Rahmetli sanatçımız Kıvırcık Ali lakaplı, Ali Özütemiz Isırgan Otu türküsünün bir kıtasında şöyle seslenirdi.
Burada dost bildiğin anam ısırgan otu
Elini tuttun mu bil ki elin yanıyor
Şeref ekmek bulamazken, şerefsiz budu
Götürdükçe ciğer aney içim yanıyor.
Dünya ya insanlık dersi veren, mazluma kol kanat geren Mehmetçiğimize, batının desteğiyle kalleşçe saldırarak şehit eden hainlerin saklandığı mağaraları, sığınakları ve kampları ile ekonomik gelir elde ettikleri tesisleri, hatta neleri varsa yerle bir edilmesine, onlarcasının leşinin serilmesine rağmen içimizin ateşi sönmüyor.
Yüreğimiz yanıyor.
Ne kahpelermiş… Güya bunlar müttefik.
Bunlar sözde dost.
Hepsinin Büyükelçileri var.
Hep yazıyoruz.
Tarihlerini veriyoruz.
Diyoruz ki; 100 yıl önce neyse yine aynı oyun.
Teröristlere silah ve para desteği verenlerin hepsi Amerikalı, Avrupalı.
Kimisi perdenin arkasında, kimisi önünde
Ecdadım “Tek dişi kalmış canavar” diye onların karakterini bize anlatmış
Sadece anlatmamış, 1915 yılındaki Çanakkale harbinde bunları iyi tanıyın diye şunları da söylemiş;
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle “Bu: Bir Avrupalı!”
Dedirir- yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
Yedi iklîmi cihanın duruyor karşın da,
Ostralya’yla berâber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Operasyonlarda ele geçirilen silahların çoğunluğu Amerikan, Alman, İtalyan, İsveç menşeli.
Onun için sizi taaaa Çanakkale’den tanıyoruz.
Şehitlerimiz bir gül bahçesine girercesinekara toprağa değil, kalplerimize girdiler.
Mekânları cennet olsun. Allah, ailelerine, sevenlerine... Milletimize sabır versin.
Yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.
Yiğitlerimizi unutmayacağız.
Türk milleti yas tutmaz intikam alır sözünü de hatırlatacağız.