SAVRULUYORUZ

Basın sektörünün çok geniş ağını oluşturan Sosyal Medya’yı kullanan ve takip edenlerin sayısı aile içindeki fertlerin tamamının sayısı kadar oldu.2 yaşına girmemiş bebeğe bile mamasını yedirirken sosyal medyayı takip...

Basın sektörünün çok geniş ağını oluşturan Sosyal Medya’yı kullanan ve takip edenlerin sayısı aile içindeki fertlerin tamamının sayısı kadar oldu.2 yaşına girmemiş bebeğe bile mamasını yedirirken sosyal medyayı takip eder hale geldik.

Bilgilendirme açısından iyi mi?

Çok iyi.

Ama şu kıtlıktan çıkmış gibi yediklerini, göbek attıklarını paylaşanlar olmasa seviye daha iyi olacak gibi.

Tarihten, siyasetten, dünyadan, eğitimden, anılardan paylaşılan bilgiler ufkumuzu açıyor, bilgi kaynağımızı zenginleştiriyor.

Her an yanımızda olmasından dolayı bazı paylaşımlar özümüzü unutmamamız konusunda da zorluyor.

İşte onlardan bir alıntı.

Çünkü bu anlatılan olayı her gün yaşıyoruz.

Belki de savrulduğumuz için hiç dikkat etmiyoruz.

Yer İstanbul.

Tam metroya bineceğim, yaşlı amca makinenin önünde panik yapmış dolduramıyor kartı.

Arkasında birkaç tane genç birikmiş bağırıyor amcaya

"Hadi be flört mü ediyorsun makinayla"

Tabi bunu duyunca canım sıkıldı ve amcaya yardım etmek için yanına gittim.

Canım amcam sen ne istiyorsun dedim,

Kartım yok dedi, doldurduk kartını istediğin yere git dedim.

Neyse ben de doldurdum kendi kartımı metroya geldim.Baktım amca orada bekliyor hala, ne oldu dedim.

Yavrum adres soracaktım beni azarlarlar diye soramadım, seni bekledim dedi.

Peki nereye gidecektin sen dedim.

Üsküdar Marmaray dedi.

Amca Kirazlıdayız, karşı tarafta orası. Hem de buraya çok uzak.

Baktım amca

Mahzun mahzun bakıyor,

Anlamamış durumu,

Tamam dedim amca gel gidiyoruz.Atladık Metroya Üsküdar’a doğru gidiyoruz. Yolumuz var da var. Muhabbet olsun diye dedim “amca sen nerelisin”.

Ordu dedi.

Var mı fındık bahçesi filan dedim,

Dedi ki yavrum ben emekli ağır ceza hakimiyim.

Sonra, amca dedim

Ordu'dan İstanbul’a neyle geldin, valizler nerde?

3 yaşındaki çocuk gibi yüzüme baktı nerde? dedi....O an anladım amca demans hastası,

Yani kişisel tarihini unutmak, kendi geçmişini silmek.

Peki amca nereye dedim,

"OĞLUM BENİ, ÜSKÜDAR MARMARAY’DA BEKLİYOR" Dedi.

Neyse indik Üsküdar Marmaray’a. Oturduk bekliyoruz gelen giden yok,

Araştırdık kızının telefon numarasını buldum.

Aradım

Üsküdar Marmarayda mısınız dedi. Evet dedim şaşırdım da tabi.

Dedi ki size eniştenin numarasını vereyim onu arayın, aldım numarayı aradım O da hemen Üsküdar Marmaray’da mısınız dedi, evet dedim.

Ya herkes biliyor acaba ben mi bilmiyorum niye buradayız derken, enişte geldi ve sarıldı bana.

Ben “Demans hastası bu adamı niye salıyorsunuz dışarı. Kim o oğlu. Burada bekliyorum demiş hala ortada yok” diye çıkıştım.

Enişte:

Evet oğlu polisti.

3 yıl önce şehit oldu! Ve oğluyla son telefon görüşmesinde

"BABA ÜSKÜDAR MARMARAYDA SENİ BEKLİYORUM" demişti...

Her şeyi unuttu,

Onu unutmuyor,

Arada evden kaçıp buraya geliyor...

Dizlerimin bağı çözüldü. Gözlerimden yaşlar akmaya başladı.

Belki dedim oğlu gerçekten de oraya geliyor ama biz göremiyoruz.Sonra uzun uzun düşündüm.

Demans hastalığı bizim de hastalığımız.Toplum olarak geçmişimizi unuttuk

Sağa sola savruluyoruz nereye gittiğimizi bilmeden.

Kim olduğumuzu unuttuk...

Nereye gideceğimizi unuttuk...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Köşe Yazıları Haberleri