Sarayönü Ziraat Odası Başkanı Engin Çelik, üretimin daha sağlıklı olabilmesi adına toprak ve suyun verimli kullanılması gerektiğine işaret ederek, “Gübre, mazot, tarımsal ilaçların ve enerji maliyetlerinin yüzde 50’si devlet tarafından karşılanmalıdır.” dedi.
Dünya’da iklim değişikliklerine bağlı olarak özellikle ülkemizde kuraklık riskinin yaşanması tarım ülkesi olan Türkiye’de endişeleri giderek artıyordu. Türkiye son yılların en verimli yağışlarından birini almasıyla birlikte yeraltı suları beslenirken, barajlarda ki doluluk oranı ise artmaya başladı. Suyun verimli kullanılması noktasında rekolte artışı beklenirken, enerji maliyetlerinin hala yüksek olması üreticileri olumsuz yönde düşündürüyor.
Sarayönü Ziraat Odası Başkanı Engin Çelik, Sarayönü’nün bu yıl bereketli bir yağış geçirdiğini söyledi. Çelik, “Yağışlar 2021’in sonları ve 2022’nin başları itibariyle çok güzel gidiyor Allah’a şükürler olsun. Toprağımız gerekli yağışı aldı. Yeraltı sularımız barajlarımız beslendi. Bu Sarayönü tarımı açısından fevkalade bir durum. Fakat burada verimliliğin artması için gübreye ihtiyaç vardır. Hava açıldığı zaman çiftçimiz araziye inecek. Buğday ve arpasına azotlu gübre atacak. Tabi ki bunun maliyeti çok yüksek. Gübre fiyatlarının yüksek olması nedeniyle çiftçilerimiz almakta kesinlikle zorlanıyorlar. Bitkinin istediği kadar azotlu gübreyi üreticilerimiz atmak zorunda. Fiyatların yüksek olması nedeniyle çiftçilerimiz gübreyi çok az atacak. Bu da verim kaybına neden olabilir. Gübreden beklentimiz yüzde 50 şeklinde sağlanacak olan destektir. Çünkü gübre bitkinin ihtiyacıdır. Boyunu, sağlığını azot yaptırır bitkiye. Arpa, şeker pancarı, mısır, ayçiçeğinde azotlu gübreye ihtiyaç vardır. Bu tür gübrelerin yüzde 50’si kesinlikle desteklenmelidir. Peki neden? Bu bize verim olarak yansıyacaktır.” dedi.
“Suya ve toprağa sahip çıkmalıyız”
Başkan Çelik, tarımsal ilaçlarında fiyat olarak pahalılığını hala koruduğunu bildirdi. Çelik sözlerini şöyle sürdürdü:
“Son 2 yılda tarımda kullanılan ilaçlar maliyet yönünden üçe katladı. Tabi ki buna bir destek verilmiyor. Daha önceleri tarımsal ilaç alındığı zaman yüzde 25’lik bir destek vardı yanlış hatırlamıyorsam. Bu son zamanlarda bu destek kalktı. Yani tarımsal ilaçlara da destek verilmesi gerekir. Niye? Ekin için çeşitli ilaçlamalarda lazım. Çiftçimizin mahsulün yine verimli olabilmesi adına bu ilaçları kullanması şarttır. Çiftçiler açısından baktığımız zaman buda üreticilere büyük bir maliyet getiriyor. Verim kaybını önlemek için ilaçlamada şarttır. Tarımsal ilaçların da kimyevi ilaçlarını çiftçilerimiz rahat bir şekilde alması gerekmektedir.
Bizim çabamız, rekoltenin, verimin ve kalitenin yükselmesidir. Maliyet yüksek olunca çiftçilerimiz bunu kullanmak istemiyor. Bu belirttiğimiz ana unsurların devlet tarafından desteklenmesi önemli bir konu haline gelmiştir. Çünkü tarım çok önemli bir faktördür. İnsanoğlu her şeysiz yapabilir ama gıdasız yapamaz. Dünya’da demode olmayan iki tane unsur vardır. Bunlardan birisi su diğeri ise topraktır. Toprağımıza, suyumuza ve çiftçilerimize sahip çıkmalıyız. Bunların modası asla geçmez. Dünya geneline baktığımız zaman günümüzde tarım önemini giderek daha da artırmaktadır.”