Hadim ilçesi Dedemli Mahallesi'ndeki evinden her sabah yola koyulan Mustafa Dikmen, 10 yıldır Toros Dağları'nın yüksek kesimlerindeki yayla ve ormanlık alanları gezerek, özellikle bahar aylarında kovanlardan ayrılan arıların kurduğu kolonileri belirliyor.
Bal hasadı yapılacağı dönemde her gün 30 kilometre yürüyen Dikmen, zorlu yolculuğu sırasında bulduğu doğal kovanlardan topladığı balları satıyor. Birçok ilden talep gören balın kilogramı 350 liradan alıcı buluyor.
Dikmen, yaptığı açıklamada, yuvaların yerleşim yerlerinden ve tarım alanlarından kilometrelerce uzakta bulunduğunu belirterek, "Yolun, elektrik ve telefon direklerinin bile bulunmadığı yüksek rakımlı ormanların içindeki bal ocaklarını bulmak oldukça meşakkatli. Balın toplanma zamanı geldiğinde buraları tek tek dolaşıyorum." dedi.
İnsan eli değmeden üretilen balın şifalı olduğunu, bu nedenle fiyatının da diğer ballara göre pahalı olduğunu anlatan Dikmen, şunları söyledi:
"Göksu Nehri'nin doğduğu yer başta olmak üzere ardıç ormanları, Gevne Vadisi ve Karanıca ormanlarında bal hasadı yapıyoruz. Bu bölgelerin kendine özgü doğası ve zengin bitki örtüsü var. Buralarda elde ettiğimiz balın aroması büyük farklılık gösteriyor. Değişmeyen tek şey kalitesi ve doğallığı oluyor. Konya, Ankara, İstanbul, İzmir ve Antalya gibi birçok bölgeden yoğun sipariş alıyoruz. Çoğu zaman talebi karşılayamıyoruz. İçerisinde hiçbir katkı maddesi olmadığı için özellikle şeker hastaları, astım ve bronşit ile halsizlik yaşayanlar ve bünyesi zayıf olan çocukların aileleri sipariş ediyor. Önceliğimiz şifa arayan hastalar oluyor."
Dikmen, temmuz ayında başladığı bal toplama işinin ağustosun sonuna kadar devam ettiğini aktararak, "Özellikle çeşmelerden ve su gözlerinden kalkan arıları takip ederek yuvalandığı yere ulaşıyorum. Bal alım zamanı gelince tekrar dağlara çıkıp kovuklardan balları alıyorum. Her kovukta farklı ağırlıkta bal oluyor. Bazen 1 kilogram toplarken bazı kovuklardan da 15 kilograma yakın bal alıyorum. Bu yıl balın kilosunu 350 liradan satmaya başladım." ifadesini kullandı.
Balı topladıktan sonra arıları da yanında getirdiği kovana bıraktığını anlatan Dikmen, "Eğer bulduğumuz bu arıları kovana alıp götürmezsek kış mevsimini atlatamazlar ve ölürler." diye konuştu.