Görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Sema Anak, 2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası çerçevesinde önemli açıklamalar yaptı.
Anak, çocukluk çağı lösemilerinin çocuklarda en sık görülen onkolojik hastalık olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
"Çocukluk çağı lösemileri onkolojik olguların yüzde 30'unu oluşturur. Akut lenfoblastik lösemiler (ALL), lösemili olguların yüzde 80'ini oluşturur. ALL'lerin yarısı çocukluk çağındadır. 1948'de ilk kez kemoterapiyle parsiyel remisyon sağlanmasından itibaren hastaların klinik özelliklerine göre sınıflanması, lösemi hücrelerinin özelliklerinin belirlenmesi, çok ilaçlı ve programlı kemoterapiler ile başarı hızla artmış, yaşam oranları yükselmiş ve 1960'lardaki yüzde 10'luk başarı, bugün yüzde 90'a çıkmıştır. ALL'de çocuklarda son 50 yıldaki başarının en önemli bir başka nedeni de bilinen kemoterapileri en efektif dozda kullanan uygulama şemalarının ortaya konulmasıdır. Ayrıca gerektiğinde çok etkin hedefli tedaviler, kök hücre nakilleri başarıyı arttırır. Bunun yanında enfeksiyon, kanama gibi tedavi sürecinin en korkulan sorunlarına hızlı müdahale edilmesi, yani uygun tedaviler başarı için en önemli unsurlardan biridir."
Prof. Dr. Anak, çocukların tedavi sürecinde maddi ve manevi desteğe ihtiyaç duyduklarını söyledi. Akut miyeloid lösemilerinin (AML) sıklığının ise yaklaşık yüzde 15 ila 20 civarında olduğu bilgisini paylaşan Anak, tedavi süreçlerinin daha meşakkatli, yaşam sürelerinin daha düşük olduğunu belirtti.
Ancak, son yıllarda bu durumun yüzde 70 civarına ulaştığını kaydeden Anak, "Yüzde 30 hasta hastalığın nüksetmesinden, yüzde 5 ila 10 hasta ise tedaviye bağlı yan etkilerle kaybedilir. Tedavi sürecinde çok ağır ve uzun bir süreçten geçen bu çocuklar, hem maddi hem de manevi desteklenmeye ihtiyaç duyarlar. Tedavi gereksinimleri devletçe karşılansa da, bu süreçte psikososyal destek, eğitimlerinde süreklilik, uygun beslenme çok önemlidir. Tüm yaşamları boyunca izlenmeli ve herhangi bir organ disfonksiyonu olduğunda hemen müdahale edilmelidir. Artık lösemi tedavi edilebilir bir hastalıktır. Bize düşen bu hastalıktan kurtulan çocuklarımız için en iyisini yapmaktır. Onlara ayrılan bu haftada, en önemli konu farkındalığın artmasıdır." yorumunu yaptı.