Saadet Partisi Meram Gençlik Kolları, son dönemde artan kadın ve çocuk cinayetleri ile şiddet olayları başta olmak üzere artan suç oranlarına dikkat çekerek Adalet Bakanlığını ülkede adaleti ve güvenliği koruması için göreve çağırdı.
Saadet Partisi Meram Gençlik Kolları Başkanı Kamil Özcan, Türkiye’de yaşanan kadın cinayetlerine ilişkin basın açıklaması yaptı. Özcan, hemen her gün işlenen kadın cinayetleri, çocuk istismarları, sokaklarda gündüz vakti işlenen cinayetler ve bu suçları işleyenlerin sokaklara geri salınmasının ülkedeki güvenliği ciddi ölçüde tehdit ettiğini vurguladı.
Sokaklar suç yuvası ve suçlular elini kolunu sallayarak gezerken, maneviyat ve ahlak çökmüşken, iktidarın kötüye giden düzeni düzeltmek için hiçbir gayret göstermediğini savunan Özcan, şunları söyledi:
“Ülkemizde ne yazık ki her gün yeni bir kadın cinayeti ve çocuk istismarı ile uyanır olduk. Ülkemizin kanayan yarası olan kadın cinayetleri ve çocuk istismarları, bir kez daha yüreklerimizi dağlamıştır. İkbal, Ayşenur gibi genç kızlarımızın ve masum Narin ve Sıla bebeğimizin vahşice katledilmeleri sadece birer cinayet değil, insanlık tarihinin en büyük utançlarından biridir. Bu olaylar, ülkemizin geleceği olan kadınlarımızın ve çocuklarımızın güvenliğini tehdit eden ciddi bir sorun haline gelmiştir.
Sokaklara bakıyoruz artık güpegündüz cinayetler işleniyor. İstanbul’un en işlek caddesinde akşam vakti iki şehir eşkıyası bir kadına tecavüze yelteniyor. Aynı kişiler ifadesi alınıp serbest bırakılıyor. Polis memurumuz Şeyda Yılmaz’ı şehit eden caninin 26 suç dosyası ortaya çıktı. Bu cani bütün katalog suçları işlemiş. Bu ülkede artık gaspın, tacizin, şantajın, işkencenin bir karşılığı yok denebilir. Adalet sistemimiz adeta masumu değil, suçluları korumak üzerine evrilmiş durumda.
İktidarı uyarıyoruz; artık bıçak kemiğe dayandı. Kadınlarımız ve çocuklarımız adeta sıradaki biz miyiz korkusu ile yaşamaya çalışıyor. Şehirlerimiz cinnete, kaosa, anarşiye ve şiddete teslim edilemez. Türkiye’nin hak ettiği yönetim bu değildir. Yarınlarımızın teminatı olan gençlerimizi çıkmaz sokaklara emanet edemeyiz.
Son 7 yılda kadın cinayetlerinde yüzde 82 oranında artış yaşanması, alınan önlemlerin yetersiz olduğunu ve sorunun boyutlarının ne kadar vahim olduğunu göstermektedir. 2024 yılının başından Ekim ayına kadar 296 kadın cinayeti işlenirken, bu 10 aylık süreçte ise toplamda 184 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulunmuştur. Ülkemizde son 2 yılda en az 133 çocuk cinayet sonucu vefat etmiştir.
Bu istatistikler, göz ardı edilemeyecek kadar vahimdir. Unutmayın ki, her bir kadın cinayeti, toplumun tamamına yönelik işlenmiş bir suçtur. Bu suça ortak olmamak için hep birlikte sesimizi yükseltmeliyiz.
Bugünden tezi yok ilk önce 'Adalet Sistemimiz' üzerine düşeni yapmalıdır. Adalet Bakanlığına çağrıda bulunuyoruz sizler suçluların değil, masumların can ve mal güvenliğinin sağlamakla mükellefsiniz. Bugünkü haliyle suçluları ödüllendirme anlayışından vazgeçin. Gündüz kuşağı programlarıyla toplumu zehirleyen yayınlara son verin.
Gençlerimizi zehirleyen, toplumu suça teşvik eden dizilerin kaldırılmasını sağlayın. Bizler biliyoruz ki mevcut iktidarın artık yapacağı bir şey kalmamıştır. Milli Görüş iktidarıyla bu düzeni değiştireceğiz adaleti ve emniyeti tesis edeceğiz. Necmettin Erbakan hocamızın da ifade ettiği gibi 55 yıldır “Önce Ahlâk ve Manevîyat” diyoruz.
Bugünlere gelinmesin diye büyük çaba sarfettik. Fakat ne yazık ki iktidar bu uyarılarımızı yok sayarak iktidardaki yetkililer bildiğini okumuştur. Herkes bilsin ki, bizler bu mücadeleyi son nefesimize kadar sürdürmeye devam edeceğiz.
İnsan olmanın fazilet ve erdemini işleyen bir eğitim sistemini hep birlikte inşa edeceğiz. Suçluyu kayıran, baronlaşan adalet mekanizmasını yerle yeksan ederek, mağduriyet üretmeyen bir sistemi inşa edeceğiz. Huzur ve güvenliğin sağlandığı şehirleri hep birlikte inşa edeceğiz.
Bizler, kadın cinayetleri ve çocuk istismarı meselesine Parti Meselesi Değil Ülke Meselesi diyerek, bu konuya çözüm bulunana kadar mücadelemizi sürdürmeye kararlıyız. Bu ülkede kadınlarımız ve çocuklarımız güvende olduğu sürece biz de güvende olacağız.
Bizler; Yaşanabilir Bir Türkiye, Yeniden Büyük Türkiye, Yeni Bir Dünya idealinden ve ülkemizin huzur ve barış iklimini sağlama inancımızdan asla vazgeçmedik. Hep birlikte başaracağız. Türkiye hepimizin.”