Sarayönü’nde 52 yıldır ayakkabı tamirciliği yapan 65 yaşındaki Özcan Ulusoy, değişen tüketim alışkanlığıyla eskisi kadar müşteri gelmese de her sabah açtığı dükkanında kazandığı ile evine ekmek götürüyor.
Sarayönü’nde 52 yıldır ayakkabı tamirciliği yapan 65 yaşındaki Özcan Ulusoy, değişen tüketim alışkanlığıyla eskisi kadar müşteri gelmese de her sabah açtığı dükkanında kazandığı ile evine ekmek götürüyor. Çocukluğundan beri devam ettirdiği ayakkabı tamirciliği ile yaşadığı evi yaptıran ve dört çocuğunu okutarak evlendiren Ulusoy, artık ev geçindirmeye imkan tanımayan mesleğini büyük bir aşkla sürdürmeye devam ediyor.
Ayakkabı tamircisi Özcan Ulusoy yaptığı açıklamada, lüks tüketim alışkanlıklarından dolayı, insanların günümüzde ayakkabıyı tamir ettirerek giymek yerine, yenisini almayı tercih ettiğini söyledi.
Gücü yettiği sürece mesleğini zevkle yapmaya devam edeceğini belirten Ulusoy, "Dükkanımı sabah namazıyla açıp, akşam namazıyla kapatıyorum. Yaptığım işten zevk alıyorum. Bazen çok kötü durumda ayakkabılar geliyor. Onları daha ucuza yapıyorum. Arkadaşlar bana 'niye daha çok para istemiyorsun, daha çok emek verdin' diye kızıyorlar. 'Onların bereketi daha fazla oluyor' diyorum. Çünkü orda emek var ve helal kazanç var." diye konuştu.
"İNSANLAR LÜKSÜ ÇOK SEVER OLDU"
Ulusoy, ayakkabı tamirciliğinin geçmişte en revaçta mesleklerden biri olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Millet kuyruğa girerdi. Eskiden tamirata çuvalla ayakkabı getirirlerdi. Verdikleri gün alamazlardı. Çünkü elimiz o kadar kalabalıktı. Şimdi siftah etmeden gittiğimiz gün oluyor. Bundan hayıflanmıyorum ama insanlar lüksü çok sever oldu. Tamir de onun için bitti. Tamircilik bizden sonra yok. Biz son kuşağız."
"SEBAT, KANAAT, DOĞRULUK"
Özcan usta, hayatı boyunca esnaflık ahlakına bağlı kaldığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Esnaflıkta dürüst olacaksın, sebat edeceksin, kanaat edeceksin. Sebat, kanaat, doğruluk olmazsa olmaz. Bunlardan ayrılmadığın müddetçe hayatta sırtın yere gelmez. Sallanırsın ama yıkılmazsın. Ama bunların içinden bir tanesi yoksa bitip gitmeye mahkumsun. Hangi iş olursa olsun. Esnaf olduktan sonra bu üçünü bırakmayacaksın."
"HAKKINDAN FAZLASI HIRSIZLIKTIR"
Esnaflıkta hakkından fazla para almanın hırsızlıktan farkı olmadığını anlatan Ulusoy, şunları kaydetti: "Şimdi bazıları 'ben parayı kazanayım da nerden gelirse gelsin' anlayışıyla devam ediyor. Ama esasında nerden kazandığını, nereye gittiğini bilmek lazım. Çok para kazanmayla çok rızık aldım diye bir şey yok. Yani kazandığın para bir işe yarıyorsa veya gittiği yer belliyse kazandığının helal mi, haram mı olduğunu bilirsin. Hakkından fazlasının peşinde olmana gerek yok. Hakkından fazla aldın mı zaten hırsızlık yapmış sayılırsın."
Ulusoy, çocukların ilkokul seviyesindeyken becerilerine göre yönlendirilmemesi durumunda yeni zanaatkarların yetişmesinin mümkün olmadığına işaret etti.