Uzman uyardı: Gömlek yakanız boğazınızı sıkıyorsa...

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü'nden Doç. Dr. Erkam Sencar, tiroid kanserinin genellikle erken aşamalarda belirti göstermediğini belirterek, gömlek yakasının sıkılaşması, ses kısıklığı, ses değişiklikleri veya yutma güçlüğü gibi durumların tiroid kanserine işaret edebileceğini vurguladı.

Son yıllarda giderek daha fazla görülen tiroid kanseri, tüm kanser vakalarının yüzde 2,2'sini oluşturuyor ve dünya genelinde en sık rastlanan kanserler arasında 7. sırada yer alıyor.

Kadınlarda erkeklere göre 2,5 kat daha fazla görülen tiroid kanseri hakkında bilgi veren Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Erkam Sencar, bu kanser türü ve tedavi yöntemleriyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Vücudun orkestra şefi “tiroid bezi”
Tiroid bezinin, boynun alt kısmında yer alan ve kelebek şeklinde bir organ olduğunu kaydeden Doç. Dr. Erkam Sencar, “Tiroid bezi vücudun metabolizmasını, kalp hızını, kan basıncını, vücut ısısını ve kiloyu düzenleyen hormonlar üretir. Bu bezde başlayan kontrolsüz hücre büyümesi sonucu tiroid kanseri gelişir. Tiroid kanseri boyundaki lenf düğümlerine, akciğere, kemiklere ve vücudun diğer bölgeleri gibi çevre dokulara yayılabilir” şeklinde açıklamada bulundu.

“Radyasyon maruziyeti ve obezite kanser riskini artırıyor”
Tiroid kanserine neden olan DNA değişikliklerinin kaynağının henüz tam olarak bilinmediğine dikkat çeken Doç. Dr. Erkam Sencar, radyasyona maruz kalma ve obezite gibi faktörlerin bu kanser türünün risk unsurları arasında bulunduğunu belirtti. Ayrıca, tiroid kanserinin tüm kanser vakalarının yüzde 2,2'sini oluşturduğunu ve dünya çapında en sık görülen 7. kanser türü olduğunu ifade etti.

Özellikle kadınlar taramalarını aksatmamalı
Tiroid kanserinin kadınlarda erkeklere göre 2,5 kat daha çok görüldüğüne dikkat çeken Doç. Dr. Sencar, “Tiroid kanseri kadınlarda en sık rastlanan kanserler arasında 5'inci sırada yer alır. Bu nedenle semptom olmasa bile, özellikle kadınların belirli aralıklarla doktorlarına başvurarak tiroid ultrasonografisi yaptırmaları önemlidir. Bu taramalar, meme ultrasonografisi, prostat kontrolü veya kolonoskopi gibi hayati önem taşıyan sağlık kontrollerinin bir parçası olmalıdır” şeklinde konuştu.

Gömleğinizin yakası boğazınızı sıkmaya başlıyorsa dikkat
Tiroid kanserinin farklı türleri bulunduğunu aktaran Doç. Dr. Sencar, “En sıklıkla karşılaştığımız papiller tiroid kanseri yavaş büyürken, medullar ve anaplastik tiroid kanseri çok agresif seyreder. Çoğu tiroid kanseri, hastalığın erken dönemlerinde herhangi bir semptoma neden olmaz ancak tümör büyüdükçe çeşitli semptomlar ortaya çıkabilir” diyerek semptomları şu şekilde sıraladı:
“Boyunda ele gelen kitleler ve lenf nodları, gömlek yakalarının çok sıkı hale geldiği hissi, ses kısıklığı veya ses değişikliği, nefes darlığı ve öksürük ve boyunda ve boğazda ağrı.”

Tedavide başarı oranı yüksek
Tiroid kanserinin tecrübeli merkezlerde tedavi edildiğinde başarı oranının arttığını belirten Doç. Dr. M. Erkam Sencar, tiroid kanserinde tedavinin ilk ve en önemli basamağının kanserin bu konuda uzmanlaşmış bir doktor tarafından boyun ultrasonografisi ile kanser haritalandırmasının yapılması ve uygulanacak cerrahinin kapsamının belirlenmesi olduğuna dikkat çekti. Tiroid bezinin tamamının mı yoksa yarısının mı alınması gerektiği ve riskli lenf nodlarının belirlenmesinin cerrahi öncesi yapılan haritalandırma işleminde netleştirildiğini ifade eden Doç. Dr. M. Erkam Sencar, sonrasında tiroid kanserlerinde uzman bir cerrah tarafından tümörlü dokunun ve risk içeren tüm dokuların çıkartıldığını aktardı.

Atom tedavisi hedefe yönelik ve başarı oranı yüksek bir tedavidir
Ameliyat sonrası hastalara halk arasında “atom tedavisi” olarak da bilinen radyoaktif iyot tedavisi verildiğini belirten Doç. Dr. M. Erkam Sencar, konuşmasına şöyle devam etti:

“Radyoaktif iyot tedavisi sadece tiroid hücreleri ve kanser hücreleri tarafından tutulduğundan hedefe yönelik bir tedavidir ve başarısı çok yüksektir. Sağlıklı dokular korunduğundan diğer kanserlerde tedavide kullanılan kemoterapilere göre yan etkileri azalabilmektedir.

Radyoaktif iyot tedavi sonrasında ise hastayı takip eden doktor tarafından hormon replasman tedavisine başlanır ve ilk yıllarda daha sık olmak üzere uygun aralıklarla ultrasonografi ve spesifik testlerle nüks açısından kontroller yapılır. Çoğu tiroid kanseri tedavisinde yüz güldürücü sonuçlar elde edilebilmektedir.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Sağlık Haberleri