TARİHİ BİR VEFA

'Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı bilir' diye veciz bir sözümüz var.Meslek icabı çok okumak ve çok gezmek durumundayız.Gündemi takip etmek öyle kulaktan duyma bilgilerle olmuyor.Ankara, İstanbul gündemleri bazen Konya'ya uymuyor.Sanayicileri,...

'Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı bilir' diye veciz bir sözümüz var.

Meslek icabı çok okumak ve çok gezmek durumundayız.

Gündemi takip etmek öyle kulaktan duyma bilgilerle olmuyor.

Ankara, İstanbul gündemleri bazen Konya'ya uymuyor.

Sanayicileri, esnafı, ticaret erbabını dinliyoruz.

Şehrin sokaklarını, caddelerini gezerek görüş ve düşünmeye çalışıyoruz.

Selçuklu Devleti'nin başkenti Konya'dayız.

Dünya şehircilik ve medeniyetle tanıştıran bir değiştirmek sakiniyiz.

Mazeretlere sığınarak günleri geçirmek, boşa harcanan kazanç gibi geliyor bana.

Bu arada maske- mesafe ve temizliği de ihmal etmeden geziyoruz.

Yanlış anlaşılmasın sokağa çıkma yasağının günler değil, normal günlerde gezimizi ve ziyaretimizi yapıyoruz.

Dün sanayiciler ve sivil toplum örgüt temsilcilerinin ardından tarihçi yazar Hasan Bayraktar hocamla da randevumuz vardı.

Şehitliğimizin önünde buluştuk. Konuştuk, sohbet ettik, dertleri döktük.

Sağ olsun tarihimizi anlatan kitaplarından Sultan I. Kılıç Arslan İz, 1071 de kapı açıldı, 1176 da tapu alındı ​​'1176 Arslan Yatağı', ve 'Çanakkale de Açan Vatan Çiçekleri'ni imzaladı.

Bu eserleri gelecek nesillere sunmanın tarihi bir vefa olduğunu anlattı.

Bu toprakları bize vatan olarak bırakmak için canlarını feda eden isimsiz kahramanlarımızı ancak bu eserlerle unutamayacağımızın altını çizdi.

Evet, tarihimizi unutturmak için kimlerin neler yaptığını hepimiz yeni yeni öğrenmeye başladık.

Vatanımıza göz dikenlerin tarihimizi nasıl kararttıklarını dizilerde görür olduk.

Hasan hocamın anlattıkları tarihimiz gibi temiz ve doyumsuzdu.

İlk eserim 2009 yılında basılan Çanakkale’de Açan Vatan Çiçekleri adlı roman çalışmasıdır diyerek başladı anlatmaya.

Ve şunları sıraladı

Bir öğretmenin Çanakkale’ye yol alırken yaşadığı bazı olayların ardından gözlerini 1915 yılında Çanakkale Cephesi’nde açar. Cepheleri, siperleri gezer ve aslında pek çoğumuzun bildiği olaylara doğrudan tanık olur. Yaşadıkları ile günümüze mesajlar verir.

Şanlı ecdadımızın Çanakkale’de neden mücadele ettiğini, mücadelesinin temelinde hangi faktörlerin etkili olduğunu, Çanakkale ruhunu anlatmaya çalıştığım eserimde 2000’li yılların gençlerine sorumluluklarını hatırlatmaya çalıştım. Okuyucuya “Onlar görevlerini yaptı ya biz?..” sorusunu sordurmayı cevabını buldurmayı amaçladım.

Konya Anadolu Selçuklu Devleti’ne başkentlik yapmış kadim bir başkent. Bu toprakları başkent yapan Türkiye Selçuklu Sultanı Süleyman Şah oğlu I.Kılıç Arslan’dır. O insanların kara toprağın vatan olma sürecinde yaptıkları büyük fedakarlıkları, İslam için çileli mücadelelerini günümüz gençliğine aktarma düşüncesi ile kaleme aldığım Sultan I.Kılıç Arslan/İz kitabım Selçuklu Belediyesi Yayınlarından çıktı.

Anadolu’nun tapusunu aldığımız 1176 Miryokefalon Savaşı’nı konu alan II.Kılıç Arslan/Anadolu Sahipleri adlı romanım yine Selçuklu Belediyesi Yayınları arasında çıktı. Bu eserde Sultan II. Kılıç Arslan döneminin iç çalkantıları, siyasi gelişmeleri ve mücadelelerini anlatmaya ve yine günümüze bazı mesajlar vermeye çalıştım.

Milli şairimiz M. Akif Ersoy da tarihimizle ilgili bize;

Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!

Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?

"Tarih" i "tekerrür" diye tarif ediyorlar;

Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi? diyerek ikazını yapmamış mıydı?

Yüreğine sağlık Hasan hocam.

yildiztakipci.com

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Köşe Yazıları Haberleri