Tarhana kazanlarda pişirilip şekil verildikten sonra çit üzerinde güneşte kurutularak tüketime hazır hale getiriliyor. Tarhana yörede kış sofralarında ceviz, fındık ve fıstık gibi ürünlerle birlikte çerez olarak tüketildiği gibi çorbası da yapılıyor. Ev hanımlarının imece usulü yaptığı tarhanalar son yıllarda yurt içi ve yurt dışından talep görüyor. Beyşehir yöresine ait tarhana gurbetçilerin yaşadığı bazı Avrupa ülkelerine de gönderiliyor.
Beyşehir'de yapılan tarhananın tarihi bir özelliği de bulunuyor. Tarhana asırlar önce askerleri tok tutması için yapılmış. Tarhana 1510’lu yıllarda, Yavuz Sultan Selim Han Eşrefoğlu beyliğinin bu kıymetli topraklarında o dönemde Osmanlı devletinde sancak beyi olan Karlıoğlu Sinan Bey’den Mısır seferi için hem yanlarında taşıyabilecekleri hafif bir gıda olmasını hem de aynı zamanda bu hafif gıdanın çok iyi bir besleyiciliğe sahip olmasını ve sefere giden askerlerin iyi bir şekilde tok tutulmasını ister. Ve bunun için bir gıda hazırlatmasını kendisine emreder. Böylelikle Beyşehir’imizin yöresel tarhanası zaten o dönemde de yapılmaktadır. Karlıoğlu Sinan Bey de yine rivayetlere göre, Sultan Hazretlerine bu şekilde yardımcı olur. Gerçekten de Beyşehir tarhanamız özellikle içerisinde yer alan yoğun güzel bir yoğurt, onun içerisinde yine üründe ‘güzel ürünlü olur’ dediğimiz özellikle Bolvadin tarzındaki bir buğday ve tabi bunun güzelce kazanlarda pişirilmesi sonrasında güneşte şekil verildikten sonra kurutulması sebebiyle oldukça kıymetli, besin değerleri açısından oldukça sağlıklı bir gıda türü olarak yüz yıllardır bu gelenekle birlikte günümüzde de yapımı devam etmektedir Beyşehir’de” şeklinde konuştu.