Palandöken, esnaf ve sanatkârların rekabet edebilmesi için gerekli şartların oluşturulması gerektiğini ifade ederek, "Gelişmiş ülkelerde bu mesele çözülebiliyor ancak ülkemizde zincir marketler, hiper marketler ve gross marketler nedeniyle piyasa dengesi bozuluyor" dedi.
"Herkes Kendi İşini Yapmalı"
Her meslek dalında adil rekabetin sağlanması gerektiğine dikkat çeken Palandöken, "Esnaf, mahallesinde ve sokağında rekabet edebileceği ortamda çalışmalı. Ancak günümüzde sermayesi olan herkes, işine bakmaksızın her ürünü satmaya çalışıyor. Bu durum piyasada dengesizliğe yol açıyor. Fırıncının ekmek satması, kasabın et satması gibi mesleklerin ayrıştırılması gerekirken, marketler her ürünü bir arada satmaya çalışıyor" şeklinde konuştu.
"Özel Markalı Ürünler, Yerleşik Markaları Yok Ediyor"
Büyük marketlerin kendi özel markalı ürünlerini satmasının 50-60 yıllık köklü firmaları zor duruma soktuğunu belirten Palandöken, "Marketler, kendi logolarını taşıyan ürünleri satarken yılların markalarını rekabetin dışına itiyor. Bu durum, yerel esnafın iş yapmasını engelleyerek haksız rekabet yaratıyor. İnsanlar ihtiyacı kadar ürün almak yerine, zorunlu olarak büyük paketler almak durumunda kalıyor ve bu da israfa neden oluyor" dedi.
"Esnafın Sürekliliği Tehlikede"
Palandöken, mahalle esnafının her 2-3 yılda bir el değiştirdiğini belirterek, "Eskiden 50-60 yıl ayakta kalan işletmeler artık kalmadı. Artan maliyetler ve haksız rekabet nedeniyle esnafların ayakta kalması zorlaşıyor. Fiyat istikrarının sağlanması ve adil rekabetin oluşturulması için kuralların belirlenmesi gerekiyor" dedi.
Palandöken, hükûmetin alacağı önlemlerle esnafın desteklenmesi gerektiğini vurgulayarak, "Aksi takdirde enflasyonun düşmesi mümkün değil. Kaliteli hizmeti ancak esnaf sağlar. Semtini tanıyan, müşteri ile birebir ilgilenen esnafın korunması büyük önem taşıyor" ifadelerini kullandı.