Değerli Sarayönü Manşet Gazetesi ve Saraymedya okuyucuları;
Öncelikle tüm okurlarımıza saygılarımı sunarım. Herkese sağlık ve esenlik dolu günler diliyorum. Bu haftaki yazımızda sizlere şirketlerden bahsetmek istiyorum.
Şirketler hukuku teknik ve detaylı bir konu olduğu için burada sizlere genel bilgilerden bahsedeceğim. Her konuda olduğu gibi bu konuda da gerektiği takdirde mutlaka profesyonel yardım almanızı naçize tavsiye ediyorum.
Genel Hatlarıyla Şirketler Hukuku
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu 124. ile 644. maddeleri arasında şirketler hukukunu ele alınmıştır. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 620. İle 644. maddeleri ise adi ortaklığa ayrılmıştır. Bununla birlikte 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu da göz önüne alındığında şirketler hukukunun geniş bir yelpazede ele alındığı ve teknik bir konu olduğu ortadadır.
TTK'da ticaret şirketleri açıkça sayılmıştır. Bunlar; anonim, limited, komandit, kollektif şirket ve kooperatiflerden ibarettir. Bütün şirketlerin temeli ve prototipi sayılan adi ortaklık ise TBK'da düzenlenmiştir. Mevzuatımızda şirketi doğrudan tanımlayan bir madde olmadığı için, TBK'da yapılan adi ortaklığın tanımını şirketlerin temel tanımı olarak inceleyebiliriz.
Buna göre adi ortaklık; İki ya da daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. Bu tanımdan hareketle şirketin bazı unsurları içermesi gerekmektedir. Bunlar: Sözleşme unsuru, kişi unsuru, sermaye unsuru, ortak amaç unsuru ve affectio societas (birlikte çaba unsuru) olarak açıklanabilir.
Türkiye'de Sermaye Şirketleri Tarihi
Türkiye'de sermaye şirketlerinden bahsetmeden önce Mecelle'de Şirket-i Mudarabe diye bahsedilen ve şerii hükümlere göre kurulan ortaklık müessesi bulunmaktaydı. Bu ortaklığın tanımında ise "malını veyahut parasını ortaya koyan kimse, gücüyle çalışacak birine ortak olur" hükmü geçerliydi.
1853 Kırım Savaşı'ndan sonra ise Batı ile ticari ilişkilerin gelişmesinin ardından, batı ticaret usullerine uygun ticaret kanunlarının yürürlüğe girmesiyle bu sistem fonksiyonunu yitirdi. Sermaye şirketi olarak dikkate alındığında bizdeki ilk Anonim Şirket 1851 yılında kurulan "Şirket-i Hayriye" olarak kayıtlara geçmiştir.
Bu şirket 1945 yılında dek İstanbul boğazında taşımacılık faaliyetini sürdürmüş ve 1945 yılında devletleştirilerek Türkiye Denizcilik İşletmeleri adını almıştır. Cumhuriyet'in ilanına kadar geçen sürede yabancı sermaye şirketlerinin gölgesinde kalan Türk Şirketleri, Cumhuriyet'in ilanından sonra modern ticaret hayatına uyum sağlayabilmiş ve 1926 yılında Türk Ticaret Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle Ticaret hukukunun alt dalı hâline gelmiştir. Değişime ve gelişime açık bir alan olan Şirketler Hukuku'nda güncel ihtiyaçlara göre düzenlemeler yapılmaya devam etmektedir.
Şirket Kuruluşu ve Türleri
Tüm bu bilgiler ışığında temel olarak açıklamak gerekirse; "Şirket, ticari faaliyetlerde bulunan, iktisadi bir amacı gerçekleştirmek için kurulan ve belirli bir hukuki statüye sahip olan bir organizasyondur". Sermaye şirketleri, zorunlu olarak ekonomik bir amacı gerçekleştirmek üzere kurulur ve adi ortaklıktan farklı olarak sermaye şirketlerinde emek, sermaye payı olarak getirilemez. (Yalnızca şahıs şirketlerinde emek sermaye payı olarak getirilebilir)
Türk Ticaret Kanunu'na göre şirketler, tüzel kişiliklere sahip olup, mal varlıkları ve haklarıyla hukuk düzeninde ayrı bir varlık oluştururlar. Yani şirketin kendi hakları, yükümlülükleri ve borçları bulunur, bu da onu sahiplerinden (ortaklarından) hukuken ayırır. Sermaye şirketleri, belirli bir sermaye ile kurulur ve bu sermaye hukuk düzeninde, ortakların şirketin borçlarından sorumluluklarının sınırlarını belirler.
Şirket türleri, organizasyon yapısına ve faaliyet türlerine göre farklılık gösterir. En yaygın şirket türleri şunlardır:
Anonim Şirket (AŞ): Hissedarlarının sorumluluğu, şirkete koydukları sermaye ile sınırlıdır. Anonim şirketler genellikle büyük işletmeler tarafından tercih edilir.
Limited Şirket (LTD): Ortaklarının sayısı sınırlıdır ve her bir ortak, yalnızca şirkete koyduğu sermaye ile sorumludur. Küçük ve orta ölçekli işletmeler için yaygın bir şirket türüdür.
Kolektif Şirket: Ortaklarının tamamı, şirketin borçlarından şahsen ve sınırsız şekilde sorumludur. Bu tür şirketler genellikle aile işletmeleri veya küçük ölçekli ticari faaliyetler için kullanılır.
Komandit Şirket: Bir kısmı sınırsız sorumlu, diğer kısmı ise sınırlı sorumludur. Yani komandit şirketlerde bazı ortaklar şirket borçlarından sınırsız sorumlu, bazıları ise sadece koydukları sermaye ile sınırlı sorumludur.
Şirketlerin kuruluş amacı, ekonomik faaliyetlerini sürdürebilmek için sermaye biriktirmek, iş gücü sağlamak, ticaret yapmak ve kar elde etmektir. Aynı zamanda şirketler, farklı türde organizasyon yapılarıyla toplumdaki ekonomik rollerini yerine getirebilirler. Sermaye şirketlerinin hukuki ve ticari açıdan ortaklarına birçok avantaj sağlaması gün geçtikçe sayılarının artmasına neden olmakta ve ticari hayatın canlanmasına katkı sağlamaktadır.
Sonuç
Günümüzde globalleşen dünyada şirketler, sadece ekonomik değil, sosyal ve kültürel alanda da büyük bir etkiye sahiptir. Şirketler hukuku, işte bu etkiyi düzenleyen, şirketlerin kurulmasından faaliyetlerinin denetlenmesine kadar uzanan geniş bir alanı kapsar.
Ticari hayatın can damarları olan şirketler, modern ticari sistemler için olmazsa olmaz bir konumdadır. Ülkelerin gelişmişlik düzeyinin ekonomik gücüyle orantılı olduğu göz önüne alınırsa, şirketlerin korunması ve daima güçlendirilmesi için gerekli tüm adımların atılması gerekmektedir.
Bu noktada halihazırda şirket sahibi veyahut ortağı olan gerçek veya tüzel şahısların ise sürdürülebilir ve sistemli bir ekonomik işletme kurmaları ve bu yönde sağlıklı adımlar atmaları büyük önem taşımaktadır.
Tüm okurlarımıza esenlikler diler ve teşekkürlerimi sunarım. Sağlıcakla kalın.