Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye’nin kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarına göre su azlığı yaşayan ülkeler arasında olduğunu belirterek, “Kuraklığa karşı tedbir almak, su tasarrufu yapmak zorundayız. Türkiye su zengini değildir. Suyun damlasını bile ziyan etmek gelecek nesillere ihanettir” diye konuştu.
Bayraktar, Dünya Su Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, yaşam için olmazsa olmaz önemde olan suyun, dünyada dengeli dağılmadığını, kimi bölgelerde kişi başına onbinlerce metreküp kullanılabilir su düşerken, kimi bölgelerde temiz suya ulaşımının neredeyse imkansız bir hal aldığını belirtti. Yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 1000 metreküpten daha az olan ülkelerin su fakiri, 1000-2000 metreküp arası olanların su azlığı çeken ülke sınıfında kabul edildiğini hatırlatan Bayraktar, “Türkiye’de kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarı 1347 metreküptür. Bugün su azlığı çeken ülkemiz, nüfusun artmasıyla su fakiri olma riskiyle karşı karşıyadır. Bu bilinçle hareket etmeli suyumuzu ziyan etmemeliyiz” dedi.
“Yeterli su kullanımı verimlilik için şarttır”
Dünyada nüfusun artışına paralel olarak gıda ihtiyacının da arttığına işaret eden Bayraktar, ilerleyen yıllarda, gıda güvencesinin sağlanması ve sanayinin hammadde ihtiyacının karşılanabilmesi için tarımsal üretimin artırılması gerektiğini söyledi. Sürdürülebilir su politikası izlemenin, akılcı ve kalıcı çözümler üretmenin bir zorunluluk olduğuna işaret eden Bayraktar, “Dünyada tarım alanlarının hemen hemen tamamını kullanıyoruz. Üretimi artırmanın tek yolu var o da verimliliği artırmak. Verim artışını sağlamak için kullanacağımız en önemli unsur da sudan başka bir şey değil. Yeterli su kullanımı verimlilik için şarttır” diye konuştu.
“GAP, KOP ve DAP gibi projeler bir an önce tamamlanmalıdır”
Türkiye’de kullanılan suyun yüzde 74’ünün tarımda kullanıldığını, iklim şartları nedeniyle ülkenin büyük bölümünde yeterli sulamayla tarımda verimliliğin artırılabildiğini bildiren Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Tarımda sürdürülebilirlik bakımından sulama, ürünün kalite ve veriminin artırılmasında önemli rol oynamaktadır. Son yıllarda yer altı sularının aşırı tüketilmesi nedeniyle ülkemizin birçok bölgesinde su sorunu görülmeye başlamıştır.
Ülkemizde sulamaya açılan alanların büyük bir kısmında da hala geleneksel yüzey sulama yöntemleri uygulanmaktadır. Salma, tava ve karık sulama yöntemleri ile sulanan alanlarda su kaynakları etkin kullanılamıyor. Yüzde 60’a varan su tasarrufu sağlayan basınçlı sulama sistemlerini kurmak, su kayıplarını azaltmak, aşırı ve yanlış sulamanın topraklarımıza ve çevreye verdiği zararlı etkileri en aza indirmek zorundayız. Vahşi sulamaya son vermemiz şart. Basınçlı sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması için teşvik ve hibeler artırılarak üreticilerimiz için daha cazip hale getirilmelidir.
Teknik ve ekonomik olarak sulanabilir 8,5 milyon hektarlık arazinin hala 1,85 milyon hektarını sulama altyapısı tamamlanamadığı için sulayamıyoruz. 1,85 milyon hektar tarım arazisinin suya kavuşturulması, gıda talebinin karşılanması tarımda çalışan nüfusun işsizlik sorunlarının çözülmesi ve üreticilerimizin hayat standartlarının yükseltilmesi açısından oldukça önemlidir. Bu açıdan, büyük sulama projeleri içeren GAP, KOP ve DAP gibi projeler bir an önce tamamlanmalıdır. Arazi toplulaştırma çalışmaları hızlandırılmalı, yer altı suyu rezervleri korunmalıdır.”