“Toplum yapımız çok bozuldu”

Esnaf köşesinin bu haftaki konuğu Sarayönü Devlet Hastanesi kantinini işleten Özcan İnli. Zaman zaman başka işler yapsa da çocukluğundan beri çay ocağı işletmeciliği yapan Öcan İnli, toplum yapısında sevgi, saygı ve ahlak...

Esnaf köşesinin bu haftaki konuğu Sarayönü Devlet Hastanesi kantinini işleten Özcan İnli. Zaman zaman başka işler yapsa da çocukluğundan beri çay ocağı işletmeciliği yapan Öcan İnli, toplum yapısında sevgi, saygı ve ahlak olgularının hızla zayıfladığını söyledi. İşte Özcan İnli’nin hayatı görüş ve düşünceleri:

Okuldan sonra kahvecilik yaptım

1964 Sarayönü doğumluyum. Ortaokul mezunuyum. Aslında orta birden terk ettim ama sonradan Mehmet Topal sayesinde ortaokulu dışarıdan bitirdim. Allah razı olsun bize vesile oldu. okulu terk ettikten sonra jandarmanın karşısında babamın kahvesi vardı. Orda çalışmaya başladım. Askere gidinceye kadar orda çalıştım. Kahve babamındı ama ben işletirdim çünkü babam zabıtaydı. Askerliğimi İzmir ve Tekirdağ’da yaptım. Askerden gelince yine kahveyi çalıştırmaya devam ettim. 2-3 sene daha çalıştıktan sonra babamla yollarımız ayrıldı.

Sekiz yıldır hastane kantinindeyim

1987’de evlendim. Dört yol camisinin ilerisindeki Halil Beyaztaş’ın kahvesini aldım. Orayı da üç yıl çalıştırdım. Sonra bazı nedenlerden kahveciliği bıraktım. Yapmak istemedim. Bulduğum işlerde çalıştım. Pastanede çalıştım, Toprak Mahsulleri Ofisi’nde çalıştım. Gözlü Tarım İşletmesi’nde çalıştım. 2012 yılında hastane kantininde çalışmaya başladım. Daha önce kantin hastane bünyesindeydi. 6 ay böyle çalıştım. Sonra hastane kantini özelleştirince ihaleye katılıp ben aldım. Sekiz senedir hastanenin kantinini işletiyorum.

Prensiplerimle çalışırım

Ben işimi severek yaparım. Onun için bana zorluk diye bir şey yok. İşten gocunmam. Çoğu mesela çay içildikten sonra boşunu suyla yıkayıp tekrar kullanır. Ben her seferinde sabunla yıkarım. Temizlik benim için her zaman birinci planda. Prensiplerim var. Demliğin sonunda kalan çayı kimseye vermem. Onu dökerim. Çayı demedikten sonra dinlenmeden kesinlikle açmam. İsterse padişahı gelsin. Bilinmedik malları kullanmam. Çayda olsun, kaşar peynirinde, sucuğunda olsun hepsini bilinen güvenilir markalardan alırım. Kendi içimin kabul etmediğini başkasına yedirip içirmem.

Esnaflığın tadı kaçtı

Gün geçtikçe esnaflığın tadı kaçıyor. Esnaflar en çok veresiyeden çekiyor. İnsanlar zamanında alışmışlar bir veresiyeye buda esnafların belini büküyor. Zaten parası olanlar artık gidip büyük marketlerden alışveriş yapıyor. Cebinde parası olmayan gariban da küçük esnaftan alışveriş yapıyor. Onunda kimisi ödüyor kimisi ödemiyor. Yakında zaten küçük esnaf diye bir şey kalmayacak.

Herkes çıkarına bakıyor

Günümüzde en büyük sıkıntı toplum yapısında. İnsanların birbirine sevgisi saygısı kalmamış. Büyük küçüğü, küçük büyüğü bilmiyor. Ahlaki bir çöküntü var. Sözlerin hiçbir değeri kalmadı. İnsanlar artık çıkarına bakıyor. Çıkarı yoksa kimse elini dahi kıpırdatmıyor. Hısım akrabalık komşuluk ilişkisi bitti. Maddi sıkıntılara gelince ilçemizin tek sıkıntısı işsizlik. İş olmadığı için gençlerimiz buradan hep gidiyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yerel Haberleri