Bağcı, yıllardır süre gelen AR-GE çalışmaları ve soya ekili arazilerin arttırılması ile birlikte, bölgede soya üretiminde önemli bir mesafe kat edildiğini belirterek, MYO arazilerinde yapmış oldukları çalışmalarda Sarayönü’nde dekarda 350 kilonun üzerinde verim alındığını dile getirdi.
Soya fasulyesinin kullanım alanları oldukça geniş bir bitki olduğunu belirten Bağcı, soya üretiminin daha fazla teşvik edilmesi gerektiğini dile getirerek, açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:
“Soya daneleri içerdiği yüksek orandaki yağ, protein, karbonhidrat, vitaminler ve madensel maddeler ile insanlar ve hayvanlar için değerli bir besin kaynağıdır. Dünyada üretilen soyanın büyük bölümü kırılarak soya küspesi ve soya yağı haline getirilmektedir. Aynı zamanda soyanın en çok bilinen ve en çok kullanılan ürünleri yine soya yağı ve soya küspesidir. Soya yağı dünyada palm yağından sonra en yaygın kullanılan yemeklik yağ, soya unu ise hayvan yemi için başlıca protein ve enerji kaynağıdır. Soya ayrıca ekmek, salata sosu, kahve kreması gibi gıda ürünlerinin yanında temizlik malzemeleri, kozmetik sektörü, plastik gibi sanayi sektöründe de birçok kullanım alanına sahiptir.
Günümüzde soya üretiminde lider olan ülkelerin başında %36’lık üretimle Brezilya gelmektedir. Brezilya’yı, ABD (%34), Arjantin (%12) ve Çin (%5) takip etmektedir. Bu ülkeler 2021/22 sezonunda gerçekleştirilen toplam soya üretiminin %87’sini gerçekleştirmiş bulunmaktadır. Soya, dünya bitkisel yağ üretiminde palmiye yağından sonra ikinci sırada gelmektedir. 2021/22 sezonunda dünyada gerçekleşen toplam bitkisel yağ üretiminin %33,8’ini soya yağı oluşturmuştur. Türkiye’de 2021 yılında gerçekleşen 4 milyon 176 bin 82 tonluk toplam yağlı tohumlu bitkiler üretimi içerisinde soya üretiminin payı %4,4´dür.
Türkiye’de soya üretim alanlarının %75,7’si Adana ve Mersin illerinde bulunmaktadır. 2021 yılında Türkiye’de toplam 438 bin 917 dekar alanda 182 bin ton soya üretimi gerçekleşmiştir. Soya üretim alanının %62,8´ini Adana oluşturmaktadır. Bu il dışında Mersin, Kahramanmaraş, Osmaniye, Samsun, Hatay, Mardin illerinde de soya üretimi yapılmaktadır. Türkiye soya üretim miktarı bakımından dünyada Soya birim alandan alınan verim açısından dünyada ilk sırada yer almaktadır. Soya, Türkiye’de hem ana ürün hem de ikinci ürün olarak yetiştirilebilme imkânına sahip bir üründür.
Rakamlarda göstermektedir ki ülkemiz hem yağ açığı hem de hayvan beslenmesi için önemli oranda soya ve soya türevleri ithal etmektedir. Çünkü soya hem sanayi için elzem hammadde hem de insan ve hayvan beslemesi için önemli bir bitkidir. Danelerinde % 18-24 yağ, % 35-45 protein, % 30 karbonhidrat ve % 5 oranında da mineral, çok sayıda vitamin ve değerli aminoasitler içeren soya fasulyesi önemli bir münavebe bitkisidir aynı zamanda. İnsan ve hayvan beslenmesinde son derece önemli olan soya diğer bitkilere göre, birim alandan daha fazla ve ucuz protein sağlamaktadır.
Kolesterol içermeyen yapısı, yüksek kaliteli protein içeriği ve baklagiller içinde en kolay sindirilen ürün olma özelliği ile soya fasulyesi çok çeşitli kullanım alanları bulunan bitkisel bir gıda maddesidir. Soya proteini hayvansal proteine en yakın protein olup, biyolojik değeri çok yüksektir. Bu nedenle soya özellikle kümes ve küçükbaş hayvanlar ile süt ve besi sığırların rasyonlarının önemli protein kaynağıdır.
Soya tarımında en belirleyici faktörlerin başında bana göre uygun çeşit seçimi (olgunluk gurubu), yükseklik (rakım) ve toprak pH sı gelmektedir. Soya tarımında özellikle bölgeye uygun çeşit seçiminde olgunluk gurubu son derece önemlidir. Dünyada geliştirilen soyalar olgunlaşma bakımından farklılar arz etmektedir. Ülkemizde ise (0) grubu ile (V) gurup arasındaki olgunluk grubuna dâhil soya çeşitleri rahatlıkla yetiştirilebileceği belirtilmektedir. Uygun çeşit seçimi ile şekerpancarı, kuru fasulye ve mısır tarımın yapıldığı İç Anadolu Bölgesinin sulu alanlarında soya fasulyesi kendine pekâlâ yer bulabilir.
Soya bitkisi kuru fasulye kadar müşkülpesent bir bitki değildir. Ayrıca İç Anadolu da özellikle Konya şartlarında Şekerpancarı ve Mısır kadar su tüketimine ihtiyaç duymamaktadır. Yapılan çalışmalar uygun çeşit seçimi ile soyanın İç Anadolu bölgesinde önemli bir alternatif ürün olabileceğini göstermektedir. Yine bizim Selçuk Üniversitesi Sarayönü Meslek Yüksekokulu arazisinde yaptığımız denemelerde dekara 365kg ile 592 kg arasında dane verimi elde edilmiştir.
Yağlı tohumlu bitkiler içerisinde yer alan soya için 2023 yılında fark ödemesi desteklemeleri kapsamında 60 kr/kg, alan bazlı destekler kapsamında birim alana 172 TL mazot ve 21 TL gübre desteği verilmektedir. Soya fasulyesi geniş kullanım alanları ile oldukça faydalı bir bitki olup, bölgemiz için alternatif ürünlerin başında gelmelidir. Bu hususta daha fazla araştırma yapılarak, üretiminin teşvik edilmesi son derece önemlidir.” Şeklinde konuştu