Taşcıer, İstanbul'un Sultanbeyli ilçesinde bir kız çocuğuna yönelik istismar iddiaların ardından görülen davada yaşananlara ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Türkiye'de çocuk istismarları, cinsel saldırılar ve uyuşturucu suçlarında artış yaşandığını, bunun da toplumun güvenlik algısını derinden sarstığını ifade eden Taşcıer, şunları söyledi:
"Sultanbeyli'de ortaya çıkan sistematik tecavüz vakası, bireysel bir suç veya sosyal bir sorun değil sebep ve sonuçlarıyla politiktir. Demokratik rejimlerde hükümetlerin sorumluluğu çocuğun iyilik halini gözetecek, ihmalden, istismardan, her türlü şiddetten, kötü muameleden uzakta tutacak ve tam güven içerisinde yetişmesini sağlayacak sağlıklı ortamı yaratmaktır."
Taşcıer, Sultanbeyli'deki olayın ardından bir avukatın "cinsel şiddeti etek boyu üzerinden meşrulaştırmaya çalıştığını" belirterek, şunları kaydetti:
"13 yaşından beri tecavüze uğrayan bir çocuğun gördüğü fiziki ve ruhsal şiddeti 'etek boyu' ile normalleştirebileceğini ve sanıklara ceza indirimi alabileceğini düşünen bu zihniyet, mağdurun yaşadığı travmayı daha da derinleştiren, cinsiyetçi ve suçlayıcı bir tutumdur. Tecavüze uğrayan bir çocuğun giyimi veya davranışları üzerinden suçlamalarda bulunmak, suçu işleyen kişileri aklamaya ve sorumluluğu mağdura yüklemeye çalışan bir yaklaşımdır. Bu, hukukun temel prensiplerine aykırıdır ve adaletin yerini bulmasını engeller."
"Kadınların ve kız çocuklarının giyim tercihleri, herhangi bir şekilde tecavüz veya cinsel saldırının gerekçesi olamaz." vurgusunda bulunan Taşcıer, hukukun temel amacının adaleti sağlamak olduğuna işaret etti.
Taşcıer, mağduru suçlamak yerine, faillerin cezalandırılmasının ve mağdurun korunmasının öncelikli olması gerektiğini belirterek, "İstanbul Baromuzun bu sorumsuz avukat hakkında gerekli adımları atacağına inanıyorum. Çocuklar istismar edilirken susanları, istismarı meşrulaştırmaya çalışanları tarih affetmez! Bu davanın takipçisi olacağım." ifadelerini kullandı.