Sarayönü'nde Kurban Bayramı'ndan önce 50 kiloluk çuvalı 85 liraya satılan ekmeklik un, 120 liraya satılmaya başlandı. Üç hafta içinde una yüzde 50 civarında zam geldi. Zamma gerekçe olarak ise girdi maliyetlerinde artış gösterildi. Uncu Hüseyin Çetinkaya, "Garibanın bir ekmeği vardı. Onu da yedirmeyecekler herhalde." dedi.
Ekonomik kriz halkın temel gıdasının üretildiği un fiyatlarını da etkiledi. Una zam üstüne zam yapıldı. Çoğu sektörde olduğu gibi un sektöründe de fahiş fiyat artırımının önüne geçilemiyor. Girdi maliyetlerinin sürekli arttığını söyleyen un sanayicileri; elektriğe yapılan yüzde 14'lük zammın, mazot maliyetlerindeki sürekli artışın, buğdaydaki verim ve kalite düşüklüğünün, kur artışının ithal buğday fiyatlarına etkisinin, hepsinin zamma birer gerekçe olduğunu da aktardı. Son zamların ardından gözler bir kez daha ekmekçilere çevrildi.
"Garibana ekmekte yedirmeyecekler"
Uncu Hüseyin Çetinkaya, yaptığı açıklamada, "un fiyatlarına yüzde 50 civarında zam geldi. 80-85 liraya satılan ekmeklik unun fiyatı 120 lira oldu. Sarayönü'nde ağırlıklı olarak ekmeklik ve tandırlık un satılıyor. Üçüncü sınıf ekmeklik un 85 lira. 2. Sınıf ekmeklik un ise 120 lira. Etliekmekçilerin kullandığı pidelik un ise 110 lira oldu. Zamlardan önce 80 liraydı. Lüks ekmeklik, baklavalık, böreklik unun fabrika çıkış fiyatı 140-150 lira. Bizim bu unları satmamız mümkün değil zaten. Garibanın bir ekmeği vardı. Onu da yedirmeyecekler herhalde." dedi.
Dolar direk vurdu
Dolardaki artışın un fiyatlarını direk olarak etkilediğini anlatan Çetinkaya, "Un fiyatları ithal buğdaydan dolayı arttı. Bizim buralarda üretilen buğdaydan ekmeklik un olmuyor. Kalitesi düşük kalıyor. Ekmeklik un için mecburen kaliteli buğday ithal ediyorlar. İthal buğdayın tonu 200 dolar. Dolar kuru ikiye katlayınca buğdayın fiyatı da ikiye katladı. Sattığımız fiyata tekrar fabrikadan un alamıyoruz." şeklinde konuştu.
"Ne yapacağımızı şaşırdık"
Yine un sektöründe faaliyet gösteren Mehmet Kara, piyasanın allak bullak olduğundan dert yanarak şunları söyledi: "Piyasada yarın ne olacağı belli değil. Mecburen veresiyeyi kaldırdık. Veresiye verdiğimiz malın parası gelinceye kadar, unun bize gelişi satış fiyatımızı geçiyor. Yem satışını zaten bıraktık artık. Bu işin sonu nereye varacak bilemiyoruz. Bizde önümüzü göremiyoruz. Satış yapmaya korkuyoruz. Satış yapmasak para kazanamıyoruz. Ne yapacağımızı şaşırdık."