Artık kış döneminin başladığı ve işlerin sona gelindiği şu günlerde şimdiden sezonun iyi geçmesi umuduyla selamlar.
Elimizi tarladan, bahçeden ya da bağdan çekmeye başladığımız şu zaman biraz daha tarıma toprağa dair verileri, bilgileri konuşalım.
Ama en başta ne ile uğraştığımızın biraz daha farkında olmak adına kısa ve direkt toprakla ilgili şunu söylemekle başlamak istedim. Tarıma elverişli bir santimetre toprak yüz ila bin yılda oluşuyor. 10 santimetresi ise 2000- 2500 yılda. Peki, tarım yaptığımız o ilk 40 santimetresi? O kısmı ise 20-25 bin yılda oluşuyor.
Üreticinin hammaddesi topraktır. Toprak yoksa tohum gübre hammadde olma özelliğini yitirir. Şimdi gelin birkaç hafta toprağı yani hammaddemizi tanımaya çalışalım…
Başlangıç olarak her hangi bir şeye önce bakarız ve ilk rengini, parlaklığını görürüz. Toprak rengi ve parlaklığı bize ne söyler?
Görmek temelde ışığın etkisiyle olur bu yüzden toprağınıza bakarken basit bir tavsiyeyle sırtınızı güneşe dönün.
Işığın yansıma özelliğiyle rengi daha canlı, daha parlak göstermesini engellemiş olursunuz. Bunun yanında toprağın çok nemli olması da ışığı daha fazla yansıtacağından daha canlı ve daha parlak gösterebilir.
Tav denecek kadar hafif nemli ya da ıslatılmış bir toprağa güneşe sırtınızı dönüp baktığınızda toprağınızın parlaklığı çok kaba ve basit bir yöntemle yapısını hissettirebilir. Parçacık büyüklüğü küçüldükçe toprak renginin parlaklığı artar.
Yani toprak daha canlı ve parlak görünüyorsa kumdan küçük mil dediğimiz ve milden de küçük kil oranları biraz daha fazladır. Bu parlaklık kumdan mile, milden kile doğru arttıkça artar. Tüm bu renk ve parlaklık gözlemlerini yağmur sonrası suyu kontrol etmemiz gibi toprağın birkaç santimlik üst yüzeyini sıyırarak yapmanız en faydalısı.
Toprağın parlaklığına bakarak kabaca da olsa bir fikir edindikten sonra rengine bakmak başka ipuçları verir.
Toprak rengini üç ana unsurun sağladığı kabul edilir.
Bunlardan ilki toprak rengini kırmızı ve sarı tonlarda etkileyen demir bileşikleridir. Demire dayalı bu sarı ya da kırmızı tonlar aslında bize toprağın hidrolojisi denilen toprak-su ilişkisini anlamamızı sağlar.
Demir iki değerliklidir. Çabuk kullanılabilen hızlı işe yarayan +2 demir kırmızı renk verir. Bu ise toprak drenajının iyi olduğunu yani toprak su ilişkisinin daha düzgün olduğunu, toprakta oksijenin iyi olduğunu gösterir.
Demirin +3 değerli olanı ise biraz daha bağlanmış daha bazik topraklarda oluşan ve sarı renk veren bir demirdir. Sarımsı ve demire dayalı bir renk ise toprak su ilişkilerinin yani drenajın biraz daha kötü olduğu ortamlarda hissedilir.
Bu tür ortamlarda toprağın oksijensiz kaldığı görülmüştür. Yani toprak gözenekleri sıkı, oksijen oluşturacak, su tutacak organik madde ve mikrobiyoljik canlıların azlığını düşünebiliriz.
Kaba ve pratik bir özetle şunu diyebiliriz biraz da. Toprağınızın kırmızıdan sarıya dönmesi suyunuzun topraktan uzaklaşma hızıyla ilgilidir. Bu demirin suyla ilişkisinden kaynaklanan bir özelliktir. Su ve oksijeni iyi tutan topraktaki demirin oranı kadar kırmızımsı bir renk görürüz. Su ve hava uzaklaştıkça daha kolay alınabilir kırmızı demir bağlanmış forma dönmeye başlayarak toprak rengi sarıya yönelir.
İkincisi ise toprağı daha koyu ve hatta orman toprakları gibi siyaha kadar götüren organik madde varlığıdır. Toprağınızda organik madde varlığı arttıkça daha koyu bir renk görürsünüz. . En mükemmeli % 5 ve üzeri, ortalama tarım alanında ise %3-4 olması tavsiye edilse de bölge topraklarında bu oran ortalama % 2 civarlarındadır.
Üçüncü bir renk faktörü ise kumun ana yapısını oluşturan silikatlar ve kireç denilebilecek karbonatlardır. Bunlarsa toprağın rengini griden beyaza doğru etkilerler. Sonuç olarak tarım da çok istenmeyen yapılardır.
Kendileri kil olmasa da silikat denilen yapılar kil katmanlarına katıldığı için topraktaki grileşme biraz da kilin varlığını hissettirir. Beyazlaşma ise herkesçe bilinen kireç varlığı yani karbonatlarla ilgilidir. İstisnai olarak toprağınızda hafif bir yeşilimsi ya da mavimsi ton hissediyorsanız da bunun nedeni olarak da silikatlara bağlanmış magnezyumu düşünebilirsiniz. .
% 100 kesin olmasa da basit gözlemlerle, parlaklığından toprağın fiziksel yapısını, renginden de yaklaşık kimyasal yapısını anlamanız için birer ipucu olarak düşünün.
Eğer analiz yaptırma şansınız varsa en doğru yolun analiz olduğunu tekrar söyleyerek bu haftayı bitirelim.