medeniyetimizin en önemli, hususi özelliklerinden biri olan “meslek ahlakının” gereğini layıkıyla yerine getirmiştir.

Mülakatımızın neticesinde Sarayönü’nün yaşayan tek 1. Kuşak Berberi İbrahim Coşdu, 83 yıllık yaşantısının özeti mahiyetinde:

Hayat geldi geçti,

Pencereden baktı geçti,

83 yıl geldi geçti,

Mısralarıyla sözlerini tamamlamıştır.

 

[1]KOÇU, Reşat Ekrem (1974). “Eski İstanbul’da Berberler”, Hayat Tarih Mecmuası, C. 1, s. 5, Sıra No: 113, İstanbul.

[2]YILMAZ, İ. (2022), “Osmanlı Son Döneminde Berberlik”, İnönü Üniversitesi Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi, (INIJOSS), 11(2), 396-408

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Köşe Yazıları Haberleri