Üsküdar Üniversitesi Eğitim Kurumları ve Rehberlik Hizmetleri Yöneticisi Eğitim Uzmanı Ertuğrul Tut, gençlerin mesleki tercihlerini belirlemede toplumsal etkenlerin rolünü anlattı.
“Meslek tercihleri dijital ortama kaydı”
Eğitim Uzmanı Ertuğrul Tut, meslek tercihlerinin özgür bir seçim olmanın dışına çıkarak dijital bir dayatma haline geldiğini ifade ederek, “Sosyal medya baskısı farkında olarak ya da olmayarak meslek seçimi üzerinde çok fazla etkiye sahip. Meslek seçimi yapacak adayın kültürel sermayesi bu yönelimi de belirliyor. Trend olan meslekler ‘rızayla’ dayatma ile çok da irdelenmeden adayın hedefi haline geliyor. Aslında süreç aile ile başlıyor, eğitim sistemi ile devam ediyor son olarak sosyal çevre ve sosyal medya ile şekilleniyor. Adayın özne olmasının önüne geçilerek bu sürecin nesnesi haline gelmesi sağlanıyor.”dedi.
“Gençler çabuk basamak atlamak istiyor”
Sınıfsal olayların da bu sürecin belirlenmesinde önemli rol oynadığını da dile getiren Eğitim Uzmanı Ertuğrul Tut, “Yapmış olduğumuz ufak çaplı bir ön çalışmada orta sınıf üniversitelilerin iş yaşamına dair beklentilerinde ortaya çıkan tablo da ekonomik bunalımla paralel oldu. Bir yandan içinde bulundukları sınıftan basamak atlamak istiyorlar, aileleri ile aynı işleri yapmak istemiyorlar fakat bir yandan da mezun olduklarında maaş beklentileri onları aynı sınıfta kalmaya zorluyor. Bu süreç çelişkileri de içinde barındırıyor; mutsuzluk, umutsuzluk ileriye dönük mesleki kariyer planlayamama gibi sorunları da beraberinde getiriyor. Hatta maaş getirisini bir kenara bırakarak, kendi alanında çalışabilmek bile alanında mezun kişiye kendini şanslı ve başarılı hissettiriyor.” dedi.
“Mezun olunmadan trend değişiyor”
Meslek seçimlerindeki trendlerde değişimin hızına işaret eden Eğitim Uzmanı Ertuğrul Tut, şunları dile getirdi:
“Değişim o kadar hızlı ki, trend olan bir bölüm seçiliyor, henüz mezun olunmadan trend değişiyor. Sonra öğrenci kendi alanında yetkinleşmeden kafası karışıyor, ‘Bu değişime ayak uydurabilir miyim’ diye düşünürken süreç kişiyi kendi alanı dışına itebiliyor ve sonuç alan dışı istihdam oluyor.
“Herkesin her şey olduğu ama hiçbir şey olmadığı zamanlardayız”
Bu süreçte sosyal medyanın, ekonomik koşulların dayatması ile bireyselleşmenin, kültürel sermayenin etkileri çok fazla. Örnek olarak; Türkçe öğretmenliği mezunu psikoloji yüksek lisansı yapmaya başlıyor ve sosyal medya üzerinden psikolojik analiz içerikleri üretmeye başlayarak alanda kendini yetkin olarak konumlandırıyor. Bu tip örnekleri çoğaltabiliriz. Herkesin her şey olduğu ve aynı zamanda hiçbir şey olmadığı zamanlarda yaşıyoruz.
Zamanın ruhu özellikle beyaz yakalı orta sınıf diye tabir ettiğimiz tabaka için iş niteliklerinin ücret bakımından aynılaşması. Genelde orta sınıf ailelerin çocukları kendi sınıflarının yeni ücretli çalışanları oluyor. Aslında bahsettiğimiz hız bir ‘durağanlaşmaya’, ‘tektipleştirmeye’ de neden oluyor.”
Yurtdışı hayali kuran gençlerin sayısının neden artıyor?
Eğitim Uzmanı Ertuğrul Tut, “Ekonomik kalkınma topyekun bir iyileşme süreci ise toplumun her kesimine hitap edebilir, fakat belli bir kesimin kalkınması durumu söz konusu olursa yurtdışı hayali kuran gençlerin sayısının artarak devam etmesi anlamına gelecektir. Üniversitelerde var olan bölümlerin toplumsal ihtiyaçlar doğrultusunda nicelik olarak değil de nitelik olarak arttırılması, mesleki itibarların geri kazanılmasına da katkı sağlayacaktır. Başarı, bu olgunun dert edinilmesi ile sağlanabilir” dedi.