Türk Eczacıları Birliği’nden yerli ilaç çağrısı

TEB, bu yıl küresel sağlık ihtiyaçlarının karşılanmasında eczacıların üstlendikleri roller temasıyla kutladığı Dünya Eczacılar Günü’nde yerli ve milli ilaç vurgusu yaptı

Türk Eczacıları Birliği (TEB), Dünya Eczacılar Günü’nde ilaçta kur ve tedarik zinciri nedeniyle yaşanan sorunlara dikkat çekerek yerli ilaç seferberliği başlatılması çağrısında bulundu.

Türk Eczacıları Birliği, 25 Eylül Dünya Eczacılar Günü'nde eczacıların sağlık sisteminin güçlendirilmesindeki rolüne değinerek özellikle pandemi sonrası ilaç tedarikindeki sorunlara vurgu yaptı. TEB’in yazılı açıklamasında, "Stratejik bir ürün olan ilaca güvenli ve kolay erişimin, üretim ve tedarik zincirinin sağlamlaştırılmasının en etkili yolu şüphesiz ki yerli ve milli ilaç üretiminden geçmektedir. Ülkemizde de acilen yerli ve milli ilaç seferberliği başlatılmalıdır" denildi.

"Eczacılar, sağlık sistemi içerisinde daha etkin şekilde konumlandırılmalıdır" başlığıyla yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Türk Eczacıları Birliği, eczacıların sağlık alanındaki etkin rolünü vurgulamak ve mesleki gelişimine katkı sağlamak amacıyla 2009 Dünya Eczacılık Kongresinde 25 Eylül’ün tüm dünyada ortak olarak ‘Dünya Eczacılar Günü’ adıyla kutlanmasını önermiştir. Bu öneri, Uluslararası Eczacılık Federasyonu tarafından oy birliğiyle kabul edilmiştir.

Bu tarihten itibaren 25 Eylül ülkemizde ve tüm dünyada Dünya Eczacılar Günü olarak kutlanmaktadır. Bu yıl Dünya Eczacılar Günü teması küresel sağlık ihtiyaçlarının karşılanmasında eczacıların üstlendikleri rollere odaklanıyor. Bu tema ile eczacıların farklı alanlarda sağlık ihtiyaçlarını karşılamadaki rolünün daha sağlıklı toplumlar inşa etmek için ne denli önemli olduğu vurgulanıyor.

Kronik hastalıkların görülme sıklığındaki artış, bulaşıcı hastalıkların küresel ölçekte engellenemeyen yayılımı, antibiyotik direnci, ilaçlara ve diğer sağlık ürünlerine erişimde yaşanan sıkıntılar, sağlıktaki eşitsizlikler ve güçlü ve sürdürülebilir sağlık sistemlerinin geliştirilmesi tüm ülkelerin en önemli gündemleri arasında yer alıyor.

Bu gündemlere yönelik stratejilerin temelinde ise birinci basamak sağlık hizmetlerine erişimin iyileştirilmesi, sağlık risklerinin önlenmesi ve sağlıkta olağanüstü durumlara karşı hazırlıklı olmak bulunuyor. Ülkemizde TÜİK’in 2030 yılı projeksiyonlarına göre 2023-2030 yaşlı nüfus artışının yüzde 26,5 olarak gerçekleşmesi öngörülüyor.

Yaşam süresinin artmasına paralel olarak ülke nüfusunun da hızla yaşlanması, kaçınılmaz olarak hastalık yükü, hasta yoğunluğu, ilaç ihtiyacının artışı ve tedavi maliyetlerinin yükselmesine yol açıyor.

Stratejik bir ürün olan ilaca güvenli ve kolay erişimin, üretim ve tedarik zincirinin sağlamlaştırılmasının en etkili yolu şüphesiz ki yerli ve milli ilaç üretiminden geçmektedir. Özellikle pandemi ve sonrasında ilaç tedarikinde yaşanan sorunlar AB ülkelerini de harekete geçirmiştir.

Geçtiğimiz mayıs ayında yayınlanan tavsiye kararlarıyla özellikle kritik ilaçlar listesinde yer alan ilaçların üretim ve dağıtımındaki aksaklıkların giderilmesi ve tedarik zincirlerinin güçlendirilmesi için ilaç üretimini Asya’dan yeniden Avrupa’ya geri getirmeye dair çalışmalar hızlandırılmıştır.

Ülkemizde de acilen yerli ve milli ilaç seferberliği başlatılmalıdır. İlaçların üretiminden hastalara güvenli bir şekilde ulaştırılması ve takibine kadar sorumluluk üstlenen ilaç uzmanlarıdır. Eczacılar; bilgileri, uzmanlıkları ve kolay erişilebilirlikleri ile yetkin sağlık çalışanlarıdır.

Eczacılar sahip oldukları bu yetkinlikleri kamuda, akademide, hastanelerde, serbest eczanelerde ve ilaç sanayinde gece gündüz demeden ülke yararına, toplum yararına kullanmaktadırlar. Farklı çalışma alanlarında hizmet sunan bütün meslektaşlarımızın çalışma koşullarının iyileştirilmesi, kamuda ve ilaç sanayinde eczacı istihdamının artırılması ve eczacıların sağlık sistemi içerisinde daha etkin şekilde konumlandırılmaları mesleki devamlılığın sağlanmasının yanında sağlık sisteminin sürdürülebilirliği ve güçlendirilmesi açısından da büyük önem taşımaktadır.

Bu gerekçelerle;

-Kamuda görev yapan meslektaşlarımızın çalışma koşullarında iyileştirilmeler hayata geçirilmeli, özlük haklarındaki yapısal sorunlar acilen çözüme kavuşturulmalıdır. Kamudan emekli meslektaşlarımızın özlük haklarının iyileştirilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

-Serbest eczanelerde hizmet sunan meslektaşlarımızın koruyucu-önleyici sağlık hizmetleri, akılcı ilaç kullanımı, kronik hastalıkların takibi ve yönetimindeki rol ve sorumlulukları hem finansal açıdan hem de mevzuat çerçevesinde geliştirilmelidir.

-Serbest eczanelerin içinde bulundukları ekonomik dar boğazdan kurtulmaları ve hizmet sürekliliklerinin sağlanması adına gerekli iyileştirmeler yapılmalıdır.

-Yardımcı eczacılık uygulamalarının hem meslektaşlarımız hem de kamu ve toplum yararına daha iyi koşullara getirilebilmesi adına gerekli adımlar atılmalıdır.

-Kamuda, ilaç sanayinde ve akademide eczacı istihdamı artırılmalıdır.

-Kontrolsüzce açılan eczacılık fakültelerinin yarattığı niteliksel ve niceliksel sorunlar gözetilerek artık yeni eczacılık fakültesi açılmamalı, mevcut fakültelerin akreditasyon gerekliliklerini tamamlamaları sağlanmalıdır.

Kamuda, serbest eczanelerde, akademide, ilaç sanayiinde ve diğer çalışma alanlarında hizmet sunan 50 bini aşkın meslektaşımızla birlikte hayata değer katan bir mesleğin mensupları olmaktan gurur duyuyoruz.

Toplum sağlığı için özveri ile çalışan ve bu onurlu mesleğe katkı koyan tüm meslektaşlarımızın 25 Eylül Dünya Eczacılar Günü kutlu olsun. Eczacı varsa hayat var."

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Sağlık Haberleri