Sarayönü’ne Genel Bakış 1

 Tüm üreticilere ve Sarayönü halkına sağlıklı, bereketli güzel günler dileğiyle selamlar.   Baştan açık söylemek gerekirse anlatmaya çalışacağım bilgilerin çıkış noktası eğitim,  kitap, araştırma...

 Tüm üreticilere ve Sarayönü halkına sağlıklı, bereketli güzel günler dileğiyle selamlar.  

 Baştan açık söylemek gerekirse anlatmaya çalışacağım bilgilerin çıkış noktası eğitim,  kitap, araştırma olsa da bunlara biraz pratik ama birazda internet araştırmaları eklemedim demek haksızlık olur

Çünkü internet ortamında bölgeyle ilgili sınırlıda olsa araştırma var. Teknolojinin nimetleri biraz da. Eskiden olsa okulları, kütüphaneleri gezerek elde edeceğiniz bilgiler birkaç saatlik bir aramayla ulaşılabilecek halde bulunabiliyor.  

 Bu tip araştırmalara girmeden önce başa dönüp biraz “üzerine” diye başlayan sohbetlerden hatırlamalar yapalım.

Demiştik ya yeni yeni araştırma ve bilim dalları çıkıyor ve gelişiyor. Mesela “dendrokronoloji”.

Şu anda ağaçlar, asmalar gibi odunsu bitkiler de yapılıyor. Gövdedeki halkaların bitkinin yaşını verdiği kadar o halkanın renginden o bitkinin neler yaşadığını kestirebiliyorlar. Kısacası doğa da kendi geçmişini kendi üzerine yazıyor. Belki de oda böyle konuşuyor bizimle.

Aynı şekilde dikkatle bakarsanız toprak da bizimle konuşuyor. Son dönem özellikle Konya da oluşan obruklar mesela. Obrukların oluşması tek nedenli değildir ama en önemli nedeni yer altı sularının kaybolmasıdır.

Suyun varlığı toprağın ağırlığını dengelerken o yer altı suyunu, yerine konma hızından daha çok tüketirsek orda oluşacak yer altı boşluğu yani su yerine artık oluşan hava boşluğu toprağın ağırlığını taşıyamaz ve çöker. En yakın örneği Mart 2022 deki Konar obrukları ya da çökmeler. Yani doğa diyor ki bize gereksiz ve aşırı sulama yapma. Gücüm yetmiyor.  

 Ya da mantıkla cevap bulalım. Eskiden Konya ovasında 20-30 metreden su çıkardı. Şimdi gittikçe derine gitti.

Bölge, Ege ya da Karadeniz gibi bol yağmur alan bir coğrafya değilse bu kadar zengin taban suyu nereden geldi. Ucuna biraz da tarihsel yani jeoloji tarihi eklersek ortaya çıkan sonuç Ankara yı da içine alan şekilde bölgenin bir iç deniz olduğu varsayılıyor.

Bilim böyle dediği için doğru kabul ederek, deniz suyu deniz toprağının yapısını kurguladığımızda ortaya çıkan sonuç bu günle örtüşüyor aslında. Yarı kumlu, az killi, geçirgen yüzey toprakları. Yüzey toprakları yani toprağın üst kısmının iyi olması. Ama tabana indikçe kireçlenmesi.

O topraktan sızarak üst katmanlardan tabana inen suların da kireçli olması. Tamamen biraz mantık biraz bilgi merakı.  

 Bulgular bizi şaşırtıyor mu derseniz hayır. Sarayönü ovası diyebileceğimiz düzlüğün genel yapısı buna uygun. % 60 dan fazlası çok hafif killi ama kumlu tarıma elverişli ama kısmen kireçli topraklarken, Bahçesaray, Kurşunlu, Halıcı gibi Konya’ya yaklaştıkça mermerleşme gösteren yerlere rastlanır. Yani tarihsel ve çok uzun zamanlarda sıkışmış kum ve kireç.  

 Diğer yandan artık internet üzerinde bile satılmaya başlanan toprak renk kataloglerı bile var. Örneğin toprağınızda organik madde iyi ise toprağınızın rengi koyu kahveye doğru gider. Toprağınızın rengi kırmızı ya da sarıya çalıyorsa oksitlenmiş demir var demektir. Bu da teknik olarak “akaçlama” denilen toprağın drenajının hızlı olduğu yerlerde görülür.

Toprak rengi toprağın akaçlama özelliklerini belirlemede kullanılır. Yani kum, kil, çakıl oranını gözle tahmin edebilirsiniz rengine bakarak. Toprağınızda kuruduğunda grileşme hissediyorsanız, gereğinden fazla çatlamalar görüyorsanız, kilin oranından şüphelenebilirsiniz. Tıpkı herkesin bildiği elle toprak tavı ya da kabaca toprak yapısı tahmini yapmamız gibi.  

 Çoğu kimsenin pek dikkat etmediği bir pratik ipucu mesela. Bitkiler toprak altı yapısının ters simetrisinde gelişir. Yani bir ayna tuttuğunuzu düşünün. bir bitkinin, bir ağacın toprak üstünde nasıl şekiller aldığı toprağın yapısını gösterir.

Kök taşa geldiyse ve etrafından dolaşıp yoluna devam ettiyse toprak üstünde bitki yada ağaç ters yönde aynı şekli alarak büyür. Mesela buradan tarlanızdaki bir ağaca bakarak altta nasıl bir yapı olduğunu tahmin edebilirsiniz. Hangi seviye de sertleşme yada taş katmanı var. Kökler nereden sonra artık kazık gitmiyor da yayvanlaşıyor gibi. Bitkinizin dallanma, yapraklanma  şekline bakarak köklerinizin hangi derinlikte nasıl geliştiğini tahmin edebilirsiniz.

Bulabildiğim bir su analiz sonucu oldu. Hem yer altı hem de  bölgede yüzey sulamada etkili Beşgöz çayıyla ilgili.

Yeraltı su analizine bakarsanız orta sınıf, kullanılabilir ama hafifle orta arasında tuzlu. Beşgöz Çayı ise bir sınıf daha yukarıda çıkan bir analiz sonucu veriyor. Ortak iyi yan Bor oranının düşük yani iyi olması.  

  Bölgenin ışık alma ortalaması yaklaşık 10 saat. Bitkiler için önemli olan bu ayrıntıyı da paylaşmış olayım. Çünkü her bitkinin güneş ışığını alma ihtiyacı farklıdır. Teknik olarak bakmak isterseniz adı “fotoperiyodisite”.

Ve ortalama yıllık yağışın 438-440 mm arasında olduğu yazılıyor. Yani yılda metrekareye ortalama ve  yaklaşık 440 kilogram yağmur geldi. Bu değer orta denilecek bir değerdir.  

  Televizyonlarda derler ya, ”bize ayrılan sürenin sonuna geldik”. Bu hafta bana ayrılan köşenin sonuna geldim ve bu konuya haftaya devam etmek umuduyla. .  

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Köşe Yazıları Haberleri