Son cemre düşüyor; Tabiat uyanıyor

Halk takviminde 7’şer gün arayla hava, su ve toprağa düştüğü kabul edilen ve tabiatın uyanmasını simgeleyen son cemre toprağa düşüyor. Son cemrenin 5-6 Mart tarihinde toprağa düşmesi ile birlikte toprağın uyanması ve baharın gelişi de müjdelenmiş oluyor.

Arapça kökenli bir kelime olan "cemre"'nin sözlük anlamı kor yani ateş anlamına geliyor. Halk takvimi ve inanışına göre, kasım günlerinin 100. gününden 5 gün sonra cemrelerin düşmeye başlıyor.

Son cemre ile birlikte yine halk takvimine göre ‘ısınmadık taş altı’ kalmayacak ve soğuklar terk edip yerine bahar havası alacak.

Cemrelerin ilkinin, 19-20 Şubat’ta havaya, ikincisinin, 26-27 Şubat’ta suya, üçüncüsünün de 5-6 Mart’ta toprağa düştüğüne inanılır. Son cemrenin 5-6 Mart tarihinde toprağa düşmesi ile birlikte toprağın uyanması ve baharın gelişi de müjdelenmiş oluyor.

Cemrenin, İslamiyet öncesi Türk kültüründe imre şeklinde var olduğu mitoloji araştırmacıları tarafından söylenmektedir. Altay türkülerinde imre ya da imere denilen ruhun bu tarihlerde sırayla havaya, suya ve toprağa elindeki ateşi saçtığı söylenirdi. Cemrelerden bir hafta sonra Nevruz geldiği ve Nevruz öncesinde ateş, hava, su ve toprakla ilgili dört çarşambanın Azeri kültüründeki varlığı dikkate alınarak cemreler arasındaki ilişki bu bilgilerle de pekiştiriliyor.

‘KOCAKARI SOĞUKLARI’ GEÇMEDİ

Ancak bu, 5 ya da 6 Mart tarihlerinde düştüğüne inanılan son cemreden sonra soğukların tamamen biteceği anlamına gelmiyor. Çünkü Hıdırellez adı verilen ve baharın başlangıcını ifade eden 6 Mayıs tarihine kadar yeryüzünü, halk arasında ‘Kocakarı Soğukları’ (9-17 Mart), ‘Mart Dokuzu’ (14-23 Mart) ve ‘Aprilin Beşi’ (13-18 Nisan) adı verilen soğuk günler bekliyor.

CEMRE DÜŞMESİNİN TÜRK KÜLTÜRÜNDEKİ YERİ

Türklerin cemreyi Arap halk takviminden ne zaman aldığına dair bir kayıt bulunmadığını ancak Kafkasya ve Anadolu coğrafyasına geldikten sonra buna kültürlerinde yer verdiğini anlatan Koruyucu Tarım Derneği Başkanı Mehmet Karlı, cemrenin halk arasında kış aylarının bitmesi anlamına geldiğini söyledi.

Karlı, ilkbaharın gelişini temsil eden cemrenin, Osmanlı Türkçesi’nden miras kalmış Arapça kökenli bir kelime olduğunu ifade ederek, “Eskiler 365 günlük yılı 179’u ‘Kasım’ ve 186’sı ‘Hızır’ günleri olarak ikiye ayırmaktadır. Miladi takvime göre 20 Şubat’ta havaya düşen birinci cemre, Kasım günlerinin 105. gününe tesadüf eder ve kışın biteceğine olan ümidin sembolüdür

İlkbaharda yaşanan hava değişimini tasvir etmek için cemre tabiri genellikle “düşmek” fiiliyle birlikte kullanılır ama aslında fiilen toprağa, havaya ya da suya düşen herhangi bir şey yoktur. Aslında havada, suda ve toprakta yaşanan sıcaklık değişimi kastedilir.” dedi

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yaşam Haberleri