Konya Ovası’nda genellikle Karapınar’da meydana gelen obrukların sayıları giderek artarken obruklarla ilgili açıklamalarıyla dikkat çeken Prof. Dr. Fatullah Arık, obruklarla ilgili önemli bir gerçeğe dikkat çekti. Prof. Dr. Arık, obruk oluşumlarının 30 yıl öncesinin tam tersine döndüğünü söyledi.
Konya Teknik Üniversitesi Obruk Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fettullah Arık, obruk oluşumlarının yalnız Konya’da değil, Türkiye’de de arttığını, geçmişte 30 yılda bir obruk oluşurken, günümüzde bunun tersine dönerek bir yılda 30 obruk oluştuğunu kaydetti. Prof. Arık, “Obrukların deprem, taşkın, heyelan gibi afet olarak değerlendirilmesi gerekir” dedi.
“OBRUKLAR CİDDİYE ALINMALI”
Durumun ciddiye alınması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Arık, “Konya Havzası’yla beraber Karaman, Aksaray ve Niğde’de yoğun obruk var. Konya Havzası’nda herhangi bir akarsu yok, kapalı bir havza. Obruk oluşumunda su kayaç etkileşimi önemli.
Özellikle yeraltı suyunun seviyesinin değişmesi ya da yağışlı ve yağışsız dönemler karşılaşmayı artıran faktörler. İklim değişikliği, kuraklık ve insanların aşırı su talebi nedeniyle yeraltı su seviyesinde düşüş yaşanıyor. Küçük akarsuların önüne de barajlar göletler yaparak havzaya su girişini engellemiş durumdayız. Havzanın tek su kaynağı yağışlar. O da ani, kısa süreli, sel, taşkın oluşturacak şekilde yağıyor” dedi.
“DEPREM GİBİ AFET SAYILMALI”
Bölgede DSİ gözetiminde açılmış 40 bine yakın belgeli kuyu olduğunu aktaran Prof. Dr. Arık, bunun 3 katı kaçak kuyu olduğunu da anımsatarak “Havzada 130 bin kuyudan bahsediyoruz. Geçen yıl yüzeyde olan su 20 metre derine inmiş. Havzadaki tarımsal modellerden kaynaklı su talebi artıyor.
Obrukların deprem, taşkın, heyelan gibi afet olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Mevzuatta obruklar için kesin bir tanım yok. Bir vatandaşın obruktan göreceği zararı telafi edilemiyor. 1950’lerde çıkmış kanunumuz var ama yeniden ele alınmalı” dedi.